six

268 35 13
                                    

ertesi gün dükkanı kapattığımde eve jeonghan'dan önce varmıştım. bunun nedeninin uzun süredir iş araması olduğunu umuyordum. 

kıyafetimi değiştirip üzerime daha rahat olan bir şeyler giydikten sonra kanepeye uzanıp televizyonu açtım. tam o sırada kapı açıldı ve yüzünde parlak gülümseme elinde de iki külah dondurmayla jeonghan içeri girdi. 

elinde dondurmalarla ayakkabısını çıkarmaya çalışırkenki haline baya bir gülmüştüm. koltuğumdan kalkıp ayakkabılarını çıkardım ve koridordaki dolaba yerleştirdim.o da  elindeki dondurmalardan birini vermeden önce teşekkür etti. 

"bir dondurma dükkanında iş buldum." yüzü sevinçle parlarken yanağıma bir öpücük konduruverdi.

kollarımı ona sarmadan önce çocukca ciyakladım. "seninle gurur duyuyorum!"

"ben de kendimle gurur duyuyorum." vanilyalı dondurmasını yemeden önce arsızca kıkırdadı.

birlikte kanepede oturduk ve sarılarak dondurmamızı yedik. 

kendiminkini bitirdiğimde dudaklarım buz gibi olmuştu. külahını yiyen jeonghan'a bakarken aklıma bir fikir gelmişti.  yüzünü kendime çevirip kısa bir öpücük verdim. önce şaşırdı ama sonra karşılık verdi ve parmaklarını benimkine geçirdi.

dudakları vanilya tadındaydı. parmaklarım saçlarını bulduğunda aniden inledi. 

hararetli baştan çıkarma seansım kendimi uzaklaştırmamla sona ermişti ama yüzüm hala ona tehlikeli derecede yakındı. 

"ne içindi şimdi bu?" nefes nefese kalmıştı ani şehvet patlamamdan sonra kendine gelmeye çalışıyordu. 

"dudaklarım üşümüştü." dedim mahçupca. 


*


en sevdiğim şarkıyı en sevdiğim bölüme koydum :'))


he was perfect ➳ jeongcheol [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin