for now

87 23 38
                                    

Aradan geçen iki haftada Ten'in hayatında değişen tek şey sabahları daha erken uyanıp okula gitmesiydi.Taeyong'un evinde yaşanılan olaylar her zamanki geride kalmıştı.Geride kalan tek şey olaylar değildi ama.Taeyong da geçmiş zamanda kalmayı tercih etmişti.Bu geçen iki haftada sadece bir kere ayaküstü sohbet etmeye gitmişti Ten'in yanına.Ten kin tutan biri değildi,öyle sanardı kendini fakat günlerdir arkadaşına karşı bir öfke vardı içinde.Aynı okula gitmelerine rağmen,sınıfları aynı katta olmasına rağmen Taeyong görmezden geliyordu Ten'i.Sebebi belliydi aslında.Homoseksüel bir eğilime sahipti Ten.Bu yüzden neden Taeyong'un ondan uzaklaştığını anlıyordu.Kesinlikle Taeyong arkadaşının eğilimleri herkesten farklı diye uzak duracak biri değildi ama kendi arkadaşları için bir başka arkadaşından uzak duracak biriydi.Etrafındaki insanlar onunla dalga geçmesin diye takılmıyordu Ten'le.En azından Ten böyle düşünüyordu ve düşüncelerinde de büyük bir haklılık payı vardı.

Her zamanki gibi okuldan tek başına çıkıp yağmur atıştıran havada yürümeye karar vermişti kısa kollu gömleğiyle.Kendisi tek başına yürürken birkaç metre uzağında yürüyen Taeyong ve yanındaki üç arkadaşını izliyordu.Belli bir mesafeye kadar onlardan uzak ama onları gözlemleyecek kadar da yakın yürürken ilk yol ayrımında bitiyordu gözlemi.Artık yolda tek başına kaldığında ise kulaklıklarını takıyor ve huzuru hissetmek için bir müzik açıyordu.Bugün de yine aynı olaylar bir döngüde ilerlerken arkasından birinin seslenmesiyle durmuştu yerinde.

Taeyong'tan bile daha fazla gördüğü ve kavga ettiği genç,koşar adımlarla Ten'in yanına geldi ve hiç uzatmadan lafa girdi.''Geçen olaylardan dolayı özür dilerim.Fazla sinirlendim,kendime hakim olamadım.''Ten aniden lafa giren gence baktı.Doğrusu şaşırmıştı bir anda nereden çıktı bu diye.Ya da en çok karşısındakinin böyle bir büyüklük gösterdiğine.Her ne kadar çocuğun özrünü kabul etmeyip ona tekrar bağırma arzusu yaşasa da ondan daha olgun bir tavra bürünüp konuştu.

"Geçti artık."Ten göz ucuyla oğlana bakarken mahcup bir şekilde gülümsedi oğlan.Onu ilk defa bu kadar uysal görüyordu ve nedenini de merak ediyordu.''Taeyong'tan uzağım diye mi bana iyi davranıyorsun?''Kendi süzgecinde bunun nedenini çoktan bulmuşken çocuk rahat bir tavırla konuştu.

''Taeyong'u sevmediğine emin oldum.Bana çiçekçi adamın resimlerini çizdiğini söyledi,çıplak.''Son kelimesine özellikle dikkat çekerken Ten şaşkınlığını gizlemek için oldukça uğraştı.Taeyong'un evinde olan partiden sonra iki hafta geçmişti.Bu süre zarfında Taeyong sadece bir kere Ten'in yanına gelmiş ve çizimlerine bakma bahanesiyle çizim defterini eline almıştı.Ten'in çizdiği resimler her ne kadar anneden doğma haliyle olsalar bile Taeyong'a gösterme konusunda çekingenlik yaşamayıp Taeyong'un bakması için ona fırsat tanımıştı.Kendi aralarında olan etkileşimin üçüncü bir kişi tarafından duyulacağını hayal etmemişti.

''Çok kıskandıysa onu da çizerdim,çıplak.''Ağzıyla bir şeyler gevelerken çocuğa veda etti ve evine doğru yürümeye başladı artan yağmurla beraber.


''Ten senin için bağırıyorum neden duymamazlıktan geliyorsun?''Taeyong kapısı açık mutfaktan içeriye girerken Ten son zamanlarda mutfakta tuttuğu Sedum çiçeği ile ilgileniyordu.''Ten sorunun ne?''Hala Taeyong ile bir etkileşim kurmadan,o yokmuş gibi davranırken içindeki kızgınlık buna engel olarak düşüncelerini dile getirdi.

''Güvenebileceğim birine güvenemeyeceğimi anladım.''Dedikleri karşısındakine anlama payı bırakmazken Taeyong da sandığı gibi anlamamıştı.

''Ne?''

Saksıdaki çiçeğin toprağını eşelemeyi bırakıp yanındakine döndü.''Bazıları yanlışlıkla karşılaştığı şeyleri yanlışlıkla birilerine paylaşmış.''Her ne kadar defteri bakması için kendi elleriyle ona verse de bakma niyetinin de gerçekte ne olduğunu anlamıştı Ten.

A way to say goodbye | taeten |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin