GOLDENF. 2min

[goldenf.]: 9.

not: kitabın yetişkin içerik üzerine kurulu olduğu zaten ortada ve başta da bir uyarı var ama her seferinde bir kez daha uyarı koymak zorunda hissediyorum fakat böyle notları bölüm başına eklemek de estetiği bozuyor. bu yüzden son uyarımı yapıp bundan sonrakilerde geldiğini sezdiğiniz an eğer hoşunuza gitmeyecekse göz kararıyla nerede olduğunu anlayıp geçmenizi rica ediyorum. kelimeler zaten ele verecektir.

-

Rutin olmuş pazar sabahları, evi havalandırmak için açılan balkon kapısını aşıp kanepeye kadar uzanan güneşin bittiği yer, Seungmin'e bundan yalnızca birkaç hafta önce sürdürdüğü yalnızlığın durduğu nokta. Artık o çeşit çeşit, yakalarını omuzlarına indirdiği rengarenk sabahlıklarıyla, çıplak bacakları ve ayaklarında çoraplarıyla tüm o ateşini komik bir seksiliğe çevirmiş Minho, Seungmin'in vazgeçilmez alışkanlıkların en ateşlisi olmuştu. Duygular ve bağların aşk olmak için eksik kaldığı, iyi bir arkadaşlık denilip haksızlığa da uğratılamayacak şekerli, yoğun bir ilişkiydi. Seungmin'in uyumak için gözlerini yumduğunda aklındaki son şey, sabah sigaralarını daha erken içme sebebiydi Minho. İşe giderken, ağır apartman kapısının sesinden bir saniye sonra başını kaldırıp ona bakışı ve dudaklarında anlamsız bir tebessümle, kimi zamanlar da sırıtışlarla, günaydın deyişini duymak ve onun dönerken bahçe kapısını tutar tutmaz balkonunda kendisini arayacağını bilerek masum alaylarla gülmek içindi. Bazen tesadüfen ve çoğu zaman kasten yüz yüze gelindiğinde, Seungmin Minho'nun ona karşı ne hissedebileceğini asla ama asla düşünmeden, daha doğrusu düşünmekten kaçınarak onun ani öpüşlerine gizlemeye çalıştığı büyük heyecanıyla karşılık veriyordu. Döngüyü terk etmek istememişti. Hiçbir şeyi sözlere dökmeden, aralarındaki şeyi Minho'ya verdiği sözü tutup mahvetmeden keyfini sürüyordu. Minho, yalnızlığının bittiği noktaydı. Kimi zaman dudakları üzerinde, kimi zaman atışmalarda, bazen araya giren şakacı hafif yumruklarda, yatağında ve o sabah olduğu gibi güneşin bittiği yerde, bacaklarının arasında.

Yeni uyanmış olmanın kondurduğu güzelliği üzerinde, Seungmin'in en çok sevdiği haliyle bir de dizleri üzerine çökmüş, gözlediği zaferin için can havliyle uğraşıyor. Ellerinin biri Seungmin'in sıklıkla sıçrayan kasıklarında, zaman zaman bacak arasına bakmak için ayırdığı gözleri çoğu zaman Seungmin'inkilere bakıyor.

Seungmin belinde havlusuyla çıkınca olmuştu her şey. Minho onu yakalayıp ani öpücüklerinden birini kondurken elini aşağıya indirmeden önce Seungmin'in böyle planları yoktu. Minho büyük bir kararlılıkla, sanki itiraf etmesi fazla olağan bir istekmiş gibi, "sana blowjob vermeliyim," demişti. Seungmin, Minho'nun gözlerinde daha önce görmediği iki olağanüstü ışığın saçıldığına yemin edebilirdi. Elbette ilk olarak onun bu gerekli olduğunu düşündüğü işi, akşam üzeri iş yerine uğrayacağını söyleyerek reddetmişti fakat saniyeler sonra Minho'nun onu ittiği yerdeydi işte. Bacaklarını Minho'nun rahatça çökebilmesi için iki yana açmış, buna karşın komik bir utançla sanki penisi onun ağzında değilmiş gibi havlusunu da karnına örtüp kendisini saklamaya çalışıyor; arada sırada kumaşı, ellerini Minho'ya götürmemek için sımsıkı kavrayarak birbirine bastırdığı dudaklarıyla o açık pencerelerden duyulacağı korkusuyla ara ara inliyordu.

Minho, onu ikna etmeye çalışırken bunun o güne kadarki en iyi ağız işi olacağını söylemişti. Ne yaptığını biliyordu. Seungmin'i iyiden iyiye deli etmek için dudaklarını ağır ağır onun hevesle şaha kalkmış kızgın penisinin etrafında tüy gibi gezdiriyor, tükürüklerini harcamaktan kaçınmıyordu. Seungmin, onun ağzına henüz dalabilme şansını bulamamasına rağmen Minho'nun rol mü pek de anlayamadığı fakat o an da umursayamacağı keyfi için yaklaşıyordu. Minho ona aynen o haliyle; aşağıdan direkt olarak Seungmin'in gözlerine bakarken hafif dalgalı kirpiklerine kadar boşalacak olmanın kirli hayali onu çıldırtıyordu. Yine, Minho ne yaptığını biliyordu.