(32)

856 62 65
                                    

Zayn


Hayatınızın tepe taklak olduğunu düşünmek.

Benim şu an tam olarak düşüncem buydu,belki abartılı bir düşünceydi,yani demek istediğim bu kadar çökmüş ve yaşamdan kopuk gibi hissetmem uçlarda bir duygu olarak görülebilirdi ama son zamanlarda öğrendiğim yeni ve çoğu kişinin baş edemeyeceği bilgiler beni bu uç duygulara doğru sürüklemişti.

Liam'ı daha yeni yeni tanımaya başladığım zamanlar,her şey çok farklıydı ve sonu gelmeyecek olan bir pembe dizinin içindeymiş gibi bir atmosfere kapılmıştım.Alımlı,herkesin saygısını kazanmış,kariyerinin zirvesini yaşayan bir iş adamı...Beni aslında ona iten özellikler hiçbir zaman maddi durumunun bir şehri satın alacak kadar yüksek olması olmadı,bu gibi şeylere zerre önem vermem zaten.

Onu ilk gördüğümde sonbaharın ortalarıydı,yapraklar ağaçtan yavaş yavaş dökülüyordu,tabi sonra o yaprakların ağaçtan dökülmesi gibi kalbimden de kırıntıların döküleceğini düşünememiştim.

Öğlen saatleri,kafenin en yoğun olduğu saatlerden biriydi,Louis ve Tessa ile telaşla siparişlere yetişmeye çalışırken kafenin kapısından kalabalık bir grup girdi,hepsi takım elbiseli ve girdikleri her ortamda dikkatleri üstüne çeken kişiler olduklarını belli eden bir gruptu.

Ki cidden içlerinden biri fazlasıyla dikkatimi çekmişti....Liam.

Onların oturduğu kalabalık masaya sipariş almaya gittiğimde başlamıştı her şey,o ilk bakış,menüyü O'na uzattığımda yaşanan ilk temas,kulağa çok klasik ve klişe geliyor olabilir ama hayatımda hiç böylesine farklı bir hisle burun buruna gelmemiştim.Elmalı çayın yanında bir de üzümlü kek istediğini söylediğinde üzümlü kekten kalmadığını onun yerine kendi ellerimle yaptığım limonlu keki önermiştim.

Genelde bu ilk görüşte alevlenen kıvılcımlara çok inanan biri değildim,ama ben de öylesine hissedilen bariz bir alevlenme meydana gelmişti ki limonlu keki tabağa yerleştirmeye çalışırken yapacağım maksimum iki dakikalık iş için on dakikadan uzun bir zaman harcamıştım.

Elimin ayağımın birbirine dolandığını fark eden Tessa ile Louis benim için endişe edip hareketlerimden sağlığımın iyi olmadığını düşünmüşlerdi ilk başta,hatta Louis ellerimin o kadar titrediğini fark edince benim adıma gidip Kev'den izin almayı bile düşünmüştü,kafamın üstüne yıldırım düşer gibi gelişen saniyelik duygu değişkenlikleriyle daha kendim başa çıkamazken Louis'i Kev ile konuşmadan önce durdurmak adına onu mutfağa sürükleyip hareketlerimin sebebini karşısında kasıla kasıla açıklamıştım.

Benim için daha yeni ufak tomurcuklar halinde içimde yeşermeye başlayan o hislerle baş etmek yeterince zor iken Tessa ve Louis için bu bir yandan eğlenceli olmuştu,onların gitmesine yakın masada oturanlardan biri hesap için Louis'e seslendiğinde Louis sinsice sırıtmış ve hesabın tutarını yazdığı ufak  kağıt ile kendisi yerine beni masaya yönlendirip kağıdı elime tutuşturmuştu.

Benim için o zamanlar Liam değil de Bay Payne olan adamın karşısında muhtemelen bir kekeme insana göre bile fazlasıyla kekeleyip Bahamalar'a gitmiş kadar terlemiştim.

Ben acaba onu bir daha görebilir miyim düşüncesiyle gece eve gittiğimde uyuyamadığımda ertesi gün bu sefer yanında hiçbir iş arkadaşı olmadan gelmişti,ve bu sadece ertesi gün içinde geçerli olmamıştı,her gün kafeye gelmeye başlayıp benim yaptığım limonlu kekten yemeye başlamıştı.

O her gün gelmeye devam ettikçe benim de kuytu köşelere atamadığım hislerim büyümeye devam etmişti.

Şimdi o hisler tahammül edilesi zor derecede kocaman haldeydi.

Best Friend or True Love?(L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin