Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karav: Türk ve Çuvaş halk inancında kâbus cinidir. Kâbuslara neden olan ve bunun sonucunda hezeyan ve psikolojik bozukluklar ortaya çıkaran kötücül varlıktır.
🦇
Kusursuz bir cinayet işlemek için kurbanlarını doğru seçmek yeterdi.
Önemli olan, nasıl öldüreceğin değil kimleri öldüreceğindi. Planın kilit noktası buydu; öyle kişileri seçmeliydin ki hem aklına girebileceğin kadar aptal hem de intiharını kusursuz bir dahilikle planlayabilecek kadar zeki olmalıydı.
Seçtiğim kişiler öyleydi. Toplumda bilip bilmezliği oynayan; kafasında bin tilki düğümü gezerken ifadesiz bakan kişilerdi.
Alışılan bu devri bozup yeni bir devir başlatabilirler. Birbirlerini iyi tanırlar çünkü hepsi körlüğe oynar. Gözünü sıkı sıkı kapatıp kulağına ne fısıldanırsa kabul edenlerden gözüküp daima hisleriyle konuşanlardır.
O yüzden hepsinin bana bir beden borcu vardı.
Ruh çatıya kadar yükselir ve kalır, duyguları, cinselliği, hırsı yoktur. Zayıf noktalardan uzaktır.
Ne kadar duygu taşırsan, senin o noktanı bulup vurmaları çok uzun sürmez.
Beyinleri kadar kırış kırış ve buruşuk duran defteri kendime çekerek yan yana yazan altı adın üstünü çizdim. Ruhları çıkmaz bir yolun sonundaki caddeye sıkışırken; bedenleri yerin yedi kat dibini hak ediyordu.
Teorilerim gerçekliğin bölündüğü yolların izlediği adım izlerini taşıyordu. Her düşünce yeni bir kapıya ulaştırıyor, düğümleri biraz daha sıkıyordu. Kördüğüm bir halatı çözmek için parçalamak değil; yavaş yavaş açman yeterliydi.
Bir cinayeti sindire sindire tasarlaman önemliydi.
Altı mektupta şehrin dört bir yanına dağıldı o gece, Her kurbanın izi yayıldı kaderin mâhkum kilitlerine, Asla dönemeyecekleri yolun başındaydılar, Sırtlarını çevirip gitmezlerse.
Şimdi başlıyor asıl kıyamet, Kuklalar önümde diz çökecek, Gölgeleri bir adım arkasında duracak, Kalpleri durana dek.