"Sanat var olmasaydı, gerçeğin kabalığı dünyayı katlanılmaz kılardı." -George Bernard Shaw
꧁꧂
"Hayranlık dolu bakışlarını adamın üzerinden çek artık Jungkook. Birazdan gözlerinden kalpler fışkıracak."Yoongi, masanın üzerine eğilip fısıldayarak bana seslenmişti. Yüzündeki yarım sırıtış, benimle dalga geçtiğini açıkça belli ediyordu. Bayan Shin'in dersinden yarım saat önce çıkmıştık. Dersten sonraki ilk durağımız ise kütüphane olmuştu. Vize sınavlarımıza çok az bir zaman kalmıştı. Günümüzün yarısını ya kampüsteki kütüphanede ya da çarşıdaki-çoğunlukla üniversite öğrencilerinin buluşma noktası olan-kitap kafede geçiriyorduk. Sınavlara olabildiğince iyi hazırlanmaya çalışıyor ve kendimi ciddi anlamda zorluyordum.
Ancak şu dakikalarda, Seul Üniversitesi kampüs kütüphanesinin üçüncü katında, bizden üç masa ileride oturan adam, bana hiç yardımcı olmuyordu.
Sanat Tarihi Profesörüm Kim Taehyung, bir bacağını diğerinin üzerine atmış, sandalyede geriye doğru yaslanmıştı. Giydiği bej rengindeki kumaş pantolonu, bileğinden biraz yukarı doğru sıyrılmıştı. Açık kahve tonlarındaki klasik ayakkabıları şimdi daha net görünüyordu. Gözleri büyük bir dikkatle, dizlerinin üzerinde tuttuğu kitapta geziniyordu. Kemikli parmakları, her elli üç saniyede bir kitabın sayfasını zarifçe çeviriyordu. Gözlerim, ince bileğini saran kahverengi deri saatini bulmuştu. Sanki onun bir uzvu gibiydi, hiç çıkarmıyordu. İşaret parmağındaki yüzük ise oldukça dikkat çekiciydi. İri kırmızı taşı göz alıcıydı. Tapılası ellerinde mükemmel görünüyordu.
Gözlerini her kırptığında, alnını süsleyen siyah saç tutamları hafifçe titreşiyordu.
Ben mi?
Ben ise onu gördüğüm andan beri, her bir ayrıntısını dikkatle inceliyordum. Buraya oturduktan sonra onu fark etmem çok da uzun sürmemişti. Onu görmemek imkansızdı. Buradaki herkes, o masada tüm kusursuzluğuyla oturan adamın farkındaydı. Varlığının yaydığı atmosfer bambaşkaydı.
Önümde ona ait olan kitaplar açıktı. Ancak benim gözlerim, yalnızca karşımdaki adamdaydı.
Yoongi, parmaklarıyla önümdeki açık kitabın sayfasına vurdu.
"Şuradan birkaç satır oku da, bileğini incittiğine değsin."
Bir de şu olay vardı tabii. O günün rezilliğini üzerimden hala atamamıştım. Dikkat çekmeyi sevmezdim. İnsanların gözlerinin üzerimde olması beni her zaman strese sokardı. Bu gibi durumlarda kalmaktan da elimden geldiğince kaçınırdım. Ancak ne yazık ki iki gün önce pek de başarılı olamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Funny Valentine | Taekook
Fanfikce"Bu parça sanatın bir parçası değil. Bu sadece bunu okuyan kişinin bir yansımasıdır, dolayısıyla sanat, şu anda bunu okuyan kişidir. Siz, sanatsınız..." - ** Referans alınan kaynak; E.H. Gombrich-"Sanatın Öyküsü" ** Bu isimle yazılan ilk fic/taekoo...