four

304 41 8
                                    

4 yıldan sonra eve dönmüştüm.  heyecanlı olduğumu söylemek az bile kalırdı.
otobüsten inip evime doğru koştum.
ön kapıdan girdiğimde bir selamlama ya da sarılma falan bekliyordum ama tek farkettiğim iç karartıcı bir sessizlikti.

antrede beni karşılayan kimse yoktu, üstelik annemin en çok vakit geçirdiği mutfakta bile kimse yoktu.
salona geçtim ve sonunda herkesi görebildim. annem, babam, jeonghan ve bilmediğim bir adam vardı. biraz jeonghan'a benziyordu o yüzden babası olabileceğini düşündüm.
boğazını temizledim ve herkes kafasını bana çevirdi.
kimse beni gördüğüne mutlu değil gibiydi. annem üzgünce gülümsedi  yanıma gelip bana kısa bir hoşgeldin sarılması verdi.

"eve yolculuk nasıldı, bebeğim?"
samimi bir şekilde sorduğunda gülümsemekle yetindim bu kısa bir gülümseme olmasına rağmen benden başka herkesin mutsuz olduğunu gördüm.

"iyiydi." dedim dikkatimi jeonghan'a vermeden önce. "selam jeonghannie!"

jeonghan bana gülümsedi ama bunun içten bir gülümseme olmadığı belliydi.
karamsar olmaktan bıktığım  için herkese ne olduğunu sordum.
jeonghan yerinde rahatsızca kıpırdandığında babası başını okşadı.
ondan gelen hafif bir hıçkırık duydum.

"ben–" konuşmamı babam kesmişti.

"jeonghan'ın annesi intihar etti."

jeonghan'ın alt dudağı titremeye başladı.

onun böyle olmasına dayanamadığım için ağlayan babasının yanından geçip onun yanına oturdum.

"anlat bana."

"benim hatamdı," diye cevapladı hemen.
"ona bağırdım ve anne olmaması gerektiğini söyledim, benim yüzümden intihar etti.."

jeonghan'ın sesi sonlara doğru çatlamaya başlamıştı, bir süre tişörtüme tutundu ve göğsümde ağladı.
kollarımı ona sarıp onu sakinleştirmeye çalıştım.

işte o zaman babası koltuğundan kalktı ve bana dik dik baktı.

"şu şeytanı teselli etme!" diye tısladı ve jeonghan'ın saçını çekti.

"hey!" diye bağırıp eline vurdum.

"bay yoon üzüntünüzü anlayabiliyorum ama acısını oğlunuzdan çıkaramazsınız!" diye sesini yükseltti annem.

bay yoon evimizden gitmeden önce herkese kötü kötü baktı.
annem jeonghan'ın dinlenmesi gerektiğini söyleyince onu odama götürüp yatağıma soktum.

uyuyana kadar onu izledim. jeonghan'ın ortaokuldayken neden iltifatları başından savdığını anladım. kimse onu anlamıyordu.
ben de dahil herkes dış görünüşünü görünce hayatta her yönünün mükemmel olduğunu sanıyorduk.

ama aslında jeonghan'ın hayatı hiç de mükemmel değildi.


he was perfect ➳ jeongcheol [tr]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin