0.4

122 13 69
                                        


Burning orchard - if i just lay here

"Gizlenmek zevklidir, bulunmamak felaket."

-donald woods winnicott

*******************


Hayatta her şeyin bir başlangıcı vardır. Tıpkı belirsizliğin başlangıcı olduğu gibi ama belirsizliği diğer tüm şeylerden ayıran ozellik ise ne zaman başladığının ve ne zaman biteceğinin de belirsiz olmasıdır. Belki bitmeyecektir ki başlamamış bile olabilir. Hiçbir zaman tam anlamıyla bilemeyeceğimiz de belirsizliğin kendisindendir. Yaydan çoktan fırlamış havada asılı kalan bir ok gibidir fakat ne yöne gideceği henüz karar verilmemiştir. İşte tam da bu yüzden kimimiz belirsizlik dediğimiz bu bataklığın içindeyizdir ve çıkmak için ne kadar çabaladığımız daha da dibe battığımızın habercisidir. Kendisi aynı zamanda çoğu insanın psikolojik ve fizyolojik olarak çöküş sebebidir bir de.

Annesi ile babası boşanma arifesinde olan küçük bir çocuğun korkusudur bir yandan da çünkü elinden bir şey gelmeyeceğini bilir ama yine de kendini hiçbir şey yapmadığı için suçlar ve yapması gerekliymiş gibi bu yükü omuzlarına yükler. Boşanma sonrasında onu daha mutlu bir hayatın beklediğini bilemez. Aynı şekilde mutsuz bir hayat da garanti değildir onun için. Bütün bu duygular o küçük bedenine ağır gelir ve bu yüzden yaşının ne kadar küçük olduğu önemsenmeden bir travma olarak kodlanır beynine.

Bir de hayatının daha çok başında, sınava hazırlanan bir genci düşünelim. Bu sınavın hayatının tek gerçeği olduğunu zanneder ve buna yönelik duygular içinde hareket eder. Alacağı puan ve yapacağı tercihlerle kendi hayatını yönlendireceğini düşünür. Belki bi yandan haklıdır da ama onun da beyninin gizli köşelerinde bilinçaltının derinliklerinde kendisinin de bildiği büyük bir belirsizlik vardır. Tüm çabalarına rağmen ne olup biteceğinin asla bilinmez olması. Hayatın yaşanılabilir kılınmasının nedenidir belki de, bilinmezlik. Sonuçta sonucu bilerek yaşadığımızda hayattan yapacağımız birtakım işler ve tadacağımız duygular tıpkı bir garsonun gelen müşteriye menüyü uzatıp siparişini istemesi fakat gelen müşterinin zaten tek seçeneği olduğunu biliyor olması gibi. Yeni şeyler için asla bir firsat söz konusu dahi olamazdı. Sırf bu yüzden bile bilinmezlik bizim hayatta kalma sebebimizdi.

Daha çok benim hayatta kalma sebebimdi.

Duyduğum sözcüklerle nasıl bir şeyin içinde olduğumu az çok anladım desem büyük bir yalan söylemiş olurdum, çünkü neyi anlamadığımı dahi anlamamıştım. Bu yaşlı adamın beni nerden tanıdığını, çember dedikleri yerin aslında tam olarak ne olduğunu, Karan'ın benim bilmediğim ama onun bilip de bana anlatacak şeylerinin neler olduğunu bilmiyordum. Büyük bir merakla ne olduğunu öğrenmek istediğim tüm bu sorular kafamda tıpkı bir köstebek gibi toprağın altına saklanarak benden kaçıyordu. Kovalamam gerekiyordu, farkındaydım fakat çoktan toprağın karanlık çukurlarına kaçan ve bulunmak istenmeyen bir köstebeği takip etmek ne kadar mantıklıydı, işte bu soru da içimi kemiriyordu.

Gözlerimi adımı söyleyen adama, onların deyişi ile ihtiyara çevirdim. Uğradığım şoklar saymakla bitmiyordu artık bunu kabullenmem gerekiyordu. İhtiyar dedikleri adam; üstünde deri ceketi, parmaklarında çeşitli yüzükler taşıyan, bir erkeğin olduğundan daha karizmatik görünmesine neden olan kirli sakallara sahipti ve sesinden tahmin ettiğimin aksine daha dinç ve genç aynı zamanda oldukça çekici gözüküyordu. Taş çatlasa kırklı yaşlarında diyebilirdim. Burdaki tüm adamlar zaten yeterince karizmatikti burası ayrı bir konu tabi ki.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İHBAR | AcklesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin