Bölüm 9: Kayıp

2.7K 334 302
                                    

jungkook 14, jimin 16

Jungkook, standlardaki ilk vardiyasında lise öğrencilerinin futbola takıntılı olduğu sonucuna varmıştı.

Jungkook'u heyecanlandıran şey hoparlörlerden gelen müzik ya da havada patlayan enerji olabilirdi. Belki sahada meydana gelen olaydan ya da bunun bir Cuma gecesi olduğu gerçeğinden dolayı da olabilirdi. Her şeye rağmen herkesin keyfi yerinde gibi görünüyordu. Yedi saatlik vardiyasında bile Jungkook, kalabalığın enerjisini hissediyor ve bunun tadını çıkarıyordu.

Güzel saçları ve kollarında binlerce bilekliği olan iş arkadaşı Jennie, "Küçükken oyunlara gider miydin?" diye sordu bir torba M&M alırken.

"Hayır, pek sayılmaz." Ki muhtemelen bu iyi bir şeydi çünkü bu oyunlara yüzlerce kişi katılıyordu. Küçük ve tombul Jungkook'un dikkati birinin patlamış mısır torbasıyla ya da pirinç keki kutusuyla yanından geçerken dikkati dağılırdı ve bir daha asla bulunamayacak şekilde kendisinden uzaklaşırdı.

"Çok yazık!" Jungkook'un bir müşteriden parayı aldığını ve önünde siparişlerinin Jungkook tarafından almasını bekleyen uzun bir kuyruk olduğunu gören Jennie güldü. "Burada birine yardım edebilirim!" Önündeki boş alanı işaret ederek bağırdı.

Kimsenin yerinden kıpırdamaması Jungkook'un bir sonraki müşterisine sunduğu gülümsemesinin biraz gergin gözükmesine neden olmuştu.

Gerçekten, bu iş eğlenceli ve heyecan vericiydi ancak Jungkook neden bütün gençlerin kendi standına geldiğini anlamıyordu. Sanki Jennie burada değilmiş, tırnaklarını tezgaha vurmuyor ve Jungkook'un sırasındaki tüm çocuklara bakmıyormuş gibi davranıyorlardı. Jungkook artık kendi standına gelmenin bir çeşit ergenliğe girme töreni olduğunu ya da önceki hayatında bir şeyleri mahvettiğini düşünmeye başlayacaktı.

Tamamen dürüs olmak gerekirse, gömleğinin önüne bakan ve parayı alırken eline dokunmaya çalışan iri yarı, cüsseli Alfalardan sipariş almak biraz korkutucuydu. Tüm bu ilgi Jungkook'un avuçlarını ve koltuk altlarını terletiyor; dahası, çikolatalı brownie kokusunun daha da yoğunlaşmasına neden olarak Jennie'yi boynuna ve gömleğine parfüm sıkmak zorunda bırakıyordu.

"Bütün Alfaların buraya toplanmasını mı istiyorsun?!" diye bağırmıştı Jennie, standı açtıktan sonra bir grup Alfa ve Beta en az yirmi dakika boyunca Jungkook'la ilgilenmişlerdi. Jennie burnunu kırıştırarak standın dışında kalan Alfaların kulak misafiri olması için yeterince yüksek bir sesle tısladı. "Kahretsin, kokuyorlar!"

"Alfalar çöptür!" Dışarıdan biri ona katılarak bağırmıştı ve Jungkook kahkaha atarken iki büklüm olmuştu. Gerçek bu değil miydi?

Saatler boyunca Alfalar ile ilgilenmek Jungkook'u onların iğrenç tavırlarından ve ürkütücü davranışlarından bıktırmaya yetmişti. Tatlı bir Alfa ona nazik bir gülümsemeyle parayı uzatınca "hepsi öyle değil" diye düşünüyordu Jungkook ama çoğu aynıydı. Bazı Alfalar teklifleri reddedildiğinde ve Jungkook numara değiş-tokuşu yapmak istemediğinde ona homurdanma cesareti bile gösteriyorlardı.

Diğer kurtların Alfalardan bıkmasına şaşmamalıydı! Başkalarının duygularını düşünmeden istediklerini almaya çalışıyorlardı. Onların Omegaları aşağılayarak konuşmalarını dinlemek ve sanki herkesten daha iyilermiş gibi Betalara zorbalık yaptıklarını görmek Jungkook için çok sinir bozucuydu. Eğer daha büyük olsaydı tüm bu Alfaları döver ve onlara hadlerini bildirirdi.

Jungkook önündeki müşteriye bir su şişesi uzatırken yüzünde aniden bir flaş patladığında gözlerini kırpıştırdı, gözlerinin önünde siyah lekeler belirmişti.

cherry | jikook [türkçe] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin