scarface, yoonmin ✓

9: anlatın bana

Tavşan, yaralarının sarılmasının getirdiği rahatlıkla battaniyenin üzerinde uyuyakalmıştı. Yoongi ise yattığı yerden tavanı izliyordu. Geldiğinden beri tavşan olayı dışında bir şey anlatmamıştı Jimin'e. Bu konuda oldukça zorlandığı belli oluyordu. Jimin de o sakinleşene kadar üstüne gitmemeye karar vermişti. Tavşan uykuya daldıktan sonra prensin yatağına oturup onu sessizce izlemeye başlamıştı. Yoongi hâlâ gözleri dolu bir şekilde tavana bakıyordu.

"Neden konuşmak istemiyorsunuz? Ciddi bir şey mi oldu?" diye sorduğunda Yoongi'nin gözleri kısaca gözlerine değdi. "Şu an sadece yaşadıklarımı unutmak istiyorum, anlatmak yerine."

Jimin belki de bunu yapmak için en doğru zaman olduğunu biliyordu. Kendi yaralarından bahsederse Yoongi'nin bugün yaşananları biraz olsun unutabileceğini de biliyordu. "Ordudayken birine âşık oldum." dedi o da bakışlarını tavana çevirirken. Yoongi irkilerek Jimin'e döndü. Birden anlatmaya başlaması onun için beklenmedikti. Fakat merakla dinlemeye devam etti.

"İkimiz de kıdemli olabilmek için çalışıyorduk. Çok yakın arkadaşlardık. Ona karşı hislerim olduğunu anladığımda her şey için çok geçti." Yoongi hâlâ şaşkınlıkla onu dinlerken yattığı yerden doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı. Bu sefer de Jimin prensin gözlerine bakmamak için direniyordu. "Belki yargılarsınız beni bir oğlana âşık olduğum için, fakat sizden başkasına da anlatamam bunu." Yoongi hiç tepki vermemiş, aksine merakla dinlemeye devam etmişti.

"Ona o kadar âşık olmuştum ki gözüm ondan başka hiçbir şeyi görmüyordu. Aşkımın farkında mıydı, bilmiyordum. Sadece her gece imkânsızlığımız yüzünden ağlıyordum. Ona âşık olduğum öğrenilirse kralın bana neler yapacağını düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyordu."

Yoongi için bu ilginç bir hikâyeydi. Ama Jimin'in bir erkeğe âşık olmasından çok, aşkından gözünün kör olmasına şaşırmıştı çünkü o dışarıdan bakılınca her zaman işini diğer tüm şeylerden üstün tutan biri gibi gözüküyordu. Jimin devam etti.

"Ve o gece hiç beklemediğim bir şey oldu. O beni bir köşeye çekip aşkımdan haberdar olduğunu, kendisinin de beni sevdiğini söyledi. Aşktan sarhoş olmak nedir bilmezsiniz belki ama o anda tam olarak aşk sarhoşuydum. Beni öpmesine izin verirken de, daha ileriye gitmesine izin verirken de tam bir aşk sarhoşuydum. O gecenin en mutlu gecem olacağını düşünmüştüm. Ama gerçeklerle yüzleşmek zor oldu."

"Sana ne yaptı?" dedi Yoongi korkuyla. Jimin acı içinde gülümsedi.

"Odada birbirimize dokunurken o bir anda bağırmaya ve beni sanki ona zorla dokunuyormuşum gibi beni uzağa ittirmeye çalıştı. Tabii ki de koridordaki görevliler bu sesleri duymuştu. Muhafızlar içeri girdiğinde ve bizi o hâlde gördüklerinde her şeyi yanlış anlamaları oldukça olasıydı. Âşık olduğum oğlan bir anda ağlamaya başlamıştı. Ona zorla dokunduğumu söyleyip beni suçluyordu."

"Bu... Çok ağır Jimin." Prens dolu gözleriyle oğlanı dinlerken kanı donmuş gibiydi. Aşkın bu kadar korkunç bir şey olduğunu bilmiyordu.

"Beni o gece tutukladılar. Defalarca kırbaçladılar bedenimi. Silinmez yaralar bıraktılar tenime. En güzel gecem, en kötü gecem oluvermişti bir anda. Koca bir kalp kırıklığıyla öylece ortada kalmıştım. Aşkın sarhoşluğundan çıkınca anlamıştım her şeyi. O benim en yakın arkadaşımdı, aşkımdı ve en büyük rakibimdi. Unuttuğum şeyse tam olarak sonuncusuydu. Kıdemli bir asker olabilmek için hem arkadaşlığımızı hem de benim hislerimi heba etmişti. Ceza almak için kralın önüne çıktığımda da beni o lanetli gözleriyle izliyordu."

Jimin'in son cümlesi Yoongi'nin ilgisini çekmişti. "Kralın önüne mi çıktın?" dedi şaşkınlıkla. Oğlan kafasını salladı. "Daha merhametli bir kral olsaydı affederdi belki beni. Ama beni ordudan uzaklaştırmayı seçti. Bir yıl boyunca saraya girmekten men etti beni." Jimin kralın karşısına çıktıysa kral onu tanıyor ve hatırlıyor olmalıydı. Yoongi şimdi babasının odada ona neden o soruyu sorduğunu anlıyordu. Başları bu olay yüzünden büyük derde girecek gibiydi.