No Mercy || DreamNotFound

2.0 ☯ Never trust a happy song

başardım amk

---

Ranboo, Schlatt sayesinde Wilbur'un elinden kurtulmayı başarmış; Fundy ile birlikte Quackity için gizlice girdiği başkanlık binasında ilerdeki koridorda fark ettiği iki iri yarı bedenle sertçe yutkunmaktan kendini alıkoyamamıştı.

Technoblade, yaptığı hareketler ve kullandığı mimiklerle Dream'i azarlıyor gibi gözüküyordu. Dream ise umursamazca onu dinliyordu.

"Ne konuşuyorlar?" Diye sordu arkasında kalan Fundy. Ranboo omuz silkti. "Soracağımız ilk soru neden burada oldukları, Fundy. Neden buraya geldiler ve neden Quackity'i istiyorlar."

"Veya onları yenip kahraman ünvanına sahip olabiliriz."

Ranboo, heyecanla eğildiği yerden kalkan Fundy'nin kolundan tuttuğu gibi öfkeyle kendine çekti. Fakat çok geçti, fark edilmişlerdi.

"Sikeyim seni Fundy."

"Dream ve Techno'dan önce davranırsan neden olmasın Ranboo?"

"Hâlâ dalga geçiyor orospu çocuğu." Ranboo, Fundy'nin tuttuğu kolunu bırakmadan ayağa kalktı ve kendilerine doğru ilerleyen bedenlere karşı kendinden emin bir duruş takındı.

"Biz bittik."

"Karamsar olma."

☯

"Seninle yan yana gelmeyeli uzun zaman oldu ha, eski dostum.."

Schlatt, boynuna keskin bir balta dayanmış birine göre oldukça sakin gözüken bedende bakışlarını gezdirdi.

"Kötü bir diktatör olmasaydın dost kalmaya devam edebilirdik, Schlatt."

Schlatt, işittikleriyle alaycıl, öfkeyle karışık bir kıkırtı bırakıp baltasını Wilbur'un boynuna daha da bastırdı.

"Ülkemi patlatmayı düşündün."

"SMP hiçbir zaman senin ülken olmadı Schlatt. SMP hepimizin cennetiydi, eğer sikik başkanlık yönetimi devreye girmeseydi."

"Halkı yöneten birisi olmalıydı Wilbur."

"Onun sen olması gerekmezdi."

"Çok fazla konuşuyorsun."

Wilbur güldü. "Beni tereddütsüzce öldürebilirsin Schlatt, arkamda bırakacak hiçbir şeyim yok. Ama, ama, ama... Gitmeden önce bu koca ülkede bana ait bir izin bulunmasını isterim."

Schlatt, Wilbur'un gözlerinin hizasına getirdiği kumandayla kaşlarını çattı. Tek bir düğmesi vardı ve kırmızıydı.

"Bu nedi-"

Wilbur'un düğmeye basmasının ardından duyulan patlama sesleri, kulak tırmalayıcı derecedeydi. Schlatt'in gözleri şokla aralanırken elindeki baltası yere devrildi ve bakışlarını hızla arkasındaki, artık orada bulunmayan duvara çevirdi.

SMP meydanı tamamen patlamıştı. Ve beraberinde götürdüğü tek şey insanlar tarafından yapılmış, oldukça emek harcanmış yapılar değildi.

Titrek bir nefes verip yıkıntıya daha yakından bakabilmek için yıkılmış duvara doğru birkaç adım attı ve parçalara ayrılmış bedenlerin kimler olduğunu kavramaya çalıştı.