Bölüm Şarkısı;
Einleitung.
🦇
İleri düzeyde psikolojik şiddet içerir, midesi bulanacak veya etkilenecek kişilerin okumaması önerilir.
🦇
Sırrı çözülemeyen her intihar, bir cinayettir.
Beş kelimenin oluşturduğu düzeni dört kelime hiç gibi silebilirdi ve sizi tanıyan beyinler de ölünce var olduğunuzu kanıtlayacak tek şey toprağınız olurdu.
Saçmalık. Sadece saçmalık.
Ölüme inanmak ne kadar doğru? Düşünmekten kaçınan beyinlere bir noksan koyuluyor ve özgünler dışında kimse gerçeği göremiyor. Yaşlanınca bedenine sığmayan ruhun bir karış toprağa mı sığacak?
Tanımıyorsunuz. Hiçbirini.
Tenine değerek giden ruhu, her daim arkanda olan canavarı, uykularında seni izleyen katili ve bir gün seni terk edecek o aciz ruhunu...
Doğduğundan giriş kattasındır, giderek yükselirsin ama bir anda çakılırsın. O zaman büyüdüğünü anlarsın. Ayaklarına kendi kanların yapışır, ölümü kucaklarsın. Ruhun seni terk eder, bir hiç gibi kalırsın. Yükseldim sanırsın oysa yerin yedi kat dibine gömülmeye hazırsındır.
İşte o zaman sen senden kaçacaksın. Yine bir gökyüzünün altında tutsak kalacaksın.
Bir sürü dayatmacalara tabi tutulacaksın, düşünürsen gökde kaybolacaksın.
Düşüncesizlere, düşüncelerini belli etme. Onlara aptalmış gibi hissettirirsin; o zaman temizler katil bıçağını, kendin yapmış sayılırsın.
Boyun eğdiğin her şeyden o zaman kurtulursun. Evet, artık tutsaklığın altında özgürsün.
Karganın uzun kanatlarının arasından bir tüyü daha kopardım. Bu yedinci mektuptu, zavallı ne kadar da masumdu. İlk cümleyi yazarak başlangıcı tamamlarken sonu birlikte karşılardınız; son cümlenin noktasını koyarak geri sayfanın başına döndüm. Sonu belirlemek başlamaktan daha kolaydı.
Her katil, parmak uçlarında taşırdı günahlarını. Sayfa sayfa yayar kötülüğünü bulaştırırdı.
Zarfı yandan yırt, kağıdı kenardan kavrayarak aç, sağ üst ve sol alt köşeden tutarak oku.
Sadece bir haftan var.Kalın purodan derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Sigara dumanı dudaklarımdan ağır ağır geri çekilirken çıkan çan sesiyle kargalar huzursuzlanıp öterek uçmaya başladılar. Sesleri beni sakinleştiriyordu.
Her insan içinde bir katil taşırdı, kimi bastıramazdı o duyguyu. Ölümün kokusu yakalarına yapışır; onun kokusunu alman için yakandan ayrılmazdı. Ben içimdeki katili kendi elleriyle büyütüp çıkarandım.
Melodik ses duvarları titretirken ayin başlamıştı. Son kağıt parçasını da özenle dörde katladıktan sonra sarı zarfın içine koydum. Yırtacağı kısmı belirtmek amaçlı kırmızı bir çarpı bırakırken hemen altına mürekkep kapsülünü koydum. Hiç düşünmeden dediklerimi uygulayacaklardı.
Eriyen mühür kağıda yayılırken karga sembolünü bastırarak geri çektim. İşte yedi mektupta hazırdı.
Yedinci mektubu gümüş kasaya kilitleyerek kapattım. Beyinlerle oynamak zihnimi doyuruyordu, biraz bile düşünebildiklerini görmek ve bunu benim yapmam haz almamı sağlıyordu.
Kan parmaklarında yayılı değil diye katil olmamış olmuyorsun.
Sen de katilsin.
Yeri geldiğinde bir hevesi, bir fikri, bir mutluluğu öldürdün. Ama küçük düşünenler ölümü sadece bedenden sayıyordu; oysa asıl çürüme beyinden geliyordu.Fikri ölen insan, kafasında susturamadıkları için bedenini sustururdu.
Tahta kapı gıcırdayarak açıldı ve çift ayak sesleri ardı ardına odaya girdi. Yüzlerini geyik boynuzları ve karga gagası maskesiyle kapayan kişilerin üstünde sadece bol siyah bir elbise vardı. Hepsi avuçlarını uzatarak kafalarını eğdi.
Birinin karşında boyun eğmesi...
Ağzından çıkacak tek kelimeye muhtaç olması...
Tatminlik hissi her hücreme yayıldı.Hepsinin avucuna birer mektubu bıraktığımda bir adım önde duran kişi kafasını hafifçe kaldırdı, "Kaç gün aralıklarla yerlerini değiştireceğiz?"
"Kırk," diyerek deri eldivenleri ellerimden sıyırdım. "Birkaçı kırkıncı günü tamamlamadan bedenini öldürmeye çalışabilir, izin vermeyin. İğneleriniz hazır, gözleriniz üzerlerinde olsun."
Sadece kafalarını sallayarak kabul ettiler ve odayı terk etmeden geride tuttukları siyah çantayı bana uzattılar. Sağ elimle yazdığım her mektup için kefaretini ödememi istiyorlardı. Çantanın demir kısımlarını kaldırarak masaya koyduğumda kırmızı kadife içinde duran kör bıçağı kavradım.
Baş parmağımın eklem kısmına dayadığım noktaya baskı uyguladığımda kemiklerimden büyük bir çatırtı sesi geldi. Kör bıçağı ileri geri sürte sürte baş parmağımın eklemini kırdım.
Kemiğin ufalanan sesi sessiz odayı doldururken alnımda biriken terleri omzuma doğru sürttüm. Şimdi sadece bir et parçası tutuyordu parmağımı.
Dişlerimi birbirine bastırarak bıçağı sürtmeye devam ettim ve en sonunda parmağım elimden ayrıldı. Kanıma bulanan bıçağı geri yerine bıraktım.
Küçük kavanozun içine parmağımı bırakırken önde duran muhafız çantayı kapatarak, "Onur duyduk." dedi.
Her hücrenizle işlerdiniz cinayeti. Uzuvlarınız sadece kefareti olurdu.
Altı mektupta şehrin dört bir yanına dağıldı o gece,
Sorgulamaya ilk başladıkları andı sadece,
Bütün kapsüller bulaştı tene,
Her sayfaya hükmedercesine.Şimdi başlıyor asıl kıyamet,
Ruhen gidemediğin yerde olacaktır cinayet,
Asıl korkun o zaman başlayacaktı,
Fikirleriniz kokuşmuş olmasaydı.Oyunu tasarlayan kişi ipleri kuklalara emanet ederse; bütün kuklalar yeri boylar.
🦇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7+1
Novela Juvenil(İleri düzey psikolojik şiddet içerir, midesi bulanacak veya etkilenecek kişilerin okumaması önerilir.) Sırrı çözülemeyen her intihar, bir cinayettir.