#one

1.7K 110 240
                                    

- Hyunsuk'un anlatımından;

Elimdeki telefonu sertçe masaya bırakıp bir bardak su içtim.

"Ne oldu? Konuştun mu annenle?"

Babaannem yanıma doğru gelirken kısık sesiyle konuştu. Olumlu anlamda başımı salladım.

"Okulumu değiştirmiş hem de bana sormadan!"

İstemeden de olsa sesim yüksek çıktı. Ona bu konuda çok sinirliydim. Gerçi sinirli olduğum tek konu da bu değildi.

Adını bile hatırlamadığım 'zengin' bir adamla nişanlanmıştı. Üstelik babamın ölümünün hemen ardından. Ciddi ciddi o adamla evlenmeyi planlıyordu. Tek derdi paraydı aslında. Her zaman iyi bir anne olmaya çalıştığını biliyordum ama küçüklüğümden beri yaptıklarından dolayı onun sevgisini gerçekten hissedememiştim.

"Senin iyiliğini düşünüyor, sinirlenme hemen."

Yavaşça yanımdaki sandalyeye oturdu. Sırtındaki ağrılarından dolayı rahat hareket edemiyordu ve ona burda ben bakıyordum. Babaannemin benden başka kimsesi benim de ondan başka kimsem yoktu.

"Nakilimi aldırdığı okul çok uzakta ama."

Sesimi biraz daha kısıp sakince konuştum.

"Belki de artık yanında yaşamanı istiyordur."

"Asla!"

Hiç düşünmeden cevap verdim.

"Seni burda bırakıp asla hiç bir yere gitmem."

Masanın üzerindeki elimi sımsıkı tuttu.

"Sorun değil Hyunsuk, o senin annen."

"Sırf para için başka bir adamla evlenen bir kadına nasıl anne diyebilirim ki? Benim senden başka kimsem yok."

Uzanıp belinden sıkıca sarıldım.

- Ertesi gün;

Saatlerce süren yolculuk sonrası sonunda okula gelebildim. Saatler geçmemiş olsa da bana bir asır gibi geliyordu. Babaannemden ilk defa bu kadar uzağa gidiyordum ve bu beni aşırı geriyordu. Babam öldüğünden beri hiç ayrılmamıştım yanından.

Daha önceki okulumda nerdeyse hiç arkadaşım yoktu bu yüzden ayrılmam pek sorun değildi ama hayatımda yeni şeyler istemiyordum da. Özellikle  o adamın parasıyla yapılmış zengin ve yeni bir şeyler asla.

Önceki okuluma göre elbette daha şaşalı bir okuldu. En azından bir okula göre çok gösterişliydi bence. Ayrıca gereksizdi, fazlasıyla hem de.

Müdür yardımcısından ders programımı ve sınıfımı da öğrendikten sonra öğretmenin gelmemiş olmasını dileyerek sınıfa girdim. Neyseki yoktu. Derin bir iç çekip en arka sıradaki boş yere oturdum.

Önümdeki çocuk ben yerime oturmamla birlikte arkasını döndü ve kocaman gülümsedi.

"Selam, sen yeni öğrencisin değil mi?"

Tavşan dişleri ve hafif kepçe kulakları ile ne kadar şirin göründüğünü size anlatamam. Sorusuna karşı sadece olumlu anlamda başımı salladım. Yine de beni rahat bırakmadı.

"Mashiho ben, bu da Yoshinori."

"Kısaca Yoshi diyebilirsin."

Yanındaki de bana dönüp kocaman gülümsedi. Konuşmalarına bakılırsa koreli olmadıkları kesin.

"Hyunsuk."

Konuşmamın hemen ardından öğretmen içeri girdi. Yine de kimsenin umrunda olmadı herkes konuşmaya ve kendi halinde takılmaya devam etti. Ben de tam kafamı masaya koyacaktım ki adının Mashiho olduğunu öğrendiğim sevimli çocuk yeniden bana döndü.

Querencia | HoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin