Bölüm 8: Gerçeklik

2.8K 344 319
                                    

jungkook 13, jimin 15

Yedinci sınıfta, tam olarak öğleden sonra 14:39'da, Jungkook'un dünyası geri dönülemez bir şekilde değişmişti.

Jungkook'un annesi hastaneye giderlerken otuzuncu kez "Okulda kızgınlığa girmiş." diye açıklıyordu. "Ambulans gelmiş ve onu acil servise götürmüşler. Çok fazla uyuşturucu vermişler tatlım, bu yüzden tuhaf bir şey yaparsa ciddiye alma."

Jungkook sadece başını salladı, başka bir şey söyleyemeyecek kadar büyük bir şok yaşıyordu. Annesinin konuşmasını dinlemek yerine dışarıdaki kabarık bulutlara ve rüzgarla eğilen çiçeklere baktı.

Jimin'in haklı olması ve sonunda bir Alfa olarak takdim edilmesi çok komikti. Bu, onun birini düğümleyebileceği anlamına geliyordu. Bu, Betalardan ve Omegalardan daha fazla testosterona sahip olacağı anlamına geliyordu. Bu, toplumun gözünde güçlü ve çok değerli biri olacağı anlamına geliyordu.

Bu, eğer Jungkook bir Omega olarak takdim edilirse Jimin'in onu becerip karnını bebeklerle doldurabileceği anlamına geliyordu ve dürüst olmak gerekirse, Jungkook bu konuda ne hissettiğini kestiremiyordu.

Hastaneye vardıklarında ve Jimin'in odasına doğru koştuklarında Jungkook dezenfektanın yakıcı kokusu karşısında burnunu kırıştırdı. Hemşireler çilekli şampuan ve çikolata parçacıklı kurabiye kokularıyla yanından geçiyorlardı.

Ancak keçeli kalemle üstüne "Jimin" yazılmış kapı bir kez açıldığında, mide bulandırıcı derecede tatlı bir kiraz kokusu Jungkook'un tam yüzüne vurmuştu. Baskın bir kokuydu ve çevrede kalan diğer kokuları tamamen yok ediyordu.

Jungkook'un içinde bir şeyler kıpırdanarak kanının ısınmasına neden oluyordu. Kulakları tamamen dikleşmişti, burnu kiraz kokusuna karşı o kadar hassastı ki kendini hafiflemiş hissediyordu. İçinden bir ses ona Jimin'e daha da yaklaşması, kokuya doğru gitmesi, yanına kıvrılması ve kaslarını gevşetmesi için yalvarıyordu...

Gıcırdayan yatağın önünde duran Jungkook, Jimin'in kolundaki damlayan serumu izledi. Büyük kurdun yanakları alev kırmızısıydı, uyurken ağzı biraz açılmıştı. Tırnaklarının arasında kan vardı ve daha fazla incelediğinde kolunda boydan boya kırmızı çizgiler olduğunu da görmüştü. Yaralar kollarını sarmıştı, bu da verdiği mücadelenin bir kanıtıydı. Doktorlar bir noktada onu yatağa bağlamış olmalılardı.

Yatağın yanında düzgün bir şekilde oturan Bayan Park, Jungkook bir adım öne çıkarken ona eliyle dur işareti yaptı. Oğlunu dikkatle izlerken "Sakın." diye uyardı onu. "Daha fazla yaklaşma."

"Neden?" Jungkook'un, Jimin'in gerçekten iyi olup olmadığını bilmesi gerekiyordu. Alfanın vücudundan dalga dalga sıcaklık yayılıyordu ve odayı oldukça ısıtmıştı. Jimin susuzluk mu çekiyordu? Açıkça görünüyordu ki o iyi değildi!

Jimin'in annesi düşünceli bir şekilde Jimin'in kulağına dokunarak "Uykusunda senin adını sayıklıyor." dedi. "Kurtlar kızgınlığa girdiklerinde ve birinin adını sayıklamaya başladıklarında-"

"Onunla çiftleşmek isterler." diye devamını getirdi Bayan Jeon dehşetle. "Aman tanrım.."

Jimin, Jungkook'a neredeyse her gün çiftleşeceklerini ve birlikte bebek sahibi olacaklarını söylemeseydi belki Jungkook da buna şaşırırdı.

Jimin'in burnunun kırışmasını ve yatakta kıpırdanmasını izleyen Jungkook yumuşak bir sesle fısıldadı. "Jimin?"

Jimin boğazından tiz bir inilti bırakıp yatakta çırpınmaya başladığında odayı tamamen sessizlik kaplamıştı. Bayan Park ona sakinleşmesini söylerken Alfanın dudaklarından minik bir inilti kaçtı, annesinin yatıştırıcı sesi vücudunun rahatlamasına neden olmuştu. Uykusunda bir şeyler mırıldanırken bacakları hala seğiriyordu.

cherry | jikook [türkçe] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin