0.3 ☯ Jschlatt

846 100 264
                                    

Onu umursamadan yatağına boylu boyuna uzanmış genci şaşkınlıkla süzdü. Onun orada olduğunu bilmesine rağmen umursamadan telefonuyla uğraşıyordu. Sinirle soludu George.

"Sanırım odaları karıştırdın?"

Boş bakışlarını George'a çevirdi, Dream. "Hayır," diye umursamaz bir tavırla konuşması ise George'un neredeyse karşısındakinin bir seri katil olduğunu unutup üstüne atlamasına neden olacaktı.

"Senin yatağın daha rahat."

Bakışlarını tekrardan telefonuna döndürdü Dream.

"Dream, lütfen." Bir umutla belki etki eder diye sesine sahte bir yalvarma ekleyerek konuştu George. "Başka bir yatakta uyuyamam ben, bütün gece ayakta kalmak istemiyorum."

Dream'in koyulaşmaya başlamış bakışlarını fark edince her ne kadar bunun sinirden olduğunu düşünse de; karşısındaki oğlanın büzdüğü dudaklarına baktığını fark ettiğinde tahrik olduğunu anlamış, anında kızarmıştı George.

"Yatağını mı istiyorsun, Gogy?" Dream, George'un kızaran yanaklarıyla zevk alırken çocuksu bir sesle konuştu. "O zaman neden gelmiyorsun?"

George, yanaklarını gizlemek için eğdiği başını heyecanla kaldırırken görmeyi beklediği manzara kesinlikle yatağında yana kaymış bir Dream değildi.

George'un yüzü anında asıldı. "Dalga mı geçiyorsun Dream?" Ardından gitmek için bir hamle yapmaya yeltenmişken kolundan tutulup yatağa çekilmesiyle neye uğradığını şaşırdı.

Saniyesinde üstünde yer edinip tek eliyle bileklerinden tutup ellerini başının üstünde sabitleyen ve diğer eliyle çenesini kavrayıp yaramaz bir gülümseme sunan Dream'le ilk birkaç saniye kendine gelemedi.

Kendine geldiğindeyse koyulaşmış yeşilliklerden zar zor gözünü ayırmış, bulunduğu pozisyondan kurtulmaya çalışmıştı. Fakat Dream onu sıkıca tutuyordu.

"D-Dream? Dream, bırak beni lanet olası!" Tekrar çırpındı George. Gözleri dolmuştu.

"Gogy~ bana Dream değil, Clay diye seslenmen konusunda seni uyardığımı hatırlıyorum~" Dream tahrik edici bir sesle konuştuğunda, George bir saniyeliğini de olsa etkilendiğini hissetti fakat bulunduğu durumu hatırladığında kaşlarını çatıp çırpınmaya devam etti.

"Dre- Clay, bu kadar oyun yeter. Bırak beni."

Ciddileşen sesiyle Dream'in hareketlendiğini fark ettiğinde sonunda buradan kurtulacağına sevinecekken; Dream'in eski pozisyonuna geri dönmesi ve boynunda hissettiği sivri metalin soğuğuyla kalakaldı George.

Dream, boynuna küçük ama oldukça sivri bir bıçak tutmuştu ve boynunu biraz bile hareket ettirmesi hayatına mâl olabilirdi. "Clay!" George, geriye kaçmaya çalışırken korkuyla Dream'in ismini sayıkladı. "Ne-ne napıyorsun?! Çe-çek o bıçağı!"

Dream, karşısındaki bu görüntüden oldukça zevk alıyor gibi duruyordu. Bıçağı pürüzsüz tene yavaşça bastırdı ve saniyeler sonra bıçağın ucu koyu kanla kaplanmış, kan damlaları yavaş yavaş bıçaktan aşağı doğru süzülüyordu.

"Bana Clay diye seslenmen dışında unutmaman gereken bir şey daha var George." Ucu kanlanmış bıçağı diliyle yaladı. Ardından George'un kulağına eğilip fısıldayarak cümlesinin devamını getirdi; "Kim olduğum."

George, karşısındaki bu psikopat görüntüden boynunun acısını çoktan unutmuş, gözyaşları ondan bağımsız bir şekilde akmaya başlamıştı.

No Mercy || DreamNotFoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin