Hayatımda ikinci defa şanslı olduğumu hissediyordum.Tam ''Tamam,işte şimdi bitti,'' dediğim sıralardan sonra belayı başımdan savabilmem ikinci olmuştu.Geçen sene,on altı yaşımdayken yurtta girilmesi yasak olan bodrum katına sürüklendiğimde,yabancı ellerin çığlıklarımı umursamadan vücuduma dokunmaya devam etmesiyle attığım çığlıkları,yakarışlarımı ve yalvarışlarımı kimse duymadığında daha kuvvetli bağırmıştım.Sanki sesim çıkmıyor gibiydi.Bazen rüyalarımızda olan bu şeyi canlı yaşıyor gibiydim.Bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu.Yalvarıyordum ama durmuyordu.Gözlerimi kapatıyordum ama görüyordum.Yabancı eller gözümün önünden bir türlü gitmiyordu.İğrenç dudakları hissetmeden duramıyordum.Kendime ümit verip kandırmak istememiştim.Gözlerim kapatıp umutsuzca bağırmayı kestiğim anda yurt müdürü gelmişti.İlk defa şanslı olduğumu hissetmiştim.
Ve bu sefer de gözlerimi kapatıp iğneyi batırmasını beklemiştim.İğnenin etkisiyle uyuşmaya başladığımda ''Özkan!'' diye bir yakarış duyduğumu hatırlıyordum.Bağlı olduğum ameliyat masasında uyanmıştım.Etrafta kimse yoktu ve ben şanslı hissetmeme rağmen hala korkuyordum.Bu izbe yerde tek başıma olmak...Ürkütücüydü.Beni burada ölüme terk etmiş olacaklarını düşünmek istemiyordum.Zaten mantıksız olurdu.Sonuçta,kızlarının hayatını kurtarmak için beni kullanacaklardı.Acaba öldüm mü,diye saçma düşüncelere girmek bile istemiyordum.
''Özkan Abi! Bekle artık.''
Öldüğümde ilk duyacağım ses Arın'ınki olmayacağına göre ölmemiştim.
''O kız,Çağıl'ı iyileştirecek!''
''Çağıl'ı dün gece kaybettik abi.Esim'in kalbi bir işe yaramayacak.Aradan on iki saat geçmiş.''
Birkaç kırılma sesi duyduğumda yattığım yerden kafamı kaldırıp bakmaya çalıştım ama boynum ağrıdığında buna son verdim.
''Kızımı sana emanet etmiştim ben! Aradan on iki saat geçmiş ne demek? On saat boyunca Çağıl'ı kontrol etmedin mi?''
Kükreyen ses kesinlikle Özkan İldes'e aitti.Yaptığım hesaplamaya göre iki saattir baygın yatıyordum.İğnenin yanında,uzun süredir aç kalmamı da göze alırsak iki saat sonra uyanmam gayet normaldi,hatta azdı bile.
Birkaç takırdamadan sonra kapıdaki cüsse hışımla yanıma doğru gelip bileklerimi çözmeye başladı.Üzerime eğilip, ''Kızımı kurtaracaksın,'' dedi ama tiksintiyle bakıyordu.Benim suçum varmış gibi.
''Çekil üzerimden,'' dedim onunkiyle aynı derecedeki tiksintiyle.Özkan İldes'ten tiksinmek için nedenlerim vardı.Onun aksine.
Eğilip ayağımdaki ipleri de çözdüğünde –evet ameliyat masasına iple bağlanmıştım,öyle bir titizlik (!)- kolumdan tutup beni karşıdaki duvara yasladı.Fırlattı desem de olurdu.
''Senin yüzünden kızım öldü benim!'' Bağırmasına karşılık yüzümü buruşturdum.
''Benim yüzümden falan ölmedi.Hastaydı senin kızın.Hasta!'' Sesimi yükseltmemem gerektiğinin farkındaydım ama beni suçlamasına karşı sessiz kalamazdım.Kızını kaybettiği için üzgün olmasını anlıyordum ama sarılıp teselli etmeyecektim ya!
Elini havaya kaldırdığında Arın hızla yanımıza gelip Özkan İldes'i benden uzaklaştırdı.
''Kızın bir suçu yok.Ona vurmamalısın,'' derken hala kibar olmaya çalışıyordu.
Bana zarar vermelerini beklemeyecektim.Açık kapıya kısa bir göz atar atmaz hızla oraya koşmaya başladım.Bazen şansımızı bizim yaratmamız gerekirdi.Ya da şansı görmeli ve kullanmalıydık.
Dar sokak boyunca koşmaya başladığımda arkama bile bakmıyordum.
''Esim,dur!'' Arın arkamdan bağırdığında bir an yavaşladım ama durmadım.Ona güvenmekle hata yapmıştım.Beni şu an Çağıl için kullanmayacaklardı ama onları şikayet etmemden korkup bana zarar verebilirlerdi.Öylece gitmeme izin vereceklerini sanmıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİM
Ficção Adolescente''Sadece bana güvenmeni istiyorum,'' diye fısıldadı kollarını belime dolarken. ''Deneyeceğim.'' Birine güvenmeye ihtiyacım vardı ve Arın Güney ona güvenmemi istiyordu.İhtiyacım olan en önemli duyguyu bana sunuyordu. __________ Genellikle kötü çoc...