Yaşlı gözlerini saklamaya çalışarak başını çevirdi.
"Konuşacak bir şey kalmadı Jimin."
"Sen kes sesini Eunwoo ve hemen bu odadan defolup git!" Bu ses tonuma ikisi de şaşırmıştı. Mantığım ise halimden çok memnundu. Kalbimde ona katılmıştı.Kesinlikle yapmam gerekeni yapıyordum.
"Bizi yalnız bırak Eunwoo" Üzerime kötü bakışlar attıktan sonra odadan çıktı.Aramızda geçen sessizlikten sonra o konuştu.
"Dinliyorum."
"İsabet edersin" Bakışlarımız aynı duyguyla yüklüydü.Öfke.Biraz daha bekledikten sonra konuşmaya başladım.
"Sen benim tek gerçeğimdin. Ama şimdi gözlerinde ateş görüyorum. En korktuğum şeyle beni yakıyorsun." Eğik başını kaldırıp gözlerime baktı.
"O ateş bana ait değil. O senin ateşin Jimin. Ateşinle hem beni hem kendini yakıyorsun"
"Hiçbir şey bilmiyorsun Kook."
"Anlatmıyorsun Min."
"Dinlemiyorsun!" Bağırmam ile duraksamıştı. Bir buçuk aydır yaptığı hatayı galiba anlamıştı.
"Sana her geldiğimde benden gittin Kook. Bana bir kez olsun bu böyle mi,bunu yaptın mı diye sormadın.Önceden her zaman fikrimi almak isterdin. Ne oldu?Ne oldu sana Jungkook?Biz neden böyle olduk?"
"Bunlara sen sebep oldun Jimin.Hiçbir şey olmamış gibi konuşma."
"Kahretsin Jungkook. Hiçbir şey olmadı. Hala kafanda aynı şeyleri düşünüyorsun."Sinirime engel olamayarak yakasından tutup sert bir şekilde arkada giyinme dolabına çarptım. Canının acıması düşüncesi içimi mahvederken umursamadım.
"Yemin ederim seni aldatmadım Kook. Sana...bize bunu asla yapmam. Ben bize ihanet edemem" Sert olmayan yumruklarımın hedefi göğsü oluyordu.
"Son birkaç haftadır nefesimin düzensiz olduğunu çok fazla öksürdüğümden,yorgunluk ve vücut ağrımdan dolayı hastaneye gideceğimi söylemiştim sana.Jin hyungun yanına gittim bende. Yarınına ders arasındayken beni yakınlarda bir kafeye çağırdı." Sesim kısılmıştı. Dudaklarıma gelen tuzlu tat ile ne zamandır ağladığımı fark etmedim.O dolaba yaslı bir şekildeydi.Yumruklarım göğsünde durmuş başımda güçsüzce göğsüne düşmüştü.
"Ölüyorum Kook." Zorla söylediğim kelimelerle başımın altında olan vücudu donmuştu.Kendimi toplayarak devam ettim.
"İçimde zamanla büyüyen lanet bir şey var.Beni her gün bir adım daha sona yaklaştırıyor. Bana söylediğinde kendime gelemedim. Sakinleşemedim. Beni evine götürdü. Destek oldu bana. Kendime geldiğimde bana kahve yapmıştı. Titreyen ellerimle kupayı tutamadım ve hepsi üzerime döküldü. Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Tişörtü çıkarttım sonra gidip oraya su tuttuk. Çokta acısını hissetmiyordum. Ne düşüneceğimi bilmiyordum.Ayağım halıya takıldı.Jin hyungta bana takılarak üstüme düştü. Sen ve Taehyung o sırada geldiniz. Jungkook o an seni tanıyamadım. Gözlerinden ateşeler çıkıyordu resmen. Gördüğün şey o kadar büyük bir şey olmamasına rağmen...İkinize söyleyecektik durumumu. Benim için bir şans olduğunu söyleyecektik. Ama sen o gün beni bu hastalıktan önce öldürdün." Uzun bir sessizliğin ardından kısık seslerimi kulaklarıma ulaştı.
"Daha fazlasını gördüm." Başımı göğsünden kaldırıp ona baktım. Yüzü ifadesizdi.
"Eunwoo bana resimler gösterdi."
"Ne resmi?" Telefonu açıp resimlere girdi. Telefonun ekranı görüş alanıma girdiğinde gördüğüm resimlerle bende şok olmuştum.Lanet olsun bana çok benziyordu ama ben değilim. Duvara yaslı ve onun üzerine eğilip öpüşen iki kişi vardı. Ama resim o kadar net değildi ve karanlıktı. Bakışlarımı çekeceğim sırada gördüğüm şey ile hayal kırıklığına uğradım.
"Bu ben değilim. İyice baktın mı bu resimlere?" Sessizliği gereken cevaptı. Telefonu eline tutuşturdum.
"Şimdi o resme iyi bak. Boynunun köprücük kemiği ile olan yere bak!Bak bakalım orada gördüğün şey bende var mı?" Resme tekrar dikkatle baktı. Telefon elinden düşerken kalbime bir can kırığı saplanmıştı.
"Soluklandığın boynumu,öptüğün köprücük kemiklerimi tanımadın mı?"Sırtını dolaba yaslayarak yere çöktü.
"Jimin... Ben..."
"Lütfen sus Kook. Beni ne kadar daha fazla yaralayacağını görmek istemiyorum." Onu orada bırakarak odadan çıktım. İlk defa gidiyordum ondan.Belkide son gidişimdi.
_______
"Eunwoo!" Kafeteryada grupla oturan Eunwoo'ya yumruk atan Jungkook ile ortam sessizleşmişti.
"Şerefsiz!" Jungkook üstüne çıkarak bir yumruk daha atmıştı.
"Jungkook ne yapıyorsun?" Yugyeom ve Mingyu Jungkook'a engel olmaya çalışıyordu.
"Nasıl beni kandırırsın?Bunu bana nasıl yaptın?!" Eunwoo kendine gelerek Jungkook'u üzerinden itti.
"Ne saçmalıyorsun?"Bir eliyle kanayan burnunu tutuyordu.
"Sana güvendiğim için kendimden nefret ediyorum. Jimin'e bunu yaptığım için kendimden nefret ediyorum." Ağlıyordu. Çaresizlik içinde ağlıyordu.
"Mingyu, Eunwoo'yu alıp Jaehyun'un yanına gidin." Yugyeom, Jungkook'u kolundan tutarak sürükledi. Nereye gittiklerinden bir haberdi Jungkook. Çokta önemli değildi nereye gitti. Şu an yerin dibine girmek istiyordu.
"Kendine gel Jungkook!" Sarsılması ile düşüncelerinden çıktı. Boş olan spor salonundalardı.
"Şimdi sakin ol ve ne olduğunu anlat."
"Eunwoo beni kandırdı. Lanet olsun Yugyeom!Ona güvenmiştim. Jimin'e bunları yaşatmak zorunda değildim. Ona bu kadar acı çektirmek zorunda değildim."Anlamayan bakışlarla bakıyordu.
"Neden bahsediyorsun Jungkook?"
"Eunwoo bana Jimin'in beni aldattığına dair resimler gösterdi.O olduğuna başta inanmadım. Umursamadım. Sonra bizim bölümdeki çocuklarla yakınlarda yemek yemeye gidecektik. Sonra onu Jin hyungla gördüm. Çok yakınlardı. Sarılıyorlardı. Jimin'in yüzü görünmüyordu. Biliyorum onu abisi olarak görüyor ama resimlerden sonra içime bir kurt düştü. Sonra Taehyung aradı ve Jimin'in bir şey söyleyeceğini ve onlara gideceğimizi söyledi.Akşam eve gittiğimizde onu üstü çıplak bir şekilde Jin hyungun üzerinde gördüm. Her şey üst üste geldi Yugyeom. Kendime hakim olamadım. Gözüm hiçbir şeyi görmedi. Sadece kırılmıştım ve öfkeyle doluydum." Yine tutamadı kendini ve dizlerinin üstüne yere düştü.
"Yugyeom onu çok kırdım. Asla söyleyemeyeceğim şeyleri söyledim. Onu yıktım sonra üstüne basarak geçip gittim." Yugyeom, Jungkook'un yanında çökerek sarıldı.
"Yugyeom o ölüyor."Hıçkırıkları kesilmiyordu ve içini deşen o kelimeleri söyledi.
"Ve onu ben öldürüyorum."
________
Tam istediğim gibi yazamadım ama olsundu:') Çok içimi parçalayan bir bölümdü. Umarım beğenirsiniz^^
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm A Mess | • 𝘫𝘪𝘬𝘰𝘰𝘬 •
Fanfiction"Soluklandığın boynumu,öptüğün köprücük kemiklerimi tanımadın mı?" ✩ [Tüm hakları saklıdır.] ※ jikook [düzyazı] ©⊀ladysyrinx⊁ for; ⊀mariwium ⊁