👻44: FİNAL PART 2👻

2.9K 141 38
                                    

Beş yıl önce, o gece:

Arin

Üzerimdeki ağırlığın etkisi ile sendeleyerek kapının pervazına doğru çarptığımda bir erkeğin kaslarına ilk defa küfür etmiştim.

Kapıyla arasına sıkışan bedenimi zorlukla sıyırıp onu kolundan yatağa doğru çekiştirmeye başladığımda gözlerini aralamış ve tanımaya çalışıyormuş gibi odayı incelemeye başlamıştı. Nerede olduğunu fark ettiğinde kolundaki elimden silkinerek bir adım geri çıktı.

"Teşekkür..." Dili uyuşmuşçasına kelimeleri telafuz  edemediğini fark ettiğinde pes ederek sustu ve öylece suratıma baktı. "İlya nerede?"

Bu gece bu kızın adını tüm hayatım boyunca duyduğumdan daha çok duymuştum. O masada Uzay'a katılmaktan pişmanlık duyma sebebim olabilirdi bu isim. Üstelik sorun ismin sahibi de değildi. Sorun başlı başına isimdi. Çok... saçma bir isimdi. Sarhoşken söylemek mümkün bile değildi. Ancak Uzay tüm ömrü boyunca bu ismi zikretmişçesine, bu gece iki kelimeyi bir araya getiremezken onun ismini kolayca söyleyebiliyordu. Ondan daha çok içmiş olabilir miydim?

Cevap vermediğim o saniyeler için yüzümdeki boş bakışları buğulanmış, uyuşturucudan dolayı kan çanağına dönen gözleri yosun yeşiline dönmüştü. Garip bir renk cümbüşüydü. Sevmiştim.  Sırf bu yüzden onu ağlatmak istiyordum.

"Terk etti seni!" Diye sertçe söylendiğimde çenesi gerilmiş, yanağına bir damla yaş tanesi düşmüştü. Aciz görünüyordu. İğrenç.

Başını iki yana sallayarak bakışlarını kaçırdığında iyiden iyiye sıkılmaya başlamış kendime burada olmamın sebeplerini hatırlatmaya başlamıştım. Evet, buradan ancak sabah çıkabilirdim. Gün doğmadan bu odadan dışarı adımımı bile atmayacaktım. Ve ona ettiği lafları yedirecektim.

"Beni sevdiğini..." boğazından gelen bir hıçkırık sözlerini kesmiş, bir adım geri sendelemesine neden olmuştu. Yutkunmaya çalışarak bir adım daha geriye çıktığında dengesini kaybedip popo üstü yere düşmüştü. "Beni sevdiğini söylemişti," diye fısıldayarak başını ellerinin arasına aldığında bıkkın bir nefes verip odayı incelemeye koyuldum.

"Anlaşılan, yalan söylemiş," diye mırıldanarak giysi dolabına doğru ilerlerken Uzay'ın hıçkırıkları şiddetlenmişti. Yüzümü buruşturarak dolabın kapağını  aralayıp elime ilk geçen tişörtü çıkardım ve yatağın üzerine attım. "Belliydi böyle olacağı." Söylenmeye devam ederek kazağımı başımdan çıkarıp attım. "Başından beri gözü Asrın'daydı." Pantolonumu da sıyırıp serin tişörtü üzerime geçirdim. Ardından burun kıvırarak, "Sen varken onunla yattığına göre bayağı zevksizmiş." deyip ona doğru adımladım.

Yanına çöküp, tutmaya çalıştığı hıçkırıklarıyla seyiren omuzlarına masaj yapmaya başladığımda başını kaldırıp bana baktı. "Bana neden bunu yaptı?"

Omzumu silktim. "Beyni yoktur belki de."

Başını iki yana salladığında gözlerimi devirerek omuzlarını ovmaya devam ettim. "Yanılıyorsun. İlya çok zeki."

Ciddiyetle söylediği sözlere yapmacık bir şekilde gülümsedim. "Bu da neden seni aldattığını açıklıyor."

Dudağını bükerek yüzünü tekrar dizlerine gömdü. Omuzları tekrar hıçkırıklarıyla sarsılmaya başladığında sinirle omzuna vurdum. "Bırak artık zırlamayı! Barda yeterince dinledim zırlamanı!"

"Ne istiyorsun?" Diye boğuk sesiyle sorduğunda dudaklarım memnuniyetle gerildi.

Omzunda duran elimle ensesinden dağınık saçlarına doğru kışkırtıcı bir şekilde okşayıp, kalın buklelerini avuçlarken, "Eğlenmek istiyorum," diye mırıldandım.

Başını kaldırdığında hıçkırıklarının kesildiğini fark edip kazandığımı anlamıştım. Bir zafer daha.

Ona doğru hareketlendiğim sırada hala saçlarında olan elimi tutup sertçe ittiğinde hazırlıksız yakalandığım için popomun üzerine düşmüştüm. Dudaklarım şaşkınlık gerilirken, o öfkeyle fokurdayan bakışlarını bana çevirmiş ve, "Ben Özgür değilim." diye tıslamıştı. "Şimdi s*ktir ol-"

Kopardığım kahkaha küfürü yarıda kesilirken başımı  geriye attım. Dinmesi gereken yerde daha da şiddetlenen kahkahalarımın arkasından geriye doğru uzanmış ve kendimi durdurabilmek için elimi karnıma doğru bastırmıştım.

Gözümden bir damla şakaklarıma düştüğünde sonunda konuşabilecek kadar sakinleşebilmiştim. "Cidden... seninle sevişmek istediğimi sanmıyorsun değil mi?!" Bir kahakah krizi daha. "Eğer böyle sanıyorsan bu isteyen sensindir." Dediğimde cevap vermedi. Bakışlarımı tavandan ayırmayıp devam ettim. "Özgür Ucube'yle birlikte olduktan sonra ona neden bulaşmadım biliyor musun?" Alaylı bir gülümseme dudaklarımda yer edinirken beni kafayı oynatmışım gibi izleyen Uzay'a baktım. "Ben ilişkisi olan adamlarla sevişmem. İlişkisi olan adamlar bir başka kadının artığıdır. Her ne kadar İlya'yla artığı olabilecek kadar birşeyler yaşadığınızı düşünmesem de, seninle sevişmek gibi bir niyetim yok Uzay."

Ardından doğrulup onun afallayan bakışlarını süzdüm. "Üstelik aşk acısı çeken erkekler kadar itici başka birşey yok."

"Eğlenmekten kastın ne öyleyse?"

Burnumu kıvırıp, "Seninle eğlenebileceğimi sanmıyorum artık. Ben, sen uyuduktan sonra eğleneceğim."

#####

Kapı arkamdan sertçe kapanırken kıçımın donuyor olmasına aldırış etmeden merdivenlere çöktüm. Kapının ardından gelen çığlıklar ile dudaklarımda alaylı bir gülümseme yer edinirken kollarımdaki ince çiziklere baktım. Bazıları yalnızca kızarmışken bazılarından küçük kan damlacıkları sızıyordu.

Kıkırdayarak oturduğum yerden kalktığımda kapıyı açmadan önce almayı akıl ettiğim telefonum elimde titredi.

Gönderen: Pusat Karaca

"Caddenin karşısındayım."

Bakışlarım caddeyi taradığında gri spor arabayı fark ettim. Üzerimde beni ne şubat soğuğundan ne de insanların bakışlarından koruyabilecek olan tişörte aldırış etmeden içimde patlayan adrenalin ile arabaya doğru koşmaya başladım.

Arabanın kapısını açtığımda beni karşılayan sıcak hava ile mutlu bir kahkaha koparırken Pusat'ın delici bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Koltuğa oturup kapıyı ardımdan kapar kapamaz gaza yüklenirken son anda İlya'nın evden ağlayarak çıktığını gördüm. Uzay dün geceki kadar aciz görünmüyordu. Pişman görünüyordu. Hakkettiğini bulmuştu. Güvensizliğinin cezasını ödemeliydi.

"Eğlendin sanırım?" Diye yarım ağız gülümseyen Pusat'a döndüğümde suretinin kusursuzluğu ile kalbimin teklediğini hissettim.

"Dün eğlendim." Elimle viteste duran kolunu okşayarak ona doğru sırnaştığımda gülümsemesi büyümüş mavi gözleri civa rengine dönmüştü. Onun da kalbi tekliyordu. Bu gerçeğin verdiği cesaret ile iyice üzerine abanırken, "Bu gün de eğleneceğim." diye mırıldandım.

👻👻👻

N'olur bana küfretmeyin wdiwmpxkwğxkeğf. Çünkü size yepyeni bir kitabın kapılarını açmış bulunmaktayım. Ve bu kitap texting de olmayacak. Direk roman olarak yayınlanacak. Henüz tarih veremem çünkü bu romanı yayınlamadan önce velli sayıda birkaç bölümünü yazmak istiyorum.

Ve en çok merak ettiğim şey Arin hakkındaki düşünceleriniz. Ucube'nin texting halinde Arin'i yazarken ona ayrı bir kitap yazmayı zaten düşünüyordum ancak o zaman düşündüğüm haliyle şu anki hali çok farklı ve bu farklılar beni daha da sabırsızlandırıyor. Bunun dışında ismini ilk defa duyduğunuz yeni bir karakterimiz de söz konusu. Pusat Karaca. Bu aralar bolca aşık olacakmışız gibi geliyor bana;)

Oy vermeyi ve burayı yorumlarınızla bombalamayı unutmayın, love u❤❤.

HAYALET | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin