Melih'in Gözünden;
Alina..Saçlarının her tonu güneşime meydan okuyan kadın..Onu ilk gördüğüm günü daha dün gibi hatırlıyorum. Mert, Efe ve Sude'yle okul bahçesinde sohbet ediyorduk. Onlar her zaman ki gibi gülüp eğleniyorlardı. Bense kendimi arabaya yaslamış kollarımı
birleştirmiş etrafa bakıyordum. Daha sonra bir şey oldu..gözlerim onun olduğu tarafa kaydı. Arkadaşıyla sohbet ediyordu, gülüşünü ilk o an gördüm işte. O beni kendine hapseden, sürekli izlemek istediğim gülüşü.. Bir insan birinin gülüşünü tüm gün izlemek ister mi? Gülünce kısılan gözlerini? Gülünce beliren elmacık kemiklerini? Gülüşü tüm manzaralardan güzeldi benim için, gerçi benim manzaram kendisiydi..O an geçirdim içimden, bir ressam gelse ve bu güzelliği resmetse' Adına binlerce şiir yazılması gereken Sarışınım.'
Gözleri..gülünce kısılan, bal rengi gözleri.. Işıl ışıl parıldıyordu, bir şey anlatırken, bir şeyle uğraşırken, her şekilde ışıl ışıldı gözleri. Saçlarını toplarken bile hayran hayran izlememe sebep olacak cinstendi.
O dakikadan sonra odaklanabildiğim tek şey o olmuştu. Sanki onu izlerken etrafımda kimse kalmıyor, tek odak noktam o oluyordu. Konuşurken saçlarını eliyle geriye atıyordu, o güzel sarı saçlarını.. Güneşte ben burdayım diye bağıran saçlarını..
Gülünce yanağının sağ kısmında beliren hafif ama ben burdayım diyen gamzesi vardı. Gözlerimi bu eşsiz görüntüden alamazken, kendimi o kadar kaptırmıştım ki.. Gözlerimi ondan hiç çekmiyordum, sanki her gözlerimi kaçırdığımda ona dair bir ayrıntıyı kaçıracakmışım gibi hissediyordum, ve bu his beni delicesine korkutuyordu. Ona her baktığımda onu tanıma isteğim daha da artıyordu, acaba adı neydi? Ya da nasıl kokuyordu? Sesi hangi melodiyle yarışacak cinstendi? Ona bakmaya devam ederken ağzımdan istemsizce şu kelimeler döküldü "Çok güzelsin be", galiba sesli düşünmüştüm.Sude ve Efe'nin aynı anda "Ne?" demesiyle onlara döndüm. Sude ellerini beline koymuş kaşlarını çatıp konuştu. "Nereye bakıyorsun bakayım sen?" dedi yanıma doğru yaklaşıp.
"Dünyanın en güzel manzarasını izliyordum." dediğimde Efe ve Mert gözlerini kocaman açtı ve gözlerini az önce baktığım yöne çevirdiler.
Efe'nin baktığım yöne bakarken, "Off" demesiyle ona sert bir şekilde vurmam bir oldu. "Düzgün konuş lan." dedim kaşlarımı çatarak. Mert bana doğru dönüp konuştu. "Kim bu? Daha önce görmedim." dedi. Kafamı sağa ve sola hızlıca çevirdim ve saçlarımı dağıtarak konuştum. "Bilmiyorum..bilmiyorum onu nasıl daha önce fark etmedim? Nasıl daha önce görmedim diye kendime kızıyorum sadece." dediğimde Sude yanıma yaklaştı ve kafasını kaldırarak konuştu. "Ya tamam kimse kim, sen bizi dinlemiyor musun Melih?" dediğinde gözlerimi onun olduğu yerden çekmeden "Hıhı" dedim sadece. Bu cevabımla beraber koluma sertçe vurdu ve ona bakmamı sağladı.
"Ya bak yine dinlemiyor? Dayak mı istiyorsun sen illa?" dediğimde gülmemi tutamamıştım.
Efe, Mert, Sude ve ben anaokulundan beri yakınız. Her şeyimi onlarla konuşurdum, bu yüzden de onlara bu kızdan bahsetmeliydim. Çünkü her şeyim olacağı belliydi..
Sude'ye boyu benden kısa olduğu için eğilip,
"Noldu küçük hanım kıskanıldım galiba?" dedim gülümseyerek. Sude kaşlarını hâlâ çatarak konuşmaya devam etti. "Ya burda bir şeyden bahsediyoruz ama sen bizi dinlemiyorsun bile." dediğinde gözlerimi tekrar onun olduğu yere doğru çevirdim. Arkadaşıyla konuşmaya devam ediyordu. Gözlerimi ondan ayırmadan konuştum. "O buradayken başka bir şeye odaklanmamı bekleme Sude.." dedim. Mert'in sesiyle onlara doğru tekrar döndüm.
"Kardeşim sen varya çok fena tutulmuşsun haberin olsun." dedi. Kafamı istemsizce yere indirdim ve elimle saçlarımı dağıtarak gülümsedim. Kafamı tekrar kaldırıp Mert'e cevap verdim."Bilmiyorum ama aklımı başımdan alıyor, ben galiba ona baktıkça aşık oluyorum. Kalbim yerinden çıkıp koşucak gibi oluyor her gülüşünü gördüğümde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Yenildim | Texting
ChickLitBir Texting Hikâyesidir. Bilinmeyen Numara: Ben güçlü biriydim. Bilinmeyen Numara: Ve bir tek sana yenildim. 03.10.2020 | Stalker #1 -16.09.2020