Özkan İldes'in evinin önüne geldiğimizde parmaklarını parmaklarıma kenetlemiş,bana güç vermeye,destek olmaya çalışan Arın olmasaydı,ayakta durabileceğimi sanmıyordum.Özkan İldes gerçekten korkutucu bir adamdı.Mantıklı bir sebep göremesem de benden nefret ettiği açıkça ortadaydı.Bu da beni ürkütmeye yetiyordu.
Arın baş parmağını elimin üzerinde gezdirdi.
''Korkmana gerek yok.Yanında olacağım,''diye fısıldadığında yüzümü ona çevirip içtenlikle gülümsedim.Gözleri dudaklarımda takılı kalırken gülümsemem yavaşça silindi.Çok derin bakışları vardı.Alışkın değildim.Şu yaşıma kadar kimse gözlerimin içine böylesine dikkatli bir şekilde bakmamıştı.
Derin bir nefes alıp zili çaldığında çalışanlardan biri açtı kapıyı.Arın,orta yaşlardaki mutfak önlüğü üzerinde olan kadına gülümseyerek içeri girdi.Hala elimi bırakmadığı için hazır hissetmeme rağmen bende içeriye geçtim hemen arkasından.Salona geçtiğimizde gözüme ilk çarpan şişmiş gözleriyle elindeki fotoğrafa bakan Nur İldes oldu.Fotoğraftakinin Çağıl olduğunu tahmin edebilmiştim.Acısı azımsanacak derecede değildi.Kızını kaybetmişti.Ve benim ailemin aksine İldes ailesi çocuklarına değer veriyordu.Benim ailem demeye bile tiksindiğim insanlar beni tıpkı değersiz bir eşya gibi sokağa atmışken,Özkan İldes kızının yaşamı uğruna başkasının yaşamını bitirmeyi göze almıştı.
Karısının karşısındaki koltukta oturan,oldukça agresif görünen Özkan İldes'in gözleri Arın'la benim kenetlediğimiz ellerimize kaydı.Mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı kaşları.Gözleri bana tek bir an bile değmeden Arın'ın yüzünde gezindi.
''Kurumdakiler gelmek üzere,'' dedi sertçe.Mutlu gözüktüğü bir an bile var mıydı acaba,diye düşünürken Çağıl geldi aklıma.Elbette kızının yanında mutluydu.Tek göz ağrını toprağa vermişken kimse ondan mutlu olmasını bekleyemezdi zaten.Evet,bana o kadar şey yapmasına,yaşayamadığım hayatımı bile elimden almaya çalışmasına rağmen onun için üzülüyordum.
Arın'la birlikte iki kişilik koltuğa oturduğumuz ellerimiz ayrılmıştı.Bir an boşlukta hissettim ama bozuntuya vermedim.
''Kurumdakiler Çağıl'ın varlığını biliyorlardı değil mi? Hasta kızlarına arkadaş arama bahanesiyle beni almışlardı o yurttan.'' diye fısıldadım Arın'ın kulağına doğru.
''Biliyorlar,'' dedi bana dönerek.Yeşil gözleri yumuşacık bakıyor,insana huzur veriyordu.Ne olurdu ki sadece bana baksa? Gözlerinin içinde ihtiyacım olan tüm duyguları görmem ne kadar normaldi bilmiyordum ama bakışları şefkatliydi.Güvenli ve korumacıydı.
''Çağıl'ın vefatını da biliyorlar.Mutlu rolü yapmamıza gerek kalmayacak,'' dediğinde başımı salladım.Kapı çaldıktan birkaç saniye sonra hızlı adımlarla bana doğru gelen Serkan Abi'yi gördüm.Ben de yerimden kalkıp ona doğru koştum.Sıkıca sarıldığımızda onun hayatını tehlikeye atmadığım için takdir ettim kendimi.
''İyi misin Esim?''
''İyiyim Serkan Abi.Seni çok özlemiştim,şimdi daha iyiyim,'' diyerek daha sıkı sarıldığımda güldüğünü duydum.Ardından ciddileşti,kollarını belimden çekerek bir adım uzaklaştı.
''Telefonumu almıştın,bana ulaşmadın.Çok endişelendim Esim.Bir sorun olmadığına emin misin?'' Salonun ortasında,İldes ailesinden uzakta olmamıza rağmen ses tonu alçaktı.
Serkan Abi'nin telefonunu alıp polisi aramaya çalıştığım günü düşündüm.Arın bana engel olmuştu.Arın.Kafamı arkaya doğru çevirip ona baktım.Yeşil gözleri garip bir parıltıyla yüzümde geziniyordu.Şu an Serkan Abi'ye olanları anlatabilirdim.Ama bu benim yurda dönmeme Arın'ın da hapse girmesine yol açardı.Bunu yapmayacaktım.
Sadece yurda geri dönmek istemediğin için mi?
İç sesimi umursayacak zaman değildi.
''Bir arkadaşıma ulaşmak içindi Serkan Abi.Hiçbir sorun yok.Daha bana bir telefon almadılar o yüzden.Hem derslerimi etkilememesi için iyi bir karardı.İyiyim ben için rahat olsun,'' diye yalanları sıralarken kendime şaşırdım.Bir anda toparlayamayacağımı düşünmüştüm ama Serkan Abi'nin yüz ifadesine bakılırsa bir sorun yoktu.
İçten gülümsemesiyle başını sallayıp Özkan İldes'in yanına doğru gitti.Arkasından da iki yurt görevlisi ilerlerken ben Arın'ın yanına oturdum.Serkan Abi'ye bir şey belli etmediğimi anladığında gülümseyerek elimi okşadı.Fazla mı yakındı? Tanışalı çok olmamıştı ve hiç de hoş bir tanışma yaşamamıştık.Şu an bana yardım ediyor olsa da bilemiyordum.Arın bana bir şey anlatmıyordu ama ben kafamda kurmaktan uyuyamıyordum.Bana eski sevgilisi Seçil'e benzediğim için mi yardım ediyordu? Ölen sevgilisine? Bunları öğrenmem gerekiyordu ama bu süreçte Arın'a nasıl davranacağımı bilemiyordum.Ben sadece yalnızlığa alışkındım.Okul ve yurttan ibaretti yaşantım.Hava almak için birkaç günde bir deniz kenarında yürüyüş yaparken de yalnızdım.Kimseyle iletişim içinde olmadığım için Arın'a nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.Hiç erkek arkadaşım olmamıştı.Soğuk bir yapım olduğunu düşünerek genelde uzak durulan kızdım ben.Arın'ın bana yaklaşımı doğru muydu,ona güvenmeli miydim,bilmiyordum.
Görevliler bana bu evde nasıl hissettiğim,alışıp alışamadığım hakkında birkaç soru sorduktan sonra İldes ailesiyle vedalaşarak gitmişlerdi.Serkan Abi ise kalktığı an gelip bana sarılmıştı.Gerçekten beni değerli hissettiren tek insandı.Arın'la tanışmadan once.
Görevlilerin evden uzaklaşmasını bekledikten sonra bizde çıktık evden.Arın Özkan İldes'le vedalaşırken ben direk çıkış kapısına gitmiş,Arın'I beklemiştim.Yine elimi tutarak beni arabasına doğru ilerletti.Yolcu koltuğuna oturur oturmaz başım cama yasladım.O ev bana iyi gelmiyordu.Arın da sürücü koltuğuna binmiş arabayı çalıştırırken bana baktı.
''İyi misin?'' diye sordu ilgiyle.Yeşil gözlerinin odağı mavi gözlerimdeyken,böyle derin bakarken konuşamayacağımı fark edip başımı salladım.Cebinden sigara paketini çıkarıp bir dal aldığında şaşkınlıkla ona baktım.
''Sigara içtiğini bilmiyordum.''
''Yılların alışkanlığı,''derken bir yandan da sigarasını yakmıştı.Derin bir nefes çekip dumanı açık camdan dışarıya doğru üfledi.
''Rahatsız olur musun?'' Yine düşünceliydi.Yine beni düşünüyordu.
''Hayır,'' dedim kısık bir sesle.
''Hiç içtin mi?'' diye sorarken gözleri yoldaydı.
''Hayır,'' dedim buruk bir sesle. ''Yaşıtlarımın yaptığı şeyleri hiç yapmadım.Ders çalışmak ve kitap okumak dışında bir şey yapmıyordum.'' Kendimi acındırmak değildi niyetim.İnsanların bana acımasından da nefret ederdim.Ama bunu söylerken çekinmemiştim.Gerçek buydu.Boş yaşamıştım.
''Yapmak istediğin neler var?'' diye sorduğunda yüzünü bana çevirmişti.Gözlerinde bir şey vardı.O soru sorduğunda yalan söylememi engelleyen,içimden geleni söylememi sağlayan bir şey.
''Birçok şey.Önceliğim hayatımı düzene sokmak.''
''Sen on sekiz yaşındasın Esim.Senin yaşındaki birçok genç kız düşünmeden hareket ederek anı yaşıyor.Biliyor musun? Pek onaylamasam da insanın anı yaşaması gerek.Planlı programlı bir şekilde zaman geçiremezsin.Şimdi bana daha önceden hiç yapmadığın ve yapmak istediğin bir şeyi söyle.Yurtta yasak olduğu için yapamamış olabilirsin,birçok neden dolayı yapamamış olabilirsin.Bunları gerçekleştirmek istiyorum.''
Birkaç saniye düşündüm.
''Pamuk şeker yemek istiyorum,'' diye fısıldadım.Ben ilkokula gittiğim zamanlarda okulun önünde pamuk şeker satılırdı.Benim yaşıtlarıma aileleri alırdı.Ortaokul öğrencilerine arkadaşları,sevgilileri alırdı.Kendimi bildim bileli imrenmiştim onlara.
''Emirdir,'' diyerek arabayı işlek bir cadde sürdü.Gülümsedim.Arın Güney bana iyi geliyordu.
Arabayı park ettikten sonra yine elimden tutarak çekiştirmişti beni yanına.Hava birazdan kararacaktı ve tatlı bir esinti vardı.Tıpkı ismimin anlamı gibi.Kimin koyduğunu bilmediğim ismimin.
Bir buçuk saat geçmişti.Pamuk şeker yedikten sonra sıradaki istediğimi sormuştu.Çekinip susmuştum ama ondan çekinmemem gerektiğini bunu yapmayı çok istediğini söylediğinde bana balon almasını istemiştim.Gerçekten bu tip şeylere meraklı kızlardan değildim ama nasıl hissettirdiğini merak etmiştim.Bir erkeğin size balon alması..Kitaplarda çok romantik bir şey gibi anlatıldığından istemiştim.
Sonrasında bu güzel havada sahil kenarında oturup birbirimizden bahsetmiştik.Bana kendini anlatmıştı.Yirmi üç yaşında bir psikolog olduğunu,babasını küçük yaşta kaybettiğini,kardeşi Akın'ın Amerika eğitiminden,Arın'ın şu an çalıştığı ofise kadar her şeyde Özkan İldes'in emeği olduğunu bahsetmişti.Konunun eski sevgilisi Seçil'e gelmesini sabırsızlıkla beklemiştim ama anlatmamıştı.Bana da birçok soru sormuştu.Beni tanımaya istekli birini görmek beni oldukça mutlu ettiği için heyecanla anlatmıştım.Yaşadıklarım ortadaydı.Sadece daha önce erkek arkadaşım olup olmadığını sormuştu geçmişimle ilgili.Olmadığını söylediğimde neden gülümsediğini hala düşünüyordum.Geçmişimden bahsetmek yerine ona, yapacaklarımı,hayallerimi anlatmıştım.Bu sırada bana söz verdiği gibi editor arkadaşıyla da tanıştıracağını söylemişti.Akın arayıp ne zaman geleceğimizi sorduğunda ''Oldukça geç,'' demişti Arın.Ne yapacaktık ki?
''Sıradaki isteğin?''
''Gerçekten yeterli,''diye mırıldandım.''Beni çok mutlu ettin teşekkür ederim.''
''Farklı bir şey istemiyor musun Esim? Yurttayken birçok şeyin yasak olduğunu söylemiştin bana.O zaman yapamadığın şeyleri bana söyle ki şimdi yapabilelim.''
Benim için bir şeyler yapmak zorunda değildi.Kendimi mahcup hissediyordum.Cevap vermeden denize doğru baktım.Birkaç saniye sonra duyduğum çakmak sesiyle ona döndüm.Dudaklarının arasında tuttuğu sigaraya takılı kaldı gözlerim.Yurttaki kızların tuvaletlerde gizli saklı sigara içtiklerini biliyordum.Hiç denememiştim ama içme diye nasihat veren birisi de yoktu hayatımda.
''Sigara içmek istiyorum,'' darken kararlı gözükmeye çalışıyordum. Tek kaşını kaldırdıktan sonra gülümsedi.Elindeki sigarayı bana uzatırken,''İlk ve son olmak şartıyla,'' dediğinde başımla onayladım.
İki parmağımın arasında tuttuğum sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirerek derin bir nefes çektim.Fazlaca duman ciğerlerime dolduğunda sigarayı tuttuğum elimi kendimden uzaklaştırarak öksürmeye başladım.
Gülerek sırtımı sıvazlarken elimdeki sigarayı alıp kendisi içmeye başladı.
''Anlaşılan pek de iyi bir fikir değildi,'' dediğinde ben de güldüm.Gerçekten,en son ne zaman içten bir şekilde gülmüştüm.Kütüphanedeyken okuduğum kitaplardaki birkaç diyalog dışında gerçekten güldüğüm zamanı hatırlamıyordum.
''Peki,benim için iyi olan ne psikolog bey?'' diye şakaya vurdum.Diğer insanlar gibi normal bir diyalog kurmaya çalışıyordum sadece.''Psikolog Bey,'' dediğim anda gözleri denizde takılı kaldı.
''Biliyordum,'' diye fısıldadığını duydum.
Yüzünü bana çevirdiğinde açık yeşil gözlerinin birkaç ton koyulaştığına yemin edebilirdim.Böyle çok daha güzel gözükmesine rağmen, bir sorun mu var,diye düşünmeden edememiştim.
Bana doğru eğildiğinde hareket edemedim.Ne yapıyordu? Okuduğum kitaplarda genelde bu hareketin sonu öpüşmeyle bittiği için Arın bana biraz daha yaklaştığında korkuyla başımı öbür tarafa çevirdim.Dudakları yanağıma temas ederken belli belirsiz ''Seçil,'' dediğini duydum.Gözlerim irice açılmıştı.Beni hala Seçil mi sanıyordu? Akıl sağlığı yerinde miydi bu çocuğun?
''Arın,'' diye mırıldandım ne diyeceğimi bilemez halde.
Bileğimden kavrayıp oturduğumuz banktan kaldırdı beni hızla.
''Gel,'' dedi gülümseyerek gözlerimin içine bakarken.''Eski günlere gideceğiz.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİM
Teen Fiction''Sadece bana güvenmeni istiyorum,'' diye fısıldadı kollarını belime dolarken. ''Deneyeceğim.'' Birine güvenmeye ihtiyacım vardı ve Arın Güney ona güvenmemi istiyordu.İhtiyacım olan en önemli duyguyu bana sunuyordu. __________ Genellikle kötü çoc...