nine

267 34 9
                                    

seungcheol'un eli not defterine düşen su damlasını fark edince durdu. jisoo'nun ona verdiği güzel not defteri onun gözyaşıyla ıslanmıştı. 

yüzünü silmek için kolunun ön kısmını kullanıp sertçe yüzünü sildi. 

böyle olmaktan nefret ediyordu, hayatının geri kalanını çoktan gitmiş birinin peşinden gitmekle harcamaması gerekiyordu. not defterini kapattı ve kapağındaki tatlı çizgi film karakterli stickerlarını görünce gülümsedi. 

başını kaldırıp baktığında jisoo'nun hala kitabına daldığını gördü. jisoo kitabı kapatmadan son satırı bir kez daha okuduktan sonra mutlu bir şekilde iç geçirdi. 

"güzeldi." dedi uykulu gözlerini ovuştururken. 

nereyedeyse öğleden sonra olmuştu.  kütüphane, ikisi, kütüphane görevlisi ve örgü modellerine bakan yaşlı kadınlar hariç boştu. 

"eve gitmeye hazır mısın?" diye sordu jisoo esnerken. 

seungcheol başını salladı ve ayağa kalkmak için sandalyesini çekti.  jisoo da aynısını yaptıktan sonra kitabını geri bırakmak için aldığı rafa doğru koştu. 

seungcheol en sevdiği raf olan karanlık sanat ve sahne sanatları rafından ayrıldı ve iki kitabın arasında duran sarı not defterine baktı. 

"bunu neden yaptın?" jisoo'nun sorusu seungcheol'un birden sıçramasına sebep olmuştu. 

sakinleştiğinde jisoo'ya döndü ve omzunu silkti. "aslında diğer insanlar da okuyabilir yazdıklarımı ama belki, sadece belki en çok bu raftan kitap okuduğu için jeonghan da okur."

"çok hayalperestsin ama bu bir yandan tatlı da." ikisi birlikte kütüphaneden çıkarken  jisoo gülümsedi ve kolunu seungcheol'un omzuna attı. 

"şuan melek jeonghan'ın aşağı indiğini ve senin onu hala sevdiğin gerçeğine gülümsediğini hayal ediyorum." 

he was perfect ➳ jeongcheol [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin