"Yasalar koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kuleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi." -Halil Cibran
꧁꧂
Adliyenin koridorları oldukça soğuktu. Duvarda yer alan saat, gece bir buçuk sularını gösteriyordu. Binanın içindeki sessizliğe nazaran dışarıdaki gürültü öylesine fazlaydı ki, insanların sesleri duvarlardan taşarak içeri sızıyordu. Zırhlı askeri araçlardan oluşan bir konvoy, Kim kardeşlerin en büyüğünü -gece yarısından hemen önce- titiz bir güvenlik çalışmasıyla Seul Adliyesine getirmişti. O konvoyu peşi sıra Namjoon hyung'un dartz'ı ve Bay Kim'in mustang'i takip etti. Biz adliyeye girer girmez Namjoon hyung binayı güvenlik çemberine aldırmıştı. Ve gece yarısından sonra, tam da Bay Jung'un söylediği gibi oldu.
Halk, sokaklara döküldü.
Şimdi üç kardeş de Cumhuriyet savcısının odasındaydı. Ancak içeride savcı yoktu, hatta binada kimse yoktu. Yoongi'yle koridordaki sandalyelerde karşılıklı oturuyorduk. Namjoon hyung firestone'un artık güvenli olmayacağını söyleyerek onlarla birlikte gelmemizi istemişti.
"Şimdi ne olacak?"
Saatler öncesinde ağladığım için sesim çatlaklarla doluydu. Sorum boş koridorda yankılandı. Yoongi kızarmış gözlerini kaldırıp bana baktı. Çok yorgun görünüyordu. Tek bir gözyaşı bile dökmemişti ama duygularının büyük bir kasırga yaratarak içini kemirdiğini görebiliyordum. "Bilmiyorum." dedi fısıltıyla. Onun bu cevabı huzursuzluğumu katlanarak artırdı. Ardından montunun cebinden telefonunu çıkarıp parmaklarını ekranın üzerinde dolaştırdı. Çok geçmeden telefondan, bir kadın spikerin sesi yükselmeye başlamıştı.
"Sistemin ve altı kurucu ailenin lider ismi Kim Seokjin, saat gece on bir sularında, Genelkurmay Başkanı General Kim Namjoon tarafından tutuklanarak adliyeye götürülmüştü. Şu anda Kim ailesinin tüm üyelerinin Seul Adliyesinde olduğu bildiriliyor. Gece yarısından itibaren asilerin önderliğinde başlayan isyan ise giderek büyüyor ve güçlü bir halk ayaklanmasına dönüşüyor. Mavi Saray'ın çevresi, halk tarafından tamamen çevrelenmiş durumda. Henüz içeri girebilen olmadı ancak Cumhurbaşkanının ve ailesinin içeride olduğu, gelen bilgiler arasında. Tuhaf olan bir diğer detay ise Kim ailesinin denetimi altında olan polis ekiplerinin olaya hiçbir şekilde müdahale etmemesi... Evet, aldığımız son dakika bilgilerine göre ordu sokaklara indi! Genelkurmay Başkanı General Kim Namjoon'un emriyle özel bir bölük, kurucu aileleri firestone'dan alarak Seul Adliyesine doğru yola çıktı. Haber merkezimize ulaşan görüntüler, insanların çoktan binanın önünde toplanmaya başladıklarını gösteriyor. Sistem adına Genelkurmay Başkanının ve asiler adına ise lider Jung Hoseok'un bir açıklama yapması bekleniyor."
Büyük bir titreme dalgası bedenimi sarsarken, sertçe yutkunarak montuma daha sıkı sarıldım. Yoongi telefonunu kapattığında koridoru tekrar kulakları sağır edici bir sessizlik ele geçirmişti. Gerçekleşiyordu işte! Kiminin boş bir hayal olduğunu savunarak inanmadığı, kiminin gülüp geçtiği, kiminin ise üzerinde konuşma gereği bile duymadığı o devrim gerçekleşiyordu. Hükümet belki de dakikalar içinde düşecekti. Bu, sistemin de kısa süre içinde dağılacağını gösterirdi. Namjoon hyung, kurucu aileleri burada toplayarak onları kontrol altına almak istiyor olmalıydı. Peki Kim Seokjin'e ne olacaktı? Şüphesiz herkesin bir günah keçisine ihtiyacı vardı. Hapse girme olasılığı çok yüksekti. Ancak nasıl yargılanacaktı? Gözlerim soğuk ve bir o kadar da sessiz koridorlarda gezindi. Adaletin hiçbir zaman tam olarak yerini bulamadığı bu salonlarda mı verilecekti hükmü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Funny Valentine | Taekook
Fiksi Penggemar"Bu parça sanatın bir parçası değil. Bu sadece bunu okuyan kişinin bir yansımasıdır, dolayısıyla sanat, şu anda bunu okuyan kişidir. Siz, sanatsınız..." - ** Referans alınan kaynak; E.H. Gombrich-"Sanatın Öyküsü" ** Bu isimle yazılan ilk fic/taekoo...