eight

276 35 10
                                    

ertesi gün geç saatlere kadar çalıştım çünkü baya işim vardı. dükkanı kapattığımda eve gidip jeonghan'ı görmeyi ve gününün nasıl geçtiğini duymayı dört gözle bekliyordum. 

içeri girdiğimde ev çok sessizdi. jeonghan oturma odasında olmadığı için uyuduğunu düşündüm ama yatak odamıza gittiğimde orda da yoktu.  evin hiçbir yerinde jeonghan'dan iz yoktu. 

kendi kendimi bir şeyler satın almaya gittiğine ikna etmeye çalışıyordum sonuçta bu gayet normal ve mantıklı bir şeydi. 

tekrar salona girdiğimde buzdolabına bantlanmış bir kağıt gördüm. iyice endişelenmeye başlamıştım jeonghan benim için not bile bırakmıştı demek.. sanırım her zaman sonuca ulaşma alışkanlığım vardı. endişelenecek bir şeyim yoktu. 

ama sonra mektubu okumaya başladım;

sevgili seungcheol,

bunu okuduktan sonra sinirlenmeni, üzülmeni ya da depresyona girmeni istemiyorum tamam mı?

sana ben mükemmel değilim dediğimi hatırla, evet kesinlikle değilim. ben mükemmel değilim ve senin gibi birini hak etmiyorum. 

sen benim inşa ettiğim duvarları o aptal gülümsemenle yıktın geçtin. bunun için çok teşekkür ederim. ve bana ebeveynlerimin vermediği sevgiyi verdiğin için de teşekkür ederim.  sen bana kusurlu insanların da sevildiğini fark ettirdin.

ne hakkında konuştuğumu bilmiyorum, özür dilerim.

bana bakmak zorunda olmandan nefret ediyorum. hayatımdan nefret ediyorum, hiç de işe yarar biri değilim.  sana yük olmak da istemiyorum gitme sebebim bu. 

nereye doğru gittiğimi bilmiyorum ama umarım gelecekte buluşuruz.

seni seviyorum, seungcheol

her şey için teşekkür ederim.

jeonghan.

mektubu okumayı bitirdiğimde ağlamaya başlamıştım. telefonumu alıp birkaç kez jeonghan'ın numarasını aradım ve sesli mesaj bıraktım.

mutfağa girince sonunda kendimi yere bıraktım ama sırtım buzdolabının  soğuk metaline çarpınca öncekinden daha çok ağlamaya başladım. bisiklet sürerken düştüğüm zamandan, jeonghan'ın beni okulda, banka ittirdiği zamandan bile çok ağlamaya başladım.

yanımda jeonghan olmadan ne yapacağımı bilmiyordum. onun iyi olup olmadığını bilmeden nasıl yaşayacağımı bilmiyordum. 

işte şuan yanımda fazlaca dindar olan arkadaşım jisoo'yla bu kütüphanede oturma sebebim jeonghan'ın üzücü ama güzel durumunu yazmaktı. 

he was perfect ➳ jeongcheol [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin