“
Hiçkimsenin umudunu kırma belki de sahip olduğu tek şey odur.
Mutluluk mu?
En son annem bana oyuncak bebek aldıgında yaşamıştım o duyguyu.”
Lütfen alttaki küçük yıldızı ve yorumlarınızı unutmayın ☺️İyi okumalar.
Bu kitapta geçen mekân ve zaman tamamen hayali ürün olup gerçek kişi veya kurumlarla hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.
2024
Zaman kavramı her insan için farklı bir anlam ifade ederdi, yani ben öyle düşünüyordum. Birileri zamanın durduğunu düşünüp sevinirken , başka biri yavaşlığından dolayı yakına bildirdi.Peki ya ben ne yapacaktım?
Sevinmeli mıydım?
Yoksa bu durumdan korkup, kaçmalı mıydım?Gözlerinde gördüğüm o sıcak duygular beni şaşkına çevirmişti. Orman kadar koyu yeşillerini ilk defa birisinde böyle görmüştüm. Bana çok yakındı. Omuzlarımızın arasında sadece bir karşılık mesafe vardı ve biz yan yana durmuş birbirimize bakıyorduk. Boyum omzuna kadar geliyordu ve benim ona aşağıdan, onun ise bana yukarıdan bakmasına sebep oluyordu. Çok uzun bir boyu vardı.
Ne yapacağımı bilemez bir haldeydim şuan. Kalıp sorsam mı yoksa kaçıp gitsem mi bilemiyordum. Onun gözlerinin aynısını görmüştüm rüyamda ve nedendir bilinmez kalp atışım hızlanmaya başlamıştı. Tek fark rüyadaki gözler daha duygulu bakmasıydı. İçimde ona karşı hiç bir tanışıklık hissi yoktu. Neden ona bakarken kalbimin sıcacık oluyordu peki? Kaşlarımı çatarak orman yeşillerine baktım. Karanlık örtmemişti yeşil irislerini. Bakışları çok düzdü ve o gözlerde ne tür bir duygu vardı anlayamıyordum. Karanlıkta gördüğüm kadarıyla sert çehreside gözleri gibi bir o kadar ifadesizdi. İçimde nükseden kelimeler vardı, sormalıydım. Gördüklerim içimi bu denli karıştırırken, o düğümü çözmem gerekiyordu. Ağzımı aralayıp tam bir şeyler söyleyecekken geri kapattım.
Ben ne yapıyordum böyle?
Ne söyleyecektim? Ben sizin gözlerinizi rüyamda görmüştüm falan mı? Bu çok saçma olurdu. Onu tanımıyordum bile, ne malûm onun gözlerini gördüğüm. Belkide bir başkasınınkini görmüştüm. Karşıma ilk çıkan koyu yeşil gözlerde böyle yapamazdım, artık çok saçmalamaya başladığımı düşündüm. Kafamı salladım içimdeki sesin doğruluğuyla. Yanyana durmuştuk ve kapısı kapalı asansörden dolayı karanlıktı içerisi. Belki de karşımdaki bir katildi? Düşünduklerimle istemsizce gerildim. Haklılık payı büyüktü, olabilirdi. Elimi uzattım öne doğru tuslara dokunmak için. Düğmeleri hissettiğimde hemen parmağımla alttaki tuşa bastım açılması için. Tuş sesiyle birlikte asansör kapısıda açılınca içimdeki sevinç görülmeye değerdi. Şanslıydım ki açma tuşuna basabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FECİR
Science FictionBedenimde bir uyuşukluk hissederken yutkunmaya çalışarak adama çevirdim bakışlarımı. "A-a-acaba biz kaç yılındayız?" titreyen sesim ve bembeyaz olduğunu düşündüğüm suratla adama baktım, bana düzgün ve mantıklı bir açıklama yapmasını bekleyerek. Yüzü...