Cemre'den
Annemle babamın ölümünden yaklaşık 3 ay geçmişti. O günden beri evle hastane dışında hiçbir yere gitmedim ve yine hastanedeydim.Bugün oldukça yorucuydu,hastaneden çıkmama 45 dakika kalmıştı. Biraz hava almak için hastanenin önündeki banklardan birine oturdum ve abimi aradım. İlk çaldığında açmadı,içime şüphe düşmüştü acaba birşey mi oldu diye. Çok geçmeden "Güzeliim" diye bir ses duydum telefondan. Gülümsedim ve "Abi arabam servisten ne zaman çıkacak? Ben birazdan hastaneden çıkacağım" dedim. Abim "Yarın çıkcak bitanem istersen bugün seni hastaneden ben alabilirim." dedi. "Tamam abi saat 4 gibi çıkarım ben hastaneden" dedim. "Tamamdır" diyip direk telefonu suratıma kapattı,öküz işte insan en azından görüşürüz falan der. Derin bir şekilde iç çektim ve oturduğum yerden kalktım,kafamı hastane kapısına çevirdiğimde yine o ordaydı. Özgür Deniz Cellat 5 ay önce hastanede psikolog olarak işe başladı,beni nerde görse konuşmaya çalışırdı ve yine aynı şey olacaktı. Mecburen hastane kapısına doğru ilerledim.
Deniz'den
Saat 4'e geliyordu,randevu defterime baktığımda bugün başka hastam olmadığını farkettim. Hastaneden çıkmak için hazırlanmaya başladım,hazırlanmak dediğim de alt tarafı bir mont giydim. Hastanenin kapısından çıkarken Cemre'yi gördüm. Güler yüzle yanına doğru ilerledim ve "Merhaba" dedim. Yüzüne yalandan bir gülümseme koydu ve "Merhaba" dedi. Biliyorum benden pek haz etmiyordu ama onunla konuşmak istiyordum. İçinde kendisinin çözemediği şeyler vardı,bunlar onun yüzünden okunuyordu ve ne zaman sorsam inkar ediyordu.
Daha fazla zaman kaybetmeden "İstersen bugün hastanede işlerin bittikten sonra bir kafede sana kahve ısmarlayabilirim,hem biraz konuşuruz ne dersin?" diye sordum. Tabi Cemre her zamanki gibi "Ya senin ilgilenmen gereken hastaların yok mu onlarla konuşsana benim işlerim var hadi sana iyi günler" diyip yanımdan ayrıldı. Kafamı önüme eğip arabama ilerledim,güzel bir şarkı açıp arabayı eve doğru sürdüm.Eve geldiğimde dünden kalan bulaşıklar tezgâhın üstündeydi. Annem görse konuyu tezgâhın üstündeki bulaşıklardan,benim evliliğime kadar getirirdi. Yavaş yavaş tezgâhın üstündeki tabakları bulaşık makinesine koymaya başladım. Bir yandan da Cemre'yi düşünüyordum, kendi kendime "Neden benimle konuşmuyor?" diye söylendim. Bir süre sonra telefonum çalmaya başladı, reddettim ve bulaşıkları makineye koymaya devam ettim. Kızların neden sürekli bulaşık yıkadığını veya bulaşıkları makineye dizdiğini şimdi anladım,terapi gibi birşeymiş bu.
Mutfaktaki işimi bitirdikten sonra kendimi direk salondaki koltuğa attım. Televizyon izlerken aklıma tekrardan Cemre geldi, telefonumu cebimden çıkartıp İnstagram'a girdim ve arama yerine Cemre'nin ismini ve soyismini yazdım. Yoktu hiçbir şekilde Instagram hesabı yoktu,bir insan nasıl sosyal medya hesabı kullanmazdı ya? Biraz daha uğraştıktan sonra pes ettim ve televizyon izlemeye devam ettim.
Cemre'den
Her zamanki gibi Deniz'i tersleyip hızlı adımlarla hemşire odasına gittim. Hemşire kıyafetlerimden kurtulup günlük kıyafetlerimi giydim ve hastanenin önüne çıktım. Abimi beklemeye başladım,bir kere ya bir kere beni bekletmese şaşarım. Yaklaşık 15-20 dakika daha abimi bekledim ve sonunda gelmişti. Arabaya bindiğim anda " Bir kere beni bekletme aha bak gördüğün şu dişimi kırıcam." dedim ön dişimi göstererek. "Sana da merhaba canım kardeşim hem o ön dişini kırsan çirkin olursun kimse almaz seni." dedi. Bu sefer sessiz kaldım sanki çok meraklıyım birinin beni almasına. Arabada uzun bi sessizlik olduktan sonra "Abi Yaren evde mi?" diye sorarak,sessizliği böldüm. Abim "Evet,yani en son evdeydi." diye cevap verdi. Sinirle "Abi en son dediğin sabah farkındasın dimi? Off sana soranda kabahat." dedim ve çantamdan telefonumu alıp yareni aradım. Kısa bi konuşmanın ardından telefonu kapattım ve kafamı cama yasladım. Annemleri düşünüyordum,kafamı yavaşca gökyüzüne kaldırıp "Sizi çok özledim." diye fısıldadım, fısıldamamın hemen ardından gözümden bir damla yaş aktı. Abim görmeden gözyaşımı sildim ve hemen kendimi toparladım, sonunda evin önüne gelmiştik. Abim "Sen eve geç ben bu gece geç gelirim gelmezsem de merak etme birşey olursa ararsın tamam mı güzelim" dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve arabadan inip eve girdim,Yaren'e selam verip direk odama gitim ve pijamalarımı giydim. Yatağıma uzandım telefonumu alıp galerimde gezmeye başladım,annem ve babamla olan fotoğrafları gördüğümde yüzüme buruk bi gülümseme yerleşti,fotoğrafı yakınlaştırıp annemin yüzünü okşadım. Fotoğrafın tarihine baktığımda direk ağlamaya başlamıştım. 14.11.2020 hem doğum hem de annemleri kaybettiğimiz gün,bir insan nasıl en mutlu olduğu günde birden dünyanın en mutsuz insanına dönüşebilir ki? Yavaşça telefonun bildirim çubuğunu aşağı indirip bugünün tarihine baktım. 21.01.2020 aradan koskoca 3 ay geçmiş. Birden yataktan kalktım ve pijamalarımı çıkartıp düzgün bir kıyafet giydim,alt kata inip Yaren'den arabasının anahtarını istedim,ne yapacağımı sordu. En sonunda "Yaren bana güven kötü birşey yapmayacağım." dedim. Yaren birşey söylemeden anahtarını uzattı,direk anahtarı alıp arabaya koştum. Yarım saat sonra mezarlığa geldim.
Deniz'den
Televizyon izlerken canım sıkıldı,montumu giyip arabaya bindim ve arabayı mezarlığa doğru sürdüm. En yakın arkadaşım Melih 3 yıl önce mide kanserinden vefat etmişti,ara sıra mezarlığa gidip beni duymayacağını,bana cevap vermeyeceğini bile bile ona birşeyler anlatırdım. Mezarlığa geldiğimde Melih'in mezarının 3 mezar ilerisinde sarı saçlı bir kız sadece ağlıyordu ve "Annem" diye sayıklıyodu. Sesini Cemre'nin sesine benzetsem de o değildir diye düşündüm ve yavaşça Melih'in mezarına doğru ilerlemeye başladım. Mezarın başına geldiğimde gözlerim dolmuştu,yere çömelip konuşmaya başladım. "Nasılsın? Uzun zaman oldu sana gelip birşeyleri anlatmayalı. Melih aklım çok karışık kardeşim,hastanede bir kız var ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Dünyalar tatlısı ama bir o kadar da inatçı konuşmaya çalışıyorum çünkü bir derdi var belli ama bana anlatmıyor. Tabi bana herşeyini anlatmasını beklemiyorum ama bugüne kadar kimseyle konuştuğunu da görmedim,kendi halinde biri,ondan hoşlanıyor muyum inan bilmiyorum ama..." derken bir ses duydum. Kafamı sesin geldiği yere doğru çevirdiğimde Cemre'yi gördüm, o sarı saçlı kız Cemre'ydi demek. Yere düşmüş direk yerimden kalkıp Cemre'nin yerden kalkmasına yardım etmek için ona doğru ilerledim ve elimi uzattım.
Cemre'den
Annemle babamın mezarının başına çömeldim ve öylece izledim tek bir kelime bile konuşmadım. Aradan 10 dakika geçti dayanamadım,gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Söyleyebildiğim tek şey "Annem" di,biraz daha mezarın başında durduktan sonra ayağa kalktım başım döndü ve yere düştüm. Kafamı yukarı kaldırdığımda elini uzatmış bir şekilde Deniz'i gördüm. Elini tutup ayağa kalktım,bir süre bakıştıktan sonra "Teşekkür ederim,ben gitsem iyi olur" dedim ve tam gidecekken Deniz kolumu tuttu. Ona döndüm,tam konuşacakken,"Cemre bunu bir psikoloğum diye demiyorum arkadaş olarak söylüyorum bak içinde çözemediğin şeyler var konuşmalıyız "
dedi. "Belki sonra şu an iyi değilim" dedim ve tam uzaklaşacakken kolumu tuttu, sinirle "Yine noldu?" dedim. Kartını uzattı ve "İstediğin zaman arayabilirsin" dedi. Gülümseyerek başımı salladım ve arabaya doğru ilerledim.Eve geldiğimde yaren uyuyordu, fazla ses çıkarmamaya özen göstererek odama gittim.
Gece birinin saçımı okşamasıyla uyandım. Abimdi,yatakta doğrulup abime sarıldım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım, buna uzun zamandır ihtiyacım vardı. Abime direk "Abi ben hastaneye gitmek istemiyorum." dedim bunun sebebi Deniz değildi,o ortama girdikçe aklıma annemle babam geliyordu. Abim uzatmadı "Sen bilirsin güzelim istediğin zaman şirkete gelebilirsin." dedi. Birşey söylemedim abimin göğsüne kafamı koyup kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah uyandığımda abim yoktu,şirkete gitmiştir diye düşündüm. Telefonu elime aldığımda saat 10.00 du, hastaneye gitmeyecektim. Bugünlük değil sonsuza kadar kurtulmuştum o iğrenç yerden,üstümü giyindim ve güzelce makyaj yaptım. Kahvaltıyı dışarda yapmayı düşünüyodum, çantamdan Deniz'in kartını çıkardım numarasını rehberime kaydettim ve direk aradım. Çok geç olmadan telefonu bir kız açtı ve "Alo kimsiniz?" diye sordu. Sessiz kaldım, kız biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattı. Madem sevgilisi vardı neden benimle konuşmaya çalıştı? Neden bana numarasını verdi? Neden bana yardımcı olmak istedi?
1160 kelime yazmışım. Sizce güzel gidiyor mu? Değiştirmemi istediğiniz şeyler var mı? Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim. Sizi çook seviyoruuumm😘❤️
Bu arada 2.bölüm hazır eğer isteyen birkaç kişi olursa atabiliriim :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikolog
Teen FictionDerin bir şekilde iç çektim ve oturduğum yerden kalktım,kafamı hastane kapısına çevirdiğimde yine o ordaydı. Özgür Deniz Cellat...