#5

104 37 0
                                    

Medyada Esim var. İyi okumalar!

Uzun zamandır huzurlu bir uykuya dalamamıştım.Bugün rahat uyumam gerekiyordu belki de.Arın'ın kütüphanesinden bir kitap alıp okumuştum.Arın,Akın ve ben güzel bir akşam yemeği yemiştik.Yatmadan önce de kahve içmiştik ve benim için en huzurlu günlerden biri olmalıydı.Ama bir türlü rahat edemiyordum.İki erkekle aynı evdeydim.Arın'ı tanıyalı çok olmamıştı ve güvenemezdim.Akın ise...Onu hiç tanımıyordum.Başucumda duran yeni fark ettiğim saate baktım.Gecenin üçüydü.Aklımdan geçen her çeşit düşünce uyumama engel oluyordu.

Daralmaya başladığımı hissettiğimde pencereyi açmıştım ama etki etmemişti.Bunalmıştım.Yataktan kalkıp sessiz adımlarla dış kapıya doğru ilerlerken birkaç mırıltı duydum.Evde iki oda vardı.Akın'ın beklenmedik ziyareti yüzünden Arın salonda,kanepede yatıyordu.Kanepede benim yatmam konusunda ısrar etmiştim fakat izin vermemişti.

Yanından sessizce ilerlerken, ''Seçil,'' diye mırıldandığını duydum. Şu meşhur Seçil'i feci merak ediyordum.Arın'la muhabbetimiz ilerlediğinde bunu soracaktım.Muhabbetimizin ilerlemesini istiyor muydum? Kendimi kandırmamın bir anlamı yoktu,istiyordum.

''Üstesinden gelemem,lütfen.''

Resmen uykusunda konuşuyordu.Sayıklamak,daha uygun olabilirdi.Terlediğini gördüğümde üzerindeki yorganı biraz aşağıya çektim.Parmakları bileğime sarıldığında irkildim.Hala uyuyordu.Kabus gördüğümde ben de mi böyle oluyordum acaba? Bunu bilemezdim.Beni uykumda görmüş olanlar sadece yurt arkadaşlarım ve yurt görevlileriydi.Onlar da kabuslarımla pek ilgilenmezlerdi.

Parmaklarını yavaşça bileğimden çektim ve dış kapıya çıktım.Kapıyı açık bırakırsam Arın üşüyecekti.Kapatırsam içeri giremeyecektim.Bunu düşünürken gözüme vestiyerdeki anahtarlık çarptı.Anahtarı alıp dışarı çıktım.Derin bir nefes çektim içime.Nefesimi geri verene kadar,yaklaşık üç saniye o kadar güzel hisetmiştim ki.Refah,huzurlu ve belki de mutlu.Hayatımdan bunalmıştım.İntihar etmeyi düşündüğüm zamanlar olmuştu.Her seferinde kendimi durdurabilmiştim.Anne ve babamın,onlara böyle seslenmek bile midemi bulandırıyordu, beni değersiz bir çöp olarak görüp dışarı attığı gibi ben kendime bunu yapmayacaktım.Kendime değer verip,başardığım şeylerle gurur duyacaktım.Elime her jilet aldığımda ya da her sahil kenarına gittiğimde intiharın kıyısından bu düşünceyle dönmüştüm.

On beş dakika kadar dışarıda durduktan sonra sarhoş sesleri duymaya başladığımda apartmana girmiştim.Ardından bu kadar nefes almak yeter,diye düşünerek eve girip odaya geçmiştim.Hayatımı daha da berbat etmeye gerek yoktu.Gecenin bir yarısı dışarıda durmam tehlikeliydi.

''O kızın masraflarını karşılamayacağım! Çağıl öldü ve onunla işim yok,bir halta yaramadı!''

Bağırış sesleriyle uyandığımda saat öğlen bire geliyordu.Çok uyumuştum.Yorganı üstümden atıp odadan çıktığımda salonun ortasında deli gibi bağıran Özkan İldes ve onu sakinleştirmeye çalışan iki kardeş vardı.

''Çağıl öldü mü?'' diye şaşıran Akın'ın gözleri beni bulduğunda bir soru daha sordu. ''Bunun Esim'le alakası ne?''
Kimse Akın'ı umursamadı.

''Esim yurda dönmek istemiyor,'' dedi Arın.

''Beni ilgilendirmez.Benimle kalamaz.''

''Seninle kalmayacak zaten.''

Özkan İldes derin bir nefes verdi.

''Lütfen benzer bir saç rengi yüzünden Esim'e aşık olduğunu söyleme bana.''

Hiçbir şey anlayamıyordum.Sadece sessizce olanları izliyordum.

''Sadece saç rengi mi?'' dedikten hemen sonra kafasını iki yana salladı Arın. ''Her neyse.Bununla bir alakası yok.Sadece yardım edeceğim,bu sene sınava girecek.''

''Masrafları-''

Arın hemen araya girdi.

''Masraflarını ben karşılayacağım.Sadece kurumdan geldiklerinde mutlu bir aile görüntüsü çizmeniz gerek.Nüfusuna geçirmen için bir yıl gerek ve sınavdan sonra anlaşamadığınızı söylersin.Sonra zaten reşit olacak.''

Her şeyi düşünmüştü.Kendimi güçsüz hissettiğim anlardan birindeydim.Adam beni yurda göndermek istiyordu ve Arın benim için çabalıyordu.

''Eğer şu kız yüzünden başımı ağrıtırsan Akın'ın Amerika bursunu yarıda keserim haberin olsun,'' diye tehdit ettikten hemen sonra çıkıp gitti.Arın ve Akın şaşkınca bakakalmışlardı.

''Ben...'' dedim ne diyeceğimi bilmez bir halde.

Arın yanıma gelerek koluma hafifçe dokundu.

''Sorun yok,'' diye fısıldadı gözlerimin içine bakarak.

''Size yük olmak istemiyorum.Ciddiyim.Başımın çaresine bakarım Arın.''

''Hayır,'' dedi sertçe.Ardından ifadesi yumuşadı ve gülümsedi. ''Haydi kahvaltı yapalım.''

Tabağımdaki zeytinle oynarken, ''Seçil kim?'' diye sordum.Akın'ın lokması boğazında kalırken Arın elindeki çatalı düşürmüştü.

''Nereden çıktı şimdi?''

''Sürekli bu ismi duyuyorum sizden.Ve dün gece...Sayıklıyordun.''

Uyurken onu dikizlediğimi düşünecekti.

''Yani...Sen salonda yatıyordun.Ben de hava almak istedim.Ondan duydum.''

''Bu konuyu konuşmak istemiyorum.''

''Ama bana Seçil dedin.Arabada.''

Arın'ın gözleri irileşirken Akın bir kez daha öksürdü.Kafasını abisine doğru çevirip,''Ona Seçil mi dedin?'' diye sordu.İnanamıyor gibiydi.Eski sevgilisi falan mıydı?

''Eski bir arkadaşım sadece.Gerçekten konuşmak istemiyorum Esim.Ayrıca işe gitmem lazım,Akın evde olacak haberin olsun.''

Çalışıyor muydu? Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

''Ben de iş aramaya çıkacağım.Ve yarın da okula gitmem lazım.Çok aksattım,'' dedim portakal suyumdan bir yudum alırken.

''İş aramayacaksın.''

Bu konuyu şimdi tartışmak istemediğimden bir şey söylemedim.

''Annem ne zaman gelecek?'' diye sordu Akın.

''İki üç güne kadar gelir.''

Bu son konuşma olmuştu.Sessizlik içinde kahvaltımızı bitirdikten sonra Akın ve ben sofrayı toplamıştık.Eğlenceli biriydi.

''Esim,'' diye seslendi Arın,ben ellerimi kurularken.

Yanına gittiğimde montunu giyiyordu.Yüzüme eğilip yanağımı öptüğünde ben ona şaşkınca bakmakla meşguldüm.

''Ofise de uğrayacağım gecikebilirim.Sorun olursa Akın'ın telefonundan ararsın tamam mı?''

Kafamı sallamakla yetindim.Gülümseyerek çıktığında saçmalamamak için kendimi zor tutuyordum.Yani...Garip davranıyordu.Aramızdaki ilişki neydi? Bilmiyordum.

ESİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin