KURUCU.

78 20 60
                                    

Bölüm Şarkısı;

Ghazal Shakeri - Shab Āfaridi

🩸

Kurucu:

Çığlığının volümü aynadaki ifadesizliğini taşırdı.

İnsanın beynini giderek tüketen o cihazdan gözlerini ayırabildiğinde yelkovan üçe vuruyordu. Gözleri olabildiğince küçülmüş ve beyazlığını kırmızı ele geçirmişti. Boynu ve zihni çok ağrıyordu.

Gözlerini son kez yumsa her şeyden kurtulabileceğini düşünen o mırıldanmalar, gözlerini ne zaman cihaza çevirse susuyordu. İçindeki katillik duygusu bir ağaçtı. Ne zaman elleri hareket etse o ağaç sulanıyor ve dallanıp budaklanıyordu.

Dünyadaki canavar yaşamının sonunu ne getirecekti?

Savaş, kuraklık, hastalık, adaletsizlik, nükleer gelişmeler, biyolojik tehditler... Listedeki maddeler cisme dönüştürebilseydi; bütün dünyayı kaplayacak kadar çok neden sıralanırdı.

Felsefede de sonuçlardan çok sorular kafa karışmaz mıydı?

Her sorunun bir cevabı bulunabilirdi ama soruyu düşünüp yaratmak daha büyük marifetti.

Çünkü her kafa düşünmezdi.

İçi boş kafalar, diye düşündü moderatör. Ağırlık taşımayan beyinlerini taşımakta zorlanmıyorlar bu yüzden düşünen insanlar ölüyor.

Tam o sırada gözü, ekran resmi yaptığı bildirime takılı kaldı. Değişmeyen gündemde değişen tek şeylerin isimler olmasından sıkılmıştı.

Parmak uçlarının ne kadar sihirli olduğunu biliyordu. Düzenden sıkılmıştı. Baskıcı, tek yönlü ve bağnaz bu yollar onu sınırlamaktan başka bir şey yapmıyordu.

Çünkü biliyordu ki; düzenler, düzensizler için bozulurdu.

Bu silah ticareti yapan adamın, barış diyerek bağırması kadar aptalcaydı.

Bu insanların sağlığı için gıdalarla oynayan insanların, tavsiyeler vermesi kadar gereksizdi.

Bu parasızlığı bilmeyen kişilerin, fakirlere örnek teşkil edilmesi kadar mantıksızdı.

Bu hiç tacize uğramamış bedenin, uğrayanı eleştirmesi kadar acımasızdı.

Düzen böyle işlerdi. Alttan alan daima yüksekteki tarafından ezilir ve bastırılırdı. Gelecek nesillere, geçmişin el izleri bulaşır ve bu kara bir bulut gibi dağılmazdı.

Hiçbir değişmeyecekti. Kimse düzeltemeyecek ve iş, geliş amaçlarından sapacaktı. Hep böyle olmuştu ve olacaktı. İnsanlığın kibri sönmediği sürece, dünyada tek insan kalmayıncaya dek savaşlar devam edecekti, ırkçılık yaşayacaktı, aptallar burnunu indiremeyecekti.

Ve masumlar en erken göçenler olacaktı.

Bir evren lazım, diye düşündü. İnsanlığın kibrinin, mutsuzluğunun, kaygısının, kıskançlığının ve âşkının silindiği bir evren.

Âşk bir duygu değildi. Hastalıklı duygularının altına sığdırdıkları bir kalıptı ve suçlarına bakılmaksızın neden gösterildiği avcıydı.

Düzelmeyecek, diye mırıldandı dudakları. Kimse ölümün uçurumuna kucak açarak giden bir bedeni durduramaz ve insanlığın o uçurumdan düşmesine ramak kaldı.

7+1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin