Bölüm 17: Yaz

2.1K 256 161
                                    

Jungkook peperonili pizzasından bir ısırık alırken soyulmamış bir muz başının üzerinden uçmuş ve bir Betanın yiyecek tepsisine çarpmıştı. "Lanet olsun." diye mırıldandığında Yugyeom neler olduğuna bakmak için arkasını dönerken, Jaebum da bakışlarını telefonunun mail dosyasından çekti ve neler olduğuna baktı.

Jungkook, bu sahneyi izlemek için hızlı başını çevirdiğinden bisküvisini düşürdü.

Beta'nın çorbası, sebzelerine ve çikolatalı pastasına sıçramış ve tabağından akan damlalar pantolonunu lekelemişti. Jungkook kulaklarını dikleştirdiğinde Betanın yanında oturan Omeganın şok olduğunu, çaprazında oturan Alfanın ise "Ne sikim oluyor?" dediğini duymuştu.

Tüm yemekhane oldukça sessizleşmişti, odadaki tek ses sessiz fısıldaşmalardı. "Kimin attığını gördün mü?" diye mırıldandı Jungkook.

Jaebum "Muhtemelen bir Alfa." diyerek iç çekti, bakışlarını telefonuna geri çevirdi. "Ya da kavga çıkarmak isteyen biri."

"Yani okuldaki herkes," Jaebum'un tabağından bir elma alan Yugyeom meyveyi agresif bir şekilde ısırdı. "Jaebum hariç."

Beta omuzlarını silkerek süt kartonuna uzandı.

"Bak," Jungkook, Betanın gergin omuzlarına bakarak Yugyeom'un omzunu dürttü. Üzerine muz fırlatılan Beta, A/B/O sınıflarındaki özgüvenli, fikrini Alfaların önünde belirtmekten korkmayan çocuklardan biriydi. Dostane tartışmalar sürekli çığlık atılan maçlardan birine dönüşmüştü ve Jungkook otuz dakikalık bir tuvalet molası için kaçmaya yeltenmişti bile. "Sanırım ona geri bir şeyler atacak."

Ağız yarı açık Beta etrafında döndü, gözleri sertleşmişti ve baktığı her neyse giderek kaşları çatlıyordu. Betanın bakışlarını takiben, Alfalarla dolu masadakilerin tahtaya vurarak kahkahalar attığını ve Betanın masasını işaret ettiğini görmek Jungkook'un midesinin bükülmesine neden oldu.

Son zamanlarda okula morluklar, cezalar ve sınıflar arasında artan bir nefret duygusu ile sonuçlanan bir itip-çekme oyunu hakimdi. Omegalar bir tarafta, Alfalar diğer taraftaydı ve Betalar ise seçme ayrıcalığına sahiplerdi. Jungkook ise genelde burnunu bu işlerden uzak tutuyor, dansla meşgul oluyor, uyumak için güvenli bir yer buluyor ve Taehyung'u düşünüyordu.

"Bu çok kaba." diye homurdandı Yugyeom elmasından bir ısırık daha alırken, Alfalara bakmak için bacaklarını sallıyordu. "Onlara bir parça vereceğim." Yugyeom elini geriye savurarak yarısı yenmiş meyvesini o masaya fırlattığında elma tam olarak Alfanın yüzüne çarpmıştı.

Ve Üçüncü Dünya Savaşı'nın başlaması için gereken tek şey buydu.

Her çeşit yiyecekler havada uçarken, insanların kıyafetlerini kirletiyor ve kafasına, sırtına ve akla gelebilecek her yerilerine çarparken bağırışlar ve çığlıklar havada yükseliyordu. Birçok kişi masaların altına saklanıyor; bazıları üstlerine tırmanıyor ve bazıları ise savunma yapmak için onları yana deviriyordu.

Jungkook, "Yugyeom, bu çok çılgınca!" diye bağırırken Gulaşını Alfaların masasına fırlatmış ve et yemeği Alfanın burnuna çarptığında sevinçle bağırmıştı. Diğer herkesle kıyaslandığında, söz konusu Alfaların üstleri yemekle kirlenmişti ve ketçap gibi çeşit çeşit soslar kuyruklarından damlıyordu ama yiyecekleri rastgele yönlere fırlatmaktan geri kalmıyorlardı. "Şaşırmadım ama yine de, bu çılgınlık."

"Değil mi?" dedi Yugyeom, burnundan gülerken yeniden bir şeyler fırlattı. Havada uçan süt kartonu Jaebum'un gözlüklerine sıçradığında ise adeta horluyordu. Beta kurt gözlüğünü çıkardığında bir kek yüzünün yan tarafına çarpmış ve kek şarapneli ise yakındaki herkese sıçramıştı. "Ooh, bu gururunu incitmiş olmalı- Jaebum!" Jaebum armutunu Alfa masasına fırlattığında Yugyeom aniden ellerini çırparak bağırdı.

cherry | jikook [türkçe] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin