Sally buradan hemen çıkmak istiyordu. Yaşananlar onun için çok hızlı ve ağırdı. Hem bayılmasının sebebi de anlaşılmıştı. Burada kalmasını gerektirecek bir şey yoktu. Kalktı başka kıyafeti olmadığı için o şahane elbisesini yine geçirdi üzerine bu elbiseden hiç bu kadar nefret etmemişti. Saçlarını herzaman ki gibi yarasını üzerine getirdi. Omuzlarına şalını aldı. Bu hareketler biraz hızlı ve sınırlı bir şekildeydi. Deniz bu sırada çıkış işlemlerini yapıyordu. Yazılan reçeteyi de aldıktan sonra Sally’i almak için odaya geldi. Hazırlanmış olmasına sevindi.
_“ Oooo! Güzellik yine ateş ediyorsun. Şaka şaka bakma hemen öyle ters ters. Keşke bu kadar acele çıkmak istemeseydin. Doktorlar bir gece daha kalmanın uygun olacağını söylediler. Ama dinlemiyorsun ki. Ne var sanki bir gece daha kalsan? Senin için, seni öyle görünce çok korktum!
Sally bu ısrarlardan çok sıkılmıştı. Hastahanede kaldığı dönemleri hatırladı. Zaten uzun bir zaman buna benzer odalarda kalmamış mıydı? Bir dakika bile geçirmek istemiyordu.
_“Deniz! Bugün işe gidemedik. İkimizin de yarın işte olması lazım benim bekleyen müşterilerim var. Bu seminer yüzünden yeteri kadar aksaklık oldu zaten daha fazla olmasını istemiyorum…”
Deniz hak verdi Sally’e. Bu kız hep haklı olmak zorunda mıydı? Ama yine de tedirginlik ile cevap verdi.
_“Of! Evet haklısın aslında ama ne bileyim korkuyorum senin için. Ne güzel iyileştin. Tekrar eskisi gibi olacak, yine sensiz kalmanın verdiği korkuyu tatmak istemiyorum.”
Sally, Deniz’i duymuyormuş gibi yaparak konuyu değiştirdi hemen. Ama arkadaşının onun için korkmasına hem üzülmüş hem de sevinmişti.
_“Bizi buraya getiren adama teşekkür edemedik. Umarım adını öğrenmişsindir. Yarın ilk iş ona bir teşekkür çiçeği gönderelim.”
Deniz hiçbir şey demedi, başını sallayarak onu onayladı. Sally bitkin haldeydi. Arkadaşı koluna girdi, çıkış kapısına doğru ilerlediler. Tam çıkacakken Deniz, Sally’i hafifçe dürttü. Onun sağ tarafa bakmasını sağladı. Yanlarına doğru gelen Doktor Fırat’tı. Sally bir türlü bu adama karşı içindeki öfkeyi dindiremiyordu. İçinden neler söyledi neler ama Fırat yanlarına geldiğinde ufak bir tebessüm etti. Etrafa bakınmaya başladı onlar Deniz ile sohbet etmeye başlayınca. Deniz’in Doktor Fırat ile cilveleşir şekilde konuşması dikkatinden kaçmamıştı. Ne zaman yakışıklı birini görse aynı hareketler sergileniyordu. Hep ümit ediyordu Deniz annesinin istediği damadı bulmayı. O yüzden şansını denemekten hiç vazgeçmiyordu. Fırat’ın Sally’e bakışlarını görünce hemen sıyrıldı bu düşüncelerinden. Sanki ikisi de birbirini tanıyor ama bunu birbirlerine söylemiyordu. Sally öfke ile, Fırat masumca gözlerinden her an bir damla yaş düşecekmiş gibi bakıyordu.
Sally’nin bakışlarından Fırat’ın rahatsız olmasını istemediği için Deniz hala onu dürtmeye sohbete dahil etmeye çalışıyordu. Sally ise umursamadan etrafa boş bakışlar atmaya devam ediyordu. Fırat’ın gözleri hep onun üstündeydi. Deniz en sonunda dayanamadı.
_“Eeee… Sally bizi buraya getiren adama çiçek göndermek zorunda kalmayacaksın. Bak karşında duruyor” deyince Sally ne diyeceğini bilemeden gözlerini kocaman açarak şaşkınlığını belirtti. Deniz buna aldırış etmeden Fırat’ a sonsuz minnetlerini sıralıyor bunlara Sally’i de dahil ediyordu. Fırat kendisine yöneltilen iltifatlardan ve Sally’ nin de bundan rahatsız olduğunu farkederek.
_“Hayır! Hayır! Teşekküre gerek yok. Kim olsa aynısını yapardı. Sonuçta arabamın önüne hergün tatlı bir kız atlayıp, yardım istemiyor" diyerek Deniz’e tebessüm etti. Deniz bu sözlerden çok mutlu oldu, başını teşekkür etmek için hafifçe öne eğdi. Gözler tekrar Sally’e çevrildi ama o Deniz gibi iltifatlarını sıralamıyordu. O da Deniz gibi yaparak başını teşekkür etmek için öne doğru eğdi. Ve hızlıca Deniz’i kolundan çekerek oradan hızlıca çıktılar. Deniz bu olanlardan dolayı şaşkınlık içindeydi çünkü arkadaşı kendilerine yardımcı olan birine asla bu şekilde davranacak biri değildi. Hiç konuşmadan bir taksiye binerek evlerine doğru hareket ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BENİ ANLAT
Romance"En zoruda, kendimden çok seni unutmanın verdiği acıya dayanmaya çalışmaktı... Ben mi unuttum? Sen mi unuttun? Ya da...