Siyah kağıda sarılmış ince boğazlı cılız bir buket, aralarına bir engel olsun diye Seungmin'in parmakları hapsinde kendini bırakmış kurdeleleriyle Minho'yla aralarında dikenli bir siper olarak geceye doğru sallanıyor, Seungmin'in bitap düşmüş aşkı bu siperin ardında sessiz sessiz bitişini beklemeye devam ediyordu. Süslenip püslenip tıpkı o pazar kahvaltılarınınki gibi bir huzur ile atışarak birbirlerinin vazgeçilmez varlıklarının tadına varmışlar, yine konuşulması gerekenleri alayın ardına gizleyip birlikte kaçmışlardı hepsinden. Bu kez sona.
Bu kez Seungmin'in elinde Minho'dan hiç mi hiç beklemediği o buket vardı. Üzerine tek bir söz dahi söylemeden sahibinin ellerine tutuşturulmuş, dikenleri koparılmamış bu gül buketi belki de o kalın kağıdı nasıl yırttığını göstererek bizzat kendisi söylüyordu ona her şeyi. Minho gerçekten de sahnenin etkisini dediği gibi Seungmin'in isteklerine uygun kılmak için karşısına çıksaydı ellerinde onlar değil de daha hafif, bahar havasında biraz da cinsel arzuyu daha iyi temsil edecek bir çiçek seçerdi. En azından bunlardan daha kabarık, dikensiz güller işte. Seungmin aptal değildi.
"Yemek gerçekten hoşuna gitti mi?" diye sordu ama ilgisizlik çabası öyle bir çabaydı ki içinden geçtikleri bomboş sokağın sonundaki gözleri gereksiz noktadan ayrılmamak için çırpınıyordu. Sonunda, Seungmin'den herhangi bir ses duyamayınca elleri ceplerine çevirmişti başını ona. Beklenti dolu gözlerini birkaç kez peş peşe kırptı, Seungmin de o an neyden şikayet edecekse o kırpışların tek birinde hepsini unuttu ve "Salata," dedi yalnızca, dili hoş bir cevaba da varamamıştı çünkü.
"Onu ben de sevmedim. Yağlı olacağını düşünmemiştim."
Gözleri yere indi sonra. Seungmin bundan sonra yapacakları şeylerin planını düşününce büyük bir isteksizlik duydu. Sebebinin adı konulmamış hüzün ile yas günüydü bugün. Minho susup yanında kalmayacaksa yalnız kalmalıydı.
"Bugün bir şey yapmak istemiyorum," diye itiraf etti. Minho'nun hayal kırıklığına uğramasından korktu, yalnızca eğlence ihtiyacını karşılıyor olduğu düşüncesiyle yüzleşmekten kaçınmaya çalışırken başını başka bir tarafa çevirdi, önlerinden geçtiği apartmanın numarasını okudu.
"Sorun değil. Yalnızca yemek için bir bahaneydi zaten."
Önce yanlış anladığını sandı, ona doğru yeniden çatık kaşlarla döndü. Sağ ayağı solun yanında durdu. Minho başını yavaşça ona çevirdikten sonra gece yavaşladı, ayaklarının soluğu kesildi. Seungmin aşığı olduğu ufak kıvrımlı kirpiklerinin altında ferah bir sükutla onu seyretti. Seungmin için hep zordu. Keşke o güzel dudakları her şeyi anlamsız görünen sözlerin altına sıkıştırmasa da ona uzun uzun fısıldasaydı.
O geveze ağzını aşka yormayacaksa Seungmin bir kez daha söylerdi. Son olacaksa olsundu.
Parmakları arasında buketin kurdeleyle sarmalanmış ince boğazını sıkarken ondan uzağa, geriye bir adım attı onu tamamen görebilmek için. Başını hafiften eğdi, gülümsemek istedi fakat his birbirine bastırdığı dudakları arasından çekip gitti.
"Sana aşığım, Minho."
Daima korkusundan inatçı bulduğu o enince çizgili pembe dudakları ufak bir tebessümün en duygu dolu ateşlisine büründü. Elleri ceplerinde, omuzları en az Seungmin kadar yorgun olduğundan düşük, ona doğru bir adım atıp Seungmin'in gözleriyle verdiği izinin ardından ona doğru uzandı. Sıcak bir gecenin ortasında buz kesmiş ellerini saklandıkları yerden çıkarıp Seungmin'in ensesine koydu ve dudaklarını onun alev almış dudakları üzerine örttü. O da Seungmin de başka hiçbir şeyi düşünmeden, bunun ötekilerden farklı olduğunu hissederek öpüştüler. Seungmin ayrılınca kıkırdadı, "Bunu dedikten sonra öpünce yanlış anlarım ama," dedi duyulması güç bir tonla. Ellerini kaldırdı ve işaret ile parmaklarını Minho'nun çenesine, kalanları da boynuna yerleştirdi. Minho'nun sol elinin parmakları başından yukarı doğru tırmanıp saçları arasına daldı. Seungmin'in gözlerinde alternatif bir neşenin kıvılcımlarına şahit oldu ve çok geçmeden Minho, onun yanlış anlayacağından hiçbir rahatsızlık duymadan o gözlerini yumarak onu kimsesiz sokağın ortasında bir kez daha öptü. Ensesine yerleşmiş eli aşağı doğru indi, kayboldu. Seungmin ondan sonra gözlerini araladığında Minho alnını onunkine yaslamış, gözlerini gölgelemiş kirpikleri altında aşağı bakıyordu. Saçları arasındaki elini çekip aşağı, Seungmin'n gövdesine sarıp Seungmin'in elleri arasındaki başını kımıldatınca Seungmin bir kez daha düşünmeden iki kolunu da onun gövdesi etrafına sardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOLDENF. 2min
FanficMinho'nun sevgili kedisi, komşusu aksi ve seks konusunda son derece sıkıcı bir yazar olan Seungmin'in ilk dildosunu çalıyor. Yetişkin içerik. Aralık, 2020.