[goldenf.]: 15.

3.4K 225 88
                                        

İki yolun kesiştiği noktada dikili bahçesinde yaz kış yeşilin yaşadığı apartmanın şimdi pek de uzak olmayan bir yerinde, eğri sokaklarla dolu şirin bir mahallenin içindeki kahverengi boyalı minik müstakil bir evin önünde orta ebatlarda bir kamyondan eşyalar birer birer iniyor. Seungmin bahçede, evin giriş kapısına çıkan basamakların üzerindeki evin eski sahibinden kalmış bir saksının üzerinde kolları göğsünde dikilirken bahçe duvarının üzerinden yeni komşularını dikizleyen mahalleliyi görmüyor gibi sokakları, peşi sıra dizili birbiriyle pek alakasız evleri seyrediyor. Öte yandan Minho, iş bir an önce bitsin diye her ne kadar kıçını oynatmak hoşuna gitmese de içerideki kolileri ait oldukları odalara sürüklemekle meşgul. Birazdan evden çıkıp Seungmin'i böyle boş boş dikilirken görünce kızacak.

Yeni evlerinin içini daha boşken turlayıp kendini dışarı atan Cupid bahçenin ortasındaki taşlarla döşeli alanı çevreleyen topraktan fırlamış yabani otların arasında hayalet hızında kimselere belli etmeden dolaşıp duruyor. Ara sıra bahçe duvarının üzerine zıplıyor, Minho onun buraları daha ilk görüşü olduğundan uzaklaşırsa kaybolacağından korktuğu için her görüşünde yere indiriyor ancak bir fayda etmiyor. Cupid fazla başına buyruk. Artık kendinin belleyeceği bir evi değil sokak boyunca uzanan birçok evi var. En çok ona yaradı bu iş.

Seungmin Minho'dan önce hiç onun gibi bir adamla, hatta yalnıza adam denilecek biriyle beraber olacağını düşünmüyorsa resmiyette evlenme hakkı olmadan parmağında bir yüzükle onunla bir evi paylaşabileceğini de aklından geçirmemişti. Tabii, o geceden sonra Minho'nun ona verdiği buket vazosunda kuru kuru dururken elini ne zaman sürüp geçse hayalini kurmuştu ama ucundan hep. Bu, saniyelik düşlerin çok ötesiydi.

Çok mı hızlı oldu diye düşünmedi değil. Minho başlarda ona yardım ayağına konuşuyordu değil mi? Sözde Seungmin bildiğinden başka şeyleri görecek, yeni insanlar keşfedecekti. Aşk beklemediği yerden yakalamıştı. Lise yıllarında kafasında çöp kutusu kırdığı adam yıllar sonra komşusu, sonra da aşık olduğu adam olup eşi olmuştu. Resmi ya da değil. Uykusunda kendisini pataklamaya çalışan Minho'yla aynı yatağı paylaşabilmekten üst seviye bir şey yoktu zaten.

Hepsi bir yana, ne olduklarını kendilerini bilse de çevrelerindeki meraklı yeni gözlere bunu açık açık gösterememekte rahatsız edici bir ayrıntıydı.

"Ne diye böyle aylak aylak duruyorsun? İn de bir şeyler yap."

"Gelir gelmez yiyecek getiren kadın var ya. Hala buraya bakıyor. Bekar gibi de durmuyor, gözüm tutmadı."

Şimdi gözleri kısılı, yüzünde sözünü ettiği ve belki de tamamen masum olan kadını kınar gibi doğrudan bakmaya devam ederken hemen yanında, bir ayağı basamakta, diğeri Seungmin'in çıktığı saksının kenarında ellerini beline koymuş Minho aşağıdan ona bakıyor. Ağzı biraz aralı, dişlerinin ucu görünüyor. Gözleri de Seungmin'in kısışından çok uzak, ne olduğunu anlamaya çalışan enerjisiyle bakıyor. Sessizlik tuhaf gelince Seungmin başını bir anda ona çeviriyor, niyeyse onu teselli edecek ya da hiç değilse sinirlendirecek bir şeyler bekliyordu.

Minho kaşlarından birini kaldırıyor. Yani kısmen. Öbürü de ona kapılıp beraber yükseliyor.

"İstersen geceleri yatak odasının perdelerini açık bırakabiliriz?"

Seungmin bir kez daha sokağa çeviriyor gözlerini başını oynatmadan. Ufak bir hayal kırıklığı yalnızca. Böyle cevaplar artık onun için çok normal. Birkaç saniyeliğine perdeleri açık bırakıp ateşli gecelerinden birini her evinde çocuk bulunan mahallelinin gözleri önüne serip beraber olduklarını göstermenin işe yarayıp yaramayacağını düşünüyor. Ne yazık ki bir bakıma hoşuna gidiyor ancak yalnızca zihninde. Kesinlikle eyleme dökeceği bir şey değil, suç olabilir. Ayıp.

GOLDENF. 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin