so dont stop now

63 13 9
                                    

''Hoş geldin,gelsene.''Evin ihtişamına göre oldukça eski kaçan kapının arkasında Taeyong'un babasını beklemezken,başıyla hafifçe bir selam verip utana çekine zili çalma nedenini söylemişti Ten.

''Taeyong'u soracaktım.''

''Garajda,istiyorsan yanına gidebilirsin.''Kapıda yorgun olduğu her halinden belli olan babayı ayakta dikmek istemeyip başını sallayarak evin yanında olan garaja doğru çevirdi bakışlarını.

''Teşekkür ederim.''deyip babanın kapıyı kapatmasını beklemeden koşar adımlarla garaja doğru yürüdü.Ne büyük ne de küçük sayılan garajın kapısına geldiğinde içeride bir şeylerle uğraşan Taeyong'u gördü.

''Sen mi geldin?''Bir süre sessiz kalıp arkadaşını izleme fikrinin hemen fark edilmesiyle başarısız olmuştu Ten.Alnına yapışmış ve gözlerine doğru kayan saçlarını inceledi karşısındakinin.Yutkundu ve anlık bir yeti kaybına uğramış gibi hissetti.

''Okulda yoktun merak ettim.''Kendini kısa sürede toplarken kapıda dikilmekten vazgeçip onun yanına doğru yürüdü ürkek adımlarla.

''Evet çünkü sabahtan beri burayı toparlıyorum.''

''Sana mı kaldı bu iş?''

''Hayır burada bir şeyler yapmak istiyorum.Kendime ait bir şeyler.''

''Ne gibi?''Ten meraklı gözlerle Taeyong'a bakarken Taeyong yerdeki kutuyu kucakladı ve garajın dışına çıkartıp bahçeye götürdü.Geri döndüğünde ise oldukça baştan sağma bir cevap verdi.

''Bilmiyorum,henüz hiçbir fikrim yok.''Ten başını usulca sallarken sessiz kalarak yardım teklifinde bulunmadan Taeyong'u izledi.Her bir hareketini dikkatlice izliyordu.Sanki ondan bir şeyler öğrenmek ister gibi bakıyordu gözleri.

''Düşünceli gözüküyorsun.''Taeyong'un dediği ile kendine geldi tekrar.Aslında düşündüğü hiçbir şey yoktu fakat daha öncelerde yaşadığı şeyi biraz önce yaşamış gibi anlatmayı tercih edeceği bir konu açtı.

''Kenneth'la karşılaştım.''Tepkisini merak etmek için durup Taeyong'a baktı.Taeyong ise hala kutularla uğraşıyordu.

''Ee?''

''Evlenince gidecekmiş buradan.Dükkanı da satacakmış.''

''Öyle mi?''Taeyong'dan istediği ilgiyi göremeyince konuyu değiştirdi bir hızla.

''Çizdiğim resmi bir kere bile görmedin.''Mızmızlanan bir çocuk edasıyla konuşurken Taeyong bir anlığına durdu ve ayakta dikilen Ten'e baktı.

''Burayı da boyamak ister misin?Tek başına değil beraber.''Ağzından çıkan son kelimelere kendince bir anlam yüklemişti Ten.

''Ne istiyorsun?''

''Duvarlara istediğimizce renk fırlatmak.''

''O zaman etrafı toparlamamız lazım.''

''Yardım et.''Daha fazla işlevsiz bir şekilde durmaktan Taeyong sayesinde vazgeçip kalan eşyaları da kutulamaya yardım etmişti Ten.

Kısa sürede ikisi beraber garajı tamamen boş bir alan haline getirmişlerdi.Dışarıya koydukları kutularla Taeyong'un ailesi ilgileneceği için dışarıyı düşünmüyorlardı.İkisi de boş olan beyaz duvarı boyama heyecanındaydı.Bahçeye dizdikleri birkaç kutuya son kez baktıktan sonra içeriye geçmeden Taeyong Ten'in kolundan tutarak onu durdurdu.''Üzerimizi de değiştirmemiz lazım.''

Ten yine cevap vermek yerine başını salladı.Üzerinde okul üniforması vardı ve o varken boya yapamazdı bu yüzden kapıyı çalıp içeriye geçtiler ve Taeyong'un odasına girdiler.Taeyong dolabından pek de kötü gözükmeyen kıyafetleri çıkartıp Ten'e verdi ve odadan giyinmesi için çıktı.Ten giyinirken kendisi de boyaları hazırladı.Ten odadan çıkınca eline boya kutularını verdi ve ikisi de ikişer tane boya kutusuyla beraber garaja geri döndü.

A way to say goodbye | taeten |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin