Ama sonsuz bir acı ve yalnızlık içerisindeyim
Çevremdeki herkes kendine gel,diyor_____
Bir buçuk ay sonra...
Yapmak istediğim bir şeylerin olmaması, cidden tam bir şaçmalık. Herkes gibi bir hayalimin peşinden koşmamak çok ezikçe,biliyorum.
"Söylediklerimizi yap, bu sefer işe yarayacak her şey iyi olacak.''
Bu sözlere inandım ama hala yaşıyorum,çünkü ölemiyorum. Her seferinde daha fazla acı çekiyor ama bundan kurtulamıyordum. Ölmek istemiyordum ama bu acıya daha fazla nasıl dayanacağımı da bilmiyordum. Aradan bir ay geçti. Her şey son bulsun, tüm acılarım dinsin istedim. Hücrelerimde dolaşan zehir beni mahvediyor ama öldürmüyordu. İyi olma düşüncesi benden uzaklaşıyordu ama bende onun arkasından koşuyordum. Koştuğum sırada acılar, ayak bileklerime sarılıp beni bırakmıyordu. Onlardan kaçamıyordum...
Gecenin bir saatinde hastane odamdam kaçmıştım. Evet bunu yapmıştım. Özgürlüğü elinden alınmış, sonrasında ona kavuşan bir kuş gibi çırpınıyordum. Lambalarının aydınlattığı sessiz sokakta oksijeni ciğerlerime çekerek ilerliyordum. Nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu. Duvarın dibine oturmuş elinde gazeteye sarılı içkisini içen adama yöneldim.
"Uzatın bana şu şişeyi bugün sarhoş olmak istiyorum." Açık tutmakta zorlandığı gözleri beni bulmuş, göz çerçevesinde tur atmış sonrasında bana dikkatlice bakmaya devam etmişti.
"Anlamadım?" Yüzünde yer edinen kirli sakalını karıştırmış sonrasında cümlesini devam ettirmişti. "Neden içkimi içmek istiyorsun?"
"Sadece biraz uçmak istiyorum, lütfen beni durdurmaya kalkmayın. İçkiniz için endişe etmeyin yenisini almanız için size para veririm."
"Ama bu içki ucuz marka-"
"Her marka uyar bana, son demlerini yaşayan biri için içki içmek lüks olabilir.Ayık kafa olmaya katlanamıyorum." Muhtemelen deli olduğumu düşünen adam şişesini bana uzatmış, sonrasında ona verdiğim parayı alarak yanımdan uzaklaşmıştı.
İçimden bir ses mantıklı davranmadığımı söylüyordu ama mantıklı davranmak kimin umrundaydı ki? Çok uzaklarda kalabalık şehrin birkaç ışığı parıldıyordu. Üzerimde olan hırka gecenin soğuk rüzgarının bana ulaşmasını engelleyemiyordu. Titriyordum. Titremem; korku, heyecan ve üşümüş olmamdan kaynaklanıyordu. Ne olduğunu bilmediğim içki boğazımdan geçerken genzimi yakmış, şimdiden vücuduma uyuşukluk hissini taşımıştı. Alkol toleransım yüksek değildi. Jungkook beni şu an böyle görseydi sinir krizi geçirerek bana biraz kızar sonrasında yanıma gelip sarılırdı. Kollarının yokluğunu algılayan vücudum yeniden bir titreme dalgası tutuldu.
Soğuk kaldırım taşından güçlükle bedenimi kaldırdığımda etrafımı inceledim. Biraz ayık kafamın verdiği güçlükle evime giden yolu bulmaya çalıştım. Aylarca girmediğim evimin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm A Mess | • 𝘫𝘪𝘬𝘰𝘰𝘬 •
Fanfiction"Soluklandığın boynumu,öptüğün köprücük kemiklerimi tanımadın mı?" ✩ [Tüm hakları saklıdır.] ※ jikook [düzyazı] ©⊀ladysyrinx⊁ for; ⊀mariwium ⊁