19.55’te Deniz ile sözleştikleri Ortaköy'deki restorana geldi Sally. Adını söyledikten sonra kendileri için ayrılan deniz kenarında ki yuvarlak masaya oturdu. Beklemeye başladı malum Deniz hep geç kalırdı. Bugün de o günlerden biriydi. O kadar şık bir mekandı ki giydiği elbiseden birkez daha memnuniyet duydu. Zaten kendisine bakan gözlerden de bu anlaşılıyordu. Çok masum bir görünümü vardı. Girdiği her mekan da ışık saçıyordu sanki. Her ne kadar o bunu inkar etsede. Utandı yine, kendisine bakan gözlerin yarasına ve yalnız oturduğu için olduğunu düşündü. Ah Sally hiç farkında değildi güzelliğinin.Rahatsız olmuştu,saçlarıyla yarasını kapattı tekrar kapalı değilmiş gibi.
Yaklaşık yirmi dakika bekledi. Garson yanına belki üç defa gelmiş ama o her seferinde arkadaşını beklediğini belirterek sipariş vermemişti. Birkaç dakika daha bekledikten sonra nihayet telefonu çalmış ve Deniz aramıştı. “Çok şükür” dedi içinden.
_Bebeğim! Çok özür dilerim, yemeğe yetişemiyorum. Trafikte takıldım. Sen yemeğini ye, seninle kulüpte buluşalım. Bol bol dans edicez karnını iyi doyur!
Sally cevap bile veremeden telefon kapandı. Biraz bozulan Sally zarif birşekilde elini kaldırdı garsonu çağırmak için. Garson yanına geldi. Madem yalnız olacaktı, "güzel bir seçim yapıp karnımı doyurayım" diye düşündü. Siparişini “marina” balığından yana kullandı.Gayet keyifli bir şekilde yemeğini yedi.Yediği yemekten memnun olan Sally kalkmaya hazırlanırken kendisine bakan bir çify göz dikkatini çekti. Karşı masada oturan tahminen 30’ lu yaşlarının başlarında olan, takım elbisesinin içinde bile çok formda olduğu anlaşılan bu adamla göz göze gelmişti. Bu adamı tanımadığı için hemen kaçırdı gözlerini. Sally kendisine yöneltilen gözlere aldırış etmeden masadan kalktı.Çantasını ve şalını alarak hafif adımlarla bilekten bağlamalı topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesler eşliğinde kapıya doğru yöneldi. Hiç alışık değildi böyle giyinmeye özel günler harici.
Bu adamın bakışları onu takip ediyordu. İyice rahatsız olmuştu. Elleri yine saçlarına gitti.
Adam karşısında oturan kadına hiç aldırış etmeden yanından geçmekte olan kızın bileğini tutarken buldu kendini. Sally şaşırdı. Adam gitmesine izin vermiyordu. Ayağa kalktı, Sally’nin gözlerinin içine baktı. Sally hala bileğini tutan bu elden kurtulmaya çalışıyordu. Ama adam canını yakmıyordu çok zarif bir şekilde tutuyordu kızın bileğini. Ayağa kalkınca boyunun ne kadar uzun olduğu anlaşıldı. Oradaki bütün gözler ikisine çevrilmişti.Sally çok utanıyor ama adam hiçbir şeyi duymuyor ve görmüyor gibiydi. Orada sadece ikisi var gibi bakıyordu gözlerine Sally’nin. Adam Sally’e o kadar çok yaklaştı ki nefesi saçlarını kıpırdatıyordu._” Vücudunuza atılmış olan bu imzayı neden saklamaya çalışıyorsunuz “ diyerek Sally’nin saçlarını omzunun üzerinden arkaya doğru attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BENİ ANLAT
Romance"En zoruda, kendimden çok seni unutmanın verdiği acıya dayanmaya çalışmaktı... Ben mi unuttum? Sen mi unuttun? Ya da...