''Artık gidebilirsin.''İçten bir gülümseme ile yanındaki genç oğlana baktı kadın.Yanındaki ise onun aksine olduğu yerde titremekteydi.Korkmuştu,her şeyden öte en çok o korkmuştu.
''Suçlusu benim.''Zor da olsa ağzından birkaç kelime dökülebilmişti.Sesi bile titriyordu.Şu an kendinden nefret etmek dışında hiçbir şey yapamıyordu.
''Yanlış şeyler düşünme.Yaşanması gerekiyordu ve yaşandı.''Oysa yanındaki tecrübe sahibi kadın onu rahatlatmaya çalışıyordu.Tek sözleriyle değil,davranış ve hissettirdiği sıcak tavırla yanındaki oğlanın yükünü hafifletmeye çalışıyordu.
Derin bir nefes aldı Taeyong.Kaç saattir televizyonun karşısındaki koltukta oturduğunu bilmiyordu.Ten'in annesinin ne zaman geldiğini bilmiyordu.Dünyadan bağını ne zaman kopardığını bilmiyordu.''Ben olayların bu denli büyüyeceğini tahmin edememiştim.''İçtiği suyla beraber açılan çenesi Ten'in annesini mutlu etmişti.
''Bazen olmaması gereken yerlerde abartılı tepkiler verebiliyor.''Annesi ise her ne kadar oğluna suç bulmak istemese de oğlunun en yakın arkadaşına da tepki göstermek istemiyordu.Zaten anlık gelişen olaylardan ikisi de fazla derecede abartmış ve üzülmüştü.
''Özür dilerim.''Bardaktaki suyu yudum yudum içen genç saatlerdir özür diliyordu.
''Yapma böyle.Yoksa seni affetmeyeceğinden mi korkuyorsun?Sen onun en yakın arkadaşısın.''Ten'in annesi ise çoktan gerçek nedeni bulmuştu.
''İyi bir arkadaş değilim.''Ten'in annesi sessiz kalmayı tercih etti.Birkaç saat önce yaşananlara gitti tekrar Taeyong'un aklı.Günlerdir hiçbir neden bulmaksızın kurumuş bir çiçeğin açmasını bekleyen çocuğun umutlarını yıkmıştı biraz önce.Sadece umutlarına zarar vermekle yetinmemiş fiziksel olarak da zarar verebilecek büyüklükteki bir saksıyı ona fırlatmıştı.Sinirlenmişti.Gerçekten içinde biriktiği birtakım düşünceler vardı ve bunu en ufak kıvılcımda ateşe çevirmişti.Bu kadar büyüyeceğini,bu kadar abartılı bir tepkide bulunacaklarını ikisi de bilmiyordu.Sadece hoşnut değildi bu durumdan,arkadaşının bulunduğu durumdan.Yaşça büyük bir adamdan hoşlandığı için onu suçlu buluyordu,kendi çevresindeki insanların yorumuna kanmıştı,dolduruşlara gelmişti.İnsanlar ilk defa arkadaşının önüne geçmişti ve sonucu da hiç istediği gibi bitmemişti.
''Taeyong.''Kısa bir sessizlikten sonra Taeyong kendini düşüncelerinden uzaklaşıp ona seslenen anneye doğru çevirdi başını.
''Efendim?''
''Ten'de farklı olan bir şeyler fark ettin mi hiç?''Annenin ona bakan sorgulayıcı bakışlarını anlayamamıştı.
''Ne gibi?''
''Sana normal gelen davranış ve hareketlerin ona anormal gelmesi gibi.''
''Şu anki gibi mi yani?''
''Evet.''
''Fark ettim.''Her ne kadar bu cevabı vermek istemese de annesi soruyordu.İkisinin de ortak olan düşüncelerini konuşması yanlış olmazdı.
''Neleri fark ettin?''
Annenin sorusuyla birkaç saniye düşündü Taeyong.Hangi birinden başlaması gerektiğini bilmiyordu.''Temas kurmaktan nefret ediyor.Ona dokunmam için izin almam gerekiyor.Yüzmeye gittiğimizde denize girmiyor girse bile kıyafetli giriyor.''Nereden başlayacağını bilmeyen biri için oldukça fazla konuşmuştu,biraz da sinirli bir ses tonuna sahipti.Bunu fark etti ve çenesini kapattı.
''Devam edebilirsin.''Anne ise aralarındaki bu çocuksu atışmalara sadece gülümsemekle yetinmişti.
''Sanırım susmalıyım.''Daha fazla devam etme gücü bulamadı Taeyong kendinde.Zaten suçlu olan oydu.Ten'in ağlamasına ve kriz geçirmesine sebep olmuştu.İki yıldır tanıyordu onu,daha önce hiç ağladığını görmemişti bu kadar.İlk defa hıçkırmaktan nefesi kesilen bir Ten görünce ne yapacağını bilememişti.Kendini dış dünyaya kapatıp kabuğuna çekilmiş bir şekilde bağıra bağıra,hıçkıra hıçkıra ağlamıştı karşısında.İlk başta abartı bir tepkide bulunduğunu düşünürken bunun hiç aralıksız devam etmesi korkutmuştu Taeyong'u.Ortada bir sorun vardı ve Ten'in yanına çökmüştü.Ama Ten ona bakmıyordu bile,sadece ağlamaya devam ediyordu.Vücudu kaskatı kesilmişti ve dış müdahalelere kapalıydı.Defalarca özür diledi,aptal olduğunu söyledi,ona yeni bir saksı ve çiçek alacağını söyledi ama Ten hep bugünü beklercesine ağlamaya devam ediyordu.En sonunda Taeyong da pes etti ve aklına Ten'in annesini aramak geldi.Kadın da durumu duyunca hızla eve gelmişti.Taeyong şok içerisinde kaldığı için daha fazla mutfakta kalmaktan vazgeçip içeriye geçmişti.Belki de Ten'in ağlama sebebi kendisi olduğu için diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A way to say goodbye | taeten |
FanfictionSedum çiçeğinin kırılan sürgünü bir dilek tutularak eve asıldığında bitki çiçek açarsa dileğin yerine geleceğine inanılırmış.