on dokuz

1.3K 92 94
                                    

"Taee!"

"Bebeğim yanında oturuyorum ne demeye bağırıyorsun?"

"Ben bir an daldım seni fark etmemişim."

"Neye daldın da beni bile görmez oldun?"

"Tae... yarın, yarın bitiyor karantinamız. Ayrılacak mıyız?"

Üzgün olan yüzümü ona çevirmiştim, unuttuğu şeyi hatırlayınca o da üzülmüştü. Elimi tutup uzun bir öpücük kondurdu parmaklarıma.

"Bebeğim, zaten binalarımız çok uzak değil ki."

"Hiii, bize gelirsin. Seni annemle tanıştırırım. Tae seni çok sever. Yemek yaparsın, oğlu olarak bile isteyebilir."

Üzgün suratını bozup kahkaha ile renklendirdiğinde ben de mutlu olmuştum. Bize gelme düşüncesi bile heyacenlandırıyordu.

"Gelirim bebeğim. Yemekte yaparım."

Bebeğim derken yaladığı dudaklarına düşmüştü gözüm. Tekrar gözüne odaklandığımda ciddi bir ifade almıştı. Her dudağını yaladığında gözüm dudağına kaysa böyle oluyordu. İçim huylanmıştı. Tae ile olmak ve başka bir şey yapmak istemiyordum.

Bu sene son senemdi. Baskıcı ailem bir anda değişmiş, bana farklı çözümler bulmuşlardı. O günden sonra düzgünce derslere girmemiş, hatta ders bile çalışmamıştım.

"Tae."

Haşin bakışları tekrar beni bulduğunda titremiştim. İyi olamıyordum.

"Biz... aynı üniversiteye gider miyiz?"

"Evet bebeğim. Sen nereye ben oraya."

"Sen nereye ben oraya olmalı bence. Yoksa bu gidişle üniversiteye gidemeyeceğim."

"Bebeğim, saçmalama. Birlikte çalışırız. Zaten bir proje ödevimiz var biliyorsun. O yüzden endişelenme. Birlikte her şeyde mükemmel olucaz."

Ellerimi aramızdaki küçük boşluğa koyup Tae'ye uzanmış, dudağını öpeceğimi zannedip büzen dudağını es geçip kapalı gözlerinde dinlendirmiştim dudaklarımı. Onun dudağını boynumda hissettiğimde dudaklarımı gözlerinden çekmiş ona bakmıştım. Gözlerinde hala aynı bakış vardı. Artık sadece içimi değil bedenimi de yakıyordu, bakışları.

"Jungkook telefonun çalıyor." ellerini yüzümün önünde aşağı yukarı yapıyordu.

Bakışları sarhoş ediyordu beni.

Kafamı sağa sola sallayıp arkamda çalan telefonuma uzandım. Arayan Yoongi ve Jimindi. Görüntülü olduğundan açmadan önce saçımı düzeltip öyle açmıştım.

"Tam kapatıyordum."

"Duymamışım hyung, kusura bakma."

"Babalarınızı böyle bekletmek hoş değil."

"NE?!"

Yoongi'nin cümlesini duyan Tae şaşkınca yanıma gelip ekrana bakmıştı. Yoongi sırıtmış ve Jimin'in küçük burnuna öpücük kondurmuştu.

"Yoongi Hyung, hani her şeyi anlatıyorduk birbirimize." dudağımı büzüp gözlerimi büyütmüştüm.

"Kereta, sevgilinden bize vakit mi ayırıyorsun?"

"Sevgilim yok ki benim hyung."

Yoongi ve Jimin de dahil olmak üzere üçü de anlam veremeyen suratlarla bakıyordu. Tae'nin ifadesinin sonradan sinirlenmesi beni korkutmuştu. Hiç araya katılmayan Jimin bozmuştu bu sessizliği.

Jeon Jungkook To EveryoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin