KOSKOCA 30 GÜN

739 46 2
                                    

Cemre'den

Abimle Deniz'in görüntülü konuşmasının üstünden 1 ay geçmişti. Deniz'i aramadım,o aradığında da açmadım. Abimle görüntülü konuştukları gece rüyamda annemle babamı görmüştüm,artık abim ve Yaren'le de konuşmuyordum. Odamdan çıkmayıp saatlerce annemle babamın fotoğraflarına bakıyordum,kafamı dağıtmak için müzik dinliyordum veya dizi izliyordum. Bir süre sonra dizi,film ve müzik bile iyi gelmemeye başlamıştı kendimi bitkisel hayatta gibi hissediyordum. O günden sonra deniz birkaç kez eve geldi ama kapıya çıkmadım,biliyorum bana çok kırgındı belki de beni affetmezdi ama ben kendime bile iyi gelmezken,kendimi bile mutlu edemezken Deniz'e iyi gelemezdim. Deniz'i mutlu edemezdim,bir insan her şeyden önce kendini sevmeli,mutlu etmeli. Bugün evden çıkıp hastaneye gidicektim,aslında biraz heycanlıydım. Hastaneden arkadaşım Seher'i arayıp benim için Deniz'e bir randevu ayarlamasını istedim. Saat sabah 08.28 di ben yine gece hiç uyumamıştım, haftanın 4 günü uyuyorsam 3 günü hiç uyumuyordum. Adam akıllı yemek yemiyordum ve bu halimden mutluydum,başkası olsa 2 hafta sonra dayanamaz eski yaşamına geri dönerdi. Yatağımdan kalkıp banyoya gittim,ılık bir duş aldım. Saçlarımı kuruttuktan sonra elime gelen eşofman ve sweatshirt'i giyip evden çıktım.

Deniz'den

Sabah uyandığımda saate baktığım an ışık hızıyla yataktan kalkıp direk hazırlanıp hastaneye gitmek için evden çıktım. Saat 08.45 ti benim 09.05 de hastam gelecekti. Yani 20 dakika içinde hastanede olmam gerekiyordu. Arabaya binip yola koyuldum. Tabi yine aklımda o vardı,Cemre'yi 1 ay boyunca her gün sıkılmadan aradım,her gün sıkılmadan mesajlar attım ama nafile. Hiçbir şekilde geri dönmüyordu. Evine gittiğimde kapıya çıkmıyordu. Artık ümidimi kaybetmeye başlamıştım,sürekli kendi kendime "Acaba birşey mi yaptım?" diye soruyordum.

09.00 da hastanenin önündeydim hızla odama çıktım ve hastayı beklemeye başladım.

Cemre'den

Deniz'in odasının önünde güneş gözlüğümü taktım Deniz'i beklemeye başladım. Bir süre sonra birisi koşarak önümden geçti, Deniz'di bu kokusundan tanıdım. Gözlerim dolmuştu ama kendimi toparlamam lazımdı, gerçi daha ne kadar dağıtabilirim bilmiyordum. Saat 09.05 olduğunda kapıyı tıklayıp içeri girdim. Güneş gözlüğümü çıkarıp sakince Deniz'in karşısındaki sandalyeye oturdum. Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu,boğazım düğümlenmişti konuşsam gözlerimden yaşlar akacaktı. Onun da gözleri doldu ve direk "NERDEYDİN CEMRE? 1 AY BOYUNCA NERDEYDİN? HER GÜN SENİ ARADIM,HER GÜN SANA MESAJ ATTIM,EVİNE GELDİM NERDEYDIN HE KOSKOCA 30 GÜN NERDEYDİN?" diye bağırdı. Gözlerimi kapattım ve "Deniz tanıdığım başka doktor yok diye sana geldim, lütfen işi zorlaştırma." dedim. Kafasını aşağı eğip ellerini saçlarının arasına geçirdi,bir süre sonra kafasını kaldırıp "Ne istiyosun?" diye sordu. Sessizce "Uyku hapı." dedim bilgisayarını açıp birşeyler yaptı ve yazıcıdan bir kağıt çıkartıp imzaladıktan sonra kağıdı uzattı ve "Hapı ortadan ikiye böl öyle iç,senin bünyen zayıf tamamını içmek sana ağır gelebilir." dedi. Kafamı tamam anlamında sallayıp sandalyeden kalktığımda, beni kolumdan çekip sımsıkı sarıldı. Buna çok ihtiyacım vardı ama yapamazdım,ben kendimi mutlu edemiyorum Deniz'i mi edecektim? Hah komik. Ben ona sarılmayınca beni sandalyeye oturtturdu ve önümde diz çöküp ellerimi tuttu. Gözlerine bakamıyordum,baksam her şey daha da zorlaşacaktı. Ben bunları düşünürken Deniz,"Cemre yalvarırım gözlerime bak, gözlerime bak ve iyi olacağına dair söz ver. Konuşmasak da görüşmesek de iyi olacaksın tamam mı? Sana yazdığım bu ilacı akşam 11 gibi iç 12 ye doğru uykun gelir, böylelikle uyku düzenin de eskisi gibi olur. Seni seviyorum kendine çok iyi bak istediğin zaman buraya gelebilirsin, buraya gelmek istemezsen bir kafede oturur konuşuruz,ben sana yine şarkı söylerim ama yeter ki kendine çok iyi bak olur mu? Sen çok güçlü bir kızsın bunu unutma" dedi ve ellerimi öptü. Gözümden bir yaş aktı,sağ elimi Deniz'in yanağına götürdüm yanağını okşamaya başladım. Benden bi açıklama bekliyordu,hayal kırıklığına uğradığı gözlerinden belliydi. "Özür dilerim Deniz,çok özür dilerim." diyip odadan çıktım.

Deniz'den

Cemre'yi gördüğüm an şok geçirmiştim,biraz önce ne olmuştu anlam veremiyordum. Göz altları mosmor olmuştu. "Deniz kurudu, papatya soldu" dedim kendi kendime. Odamdan çıkıp sekretere bugünkü bütün randevularımı iptal etmesini isteyip direkt hastaneden çıktım. Şirkete babamın yanına gidip beni işe almasını istedim. En kısa zamanda da hastaneye istifa dilekçemi gönderecektim. Bir anlık hastanede çalışmamın beni kötü etkileyeceğini düşündüm,kötü bir düşünce olsa bile her şeyin inceldiği yerden kopmasını istiyordum.

Babamın yanında işlerimi hallettikten sonra Berke'yi aradım. Ondan akıl almam gerekiyordu, gerçi Berke'de benden bir farkı yoktu. O da Cemre'nin arkadaşı Yaren'e aşık olmuştu, ne ara aşık oldu hiçbir fikrim yoktu. Ara sıra Yaren'le Berke yemek yemeye çıkıyordu,o sırada Berke çaktırmadan konuyu Cemre'ye getirip bana haber veriyordu.

Yaklaşık 1 saat sonra Berke'yle buluştuk, direk konuya girmek istemedim. Daha doğrusu ne diyeceğimi bilmiyordum. Hala Cemre'yi o halde görmenin şokunu yaşıyordum. Bir süre sonra Berke, Cemre'nin konusunu açtı. Sonunda bu konuyu açmıştı,bir süre sessiz kaldıktan sonra bugün olan her şeyi anlattım. Berke şok olmuş bir şekilde suratıma bakıyordu ve "1 ay sonra hiçbir şey olmamış gibi karşına mı çıktı? Sende salak gibi onu çok sevdiğini mi söyledin? Deniz bak her kararında yanındayım ama,kızla her şey çok güzel giderken birden telefonlarını açmamaya başlıyor. Benim bildiğim Deniz böyle bir insana nefretten başka bir duygu beslemez." dedi. Sinirlendim ama Berke'nin kalbini kırmak istemiyordum. "Sonra konuşuruz." diyip Berke'nin yanından ayrıldım. Eve gidicektim,başka nereye gidebilirdim ki? Diye düşünürken birden direksiyonu kırıp Cemre'nin evine doğru gitmeye başladım. 10-15 dakika sonra yolda bir kalabalık gördüm,arabayı durdurup bir süre izledim o kalabalığı. 2 dakika sonra arabadan inip kalabalığa doğru ilerledim,kalabalığın arasına karışıp en öne geçtim. Gördüklerim karşısında bir kez daha şok olmuştum. Cemre kaza yapmış,başında üç kişi vardı. Hemen o üç kişiyi Cemre'den uzaklaştırdım ve kafasındaki yaraya dikkat ederek sıkıca sarıldım. Gözlerimden yaşlar akıyordu,hemen Cemre'yi kucağıma alıp arabamın arka koltuğuna yatırdım. "Dayan bitanem,dayan hastaneye gidiyoruz iyi olacaksın söz veriyorum sana." diye sayıklayıp duruyordum.

Hastaneye geldiğimizde çaresizce bekliyordum,hastane kapısına baktığımda Yaren, Berke ve Kürşat içeri girmişler bana doğru geliyorlardı. Kürşat birden boğazımı tutup "Naptın kardeşime!" diye bağırıyordu. Birşey söylemeden sinirini atmasını bekliyordum. Yaren'le Berke, Kürşat'ı  sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Doktor odadan çıktı, direk doktorun yanına gittim Cemre'nin durumunu sordum. Kürşat'ın,"Doktor bey ne olur birşey söyleyin,kardeşim nasıl?' sorusundan sonra doktor, "Hastamızın kolu kırılmış onun dışında birşeyi yok.  5 dakika sonra görebilirsiniz,iyi günler." diyip yanımızdan ayrıldı. Cemre'yi görüp görmemek konusunda kararsızdım ne yapacağımı bilmiyordum. Berke'ler odaya girerken beni de çağırdılar, kendimi toparlayıp Berke'lerin arkasından odaya girdim.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazarsanız sevinirim. Sizi seviyoruıummm❤️

PsikologHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin