Best Friend or True Love?(L.S)

(31)

Harry

Öpmelere doyamadığım beden sabah şekeri havası veren kahkahaları ile kollarımdan çıkmaya çalışıp öpücüklerimden kurtulmayı denerken onu bırakamayacak kadar kaptırmıştım kendimi,onu izlemekten gözüme uyku girmemişti ama buna rağmen fazlasıyla enerjik hissediyordum,ve bu sabah ayazında bile yatakta oluşturduğumuz erotik gerilim bizim için çanlarını çalıyordu bence.

Louis son bir hızlı hamle ile kollarımın arasından çıktığında beni kendisinden mahrum bıraktığı için dudak büzüp yataktan öylece çıkışını izledim,hiçbir şey demeden odadan çıkıp gideceğini sanmıştım ki eğilip yorganın bir ucundan sıkıca kavradı ve henüz tam kapatamadığım ve hala onun tadının etkisinin geçmediği dudaklarımın üstünü öptü.

"İşe gitmeliyim,şimdi duşa gireceğim ve işe gideceğim,beni sürekli öpmeye kalkıp kışkırtırsan evden hiç çıkamayabilirim."

Ah şu an kullandığı bu otoriter ses tonu...Farkında olmadan beni daha çok tahrik etmişti.

Aslında aklımdan geçen şeyleri uygulayabilmem için duşa girmesi daha iyi olurdu,bana son bir bakış atıp odadan çıktığında üzerinde daha demin tepiniyor olduğumuz yorganı fırlatıp bedenlerimizle ısıttığımız yataktan çıktım,banyo kapısının kapanma sesini duyduğum vakit komodinin üstünde duran telefonuma uzanıp şehir dışında yaşayan kız kardeşime hesabıma bir miktar transfer yapabilmesi için ricada bulunup mesaj gönderdim.

Çok darda kalmadığım sürece annemi veya kız kardeşimi maddi konularda rahatsız etmezdim,bunun için bir zamanlar,yani evin kirasını ödemek olsun,ya da günlük hayatta geçinebilmek olsun...Bunlar için bir zamanlar kapısını çaldığım biri vardı.

Ama o kapıyı bir daha asla çalmayacaktım.

Gece karanlıkta fırlatırken görmediğimiz kıyafetlerimizi yerden toplayıp yatağın üstüne bıraktım ve gece lambasının üzerinde duran Louis'in çorabını da alıp yatağa attıktan sonra telefonumdan gelen mesaj sesiyle sırıtıp kız kardeşime hızla bir teşekkür notu gönderdim,bir yandan yıllardır hayalini kurduğum Louis ile mutluluğun kıyısında gezerken diğer yandan ise başvurduğum iş ilanlarından hala bir haber gelmediği için telaşla kasılıp duruyordum.

Louis her gün ayaklarına kara sular inmiş halde eve dönerken benim ise hala elimde hiçbir şey olmadan aylak aylak takılıyor olmam vicdan yapmama sebep oluyordu,onu o kadar yorgun ve bitkin gördüğümde içime karşısında ezildiğim desteler halinde yumrular oturuyordu.

Hırpalayıcı düşünceleri şimdilik bir yana savuştururken o düşünceler arasında giyindiğim soluk gri renkli pantolonumun kemerini hızla bağlayıp dolabın köşesinde katlanmadığından dolayı kırış kırış olmuş kazağı çıkarıp üstüme geçirdim.Daire kapısına ayakta giyinmeye çalıştığım çoraplarım ile seke seke ilerlediğimde banyodan gelen su sesleri ile acele etmem gerektiğinin farkındaydım,zira Louis banyoda fazla kalmayı seven biri değildi,bu yüzden duştan çıktığında evde beni göremeyince tahminlerime göre fazlasıyla üzülür ve buruk bir şekilde işe giderdi.

Bu ihtimalin gerçekleşmesini istemediğimden ayakkabılarımın bağcıklarını da aceleyle bağlayıp askılıkta duran montumu çektiğim gibi çıktım evden,merdivenlerden ıslık çalıp inerken hareketlerim arasında zorlukla giyindiğim montun fermuarını çekip binadan çıktım ve çıktığım gibi dişlerim büyük bir titremeyle birbirlerine çarptı,acele edeceğim diye giyinmem gerekenden daha kalın giyinmeyi ihmal etmiştim ve ciddi anlamda bir Antarktika soğuğu vardı,bildiğim en yakın markete doğru koşturmaya başlarken yerde erimiş olan karlardan dolayı dengesizleşip kayıp düşmemeyi umuyordum,geçirdiğim bir kaç düşme tehlikesi sonrası en sonunda markete geldiğimde otomatik kapının iki yana kayıp açılmasıyla kendimi içeriye atıp bir alışveriş sepeti aldım elime ve reyonların arasında ağzımdan buharlar çıkarken dolaşmaya başladım.