yardım çığlıkları

201 27 19
                                    

Uyuyamıyordum.

Siktiğimin Güneyinden siktiğimin kurtları geldiğinden beri ortada zaten düzen falan kalmamıştı, herkes diken üstündeydi, kimse kimseye güvenmiyordu, her an biri delirip diğerlerini doğrayacakmış gibi davranıyorduk ve kimseyi suçlamıyordum, elimizde değildi. Diyordum ki olsun, en azından hala yatağımda yatıyorum, evim değişmedi.

Ama bizde rahatlık ne gezerdi?

Park Jimin denen it benim katımda kalmaya ve benim katımı benimsemeye başladığından beri artık gözüme uyku da girmiyordu.

Zihin açıp kapamakla alakalı o minik (!) kavgamızdan sonra Park Jimin geceleri zihnini açmaya başlamıştı.

Cümleyi sadece böyle kurunca insan şaşırıp ee ne güzel? falan diyor ama değildi, güzelin yanından geçmiyordu çünkü Park Jimin öyle şeytandı ki zihninden bana gelen tek şey ama TEK ŞEY kaostu.

Korkunç bir kaos.

Zihninden bana, o an düşündüğü şeyler akmıyordu, hayır. Çığlıklar, kavga, gürültü, kahkalar, ağlamalar hatta bazen müzik, ardından gelen çığlıklar...

Şimdilik ikimiz soğuk savaş tadında bir mücadele içerisinde olduğumuz için bundan Namjoon'a bile bahsetmemiştim. Hatta o kadar hırslanmışım ki gün içinde bunun hakkında düşünsem Namjoon ya da Irene mutlaka zihnime girer bu olayı görürdü ama gün içinde asla aklıma getirmiyordum, sanki gece çok iyi bir uyku çekmiş ve gün içinde de turp gibiyim imajı çiziyordum da, böylece Park Jimin'e göz dağı vermeye çalışıyordum.

Ama alakası yoktu.

Gece o uyumadan ben uyuyamıyordum ve dağı taşı sikeyim ki gün doğumuna doğru sanırım artık bana acıyordu ve uyumama izin veriyordu.

İçimde ona karşı azıcık da olsa iyi bir duygu varsa, bunu yapmaya başladığından beri beni kendinden nefret ettirmişti.

Ne tesadüf, şaşırdık mı?

____________________

Bu soğuk savaşın 2. haftasıydı, Güney buraya geleli artık 2 ay olmuştu bu arada. Sonbahar kendini hissettirmeye başlamış, ılık havalar yerini soğuk rüzgarlara bırakmıştı. Artık geceleri şömineleri yakmaya başlamıştık. Kuzey bile üşüyordu, Güney kar yağarken ne yapacaktı merakla bekliyordum.

Tabii bu süre içinde Kuzey ve Güney ne yaşamıştı, neler olmuştu?

Yağmurlar gelmeden önce her gün bahçedeki açıklık alanda pratik yapmıştık. Amaç ilk olarak ruh eşi olarak çiftleri kaynaştırmak, ikincil olarak da herkesin herkesini kollamasıydı.

Ama tabii ki bu ben ve Park Jimin için geçerli değildi.

Her pratik esnasında bana baş düşmanı olduğunu itinayla hatırlatmış ve bunu da tasdiklercesine benimle dövüşmüştü.

Ekip olmak yerine benimle dövüşmüştü, evet.

Diğerleri de ilişkilerini pek yürütememişti, doğru, ama yine de onlar sırt sırta verip başkalarına karşı dövüşmeyi de öğrenmişlerdi, sadece birbirlerine karşı dövüşmemişlerdi.

Park Jimin ve bense SADECE, bakın yineliyorum SADECE birbirimizi düşman olarak bellemiş ve saldırmıştık.

Başta iyiydi, normal iki alfa gibi medenice savaşıyorduk. Kabul edilebilir ölçüde hasar alıyorduk, maximum 2 gün süren kas ağrıları, küçük çizikler vs.

Ama sonra, bu geceleri zihin açıp beni uyutmamaya başladığı dönemin ortalarında, Park Jimin terminatöre dönüştü.

"Sen, Min Yoongi" demişti, tam kurda dönüşmeden önce, " benimle hiç karşılaşmamış olmayı dileyeceksin."

Spring Of The North // yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin