Taha ayağa kalkıp ellerini önüne tutup ilerlemeye devam etti. İris'i tutunca İris Taha'ya sımsıkı sarılıp yüzünü göğüsüne gömdü Taha'nın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu İris'in ona sarılması kalbini parçalamıştı " Seni öldürebilirim." İris hıçkırıklarını Taha'nın göğüsüne gömerken elektrikler geldi Taha " Neden sarılıyorsun bana seni dövdüm tecavüz ettim ve aileni öldürdüm senin gözlerinin önünde ama sen hala bana sarılıyorsun benden korkmuyor musun ?! " İris kafasını yana çevirip gözyaşlarını sildi " Senden korkarsam sarılacak kimsem kalmaz ki." Taha boğazındaki yumruğu yok etmek için yutkundu.
İris'i itip kendi duyabileceği bir tonda " Lanet olsun." diye fısıldadı. İris alt dudağını emip irileşen gözleriyle Taha'ya bakıyordu Taha kaşlarını çatıp İris'in kızaran yanağına ve kurumuş kanların olduğu çenesine bakıp " Bana bakma!" diye bağırdı. İris gözlerini bu sefer Taha'nın ayaklarına doğru indirince Taha " Zıbar küçük hemen !" diye ses tonunu yükseltip ayağa kalkıp yatak odasına gitti.
Şöminenin ateşi sönmüştü İris cenin pozisyonunu alıp ellerini dizlerinin arasına sokup tir tir titriyordu üşümesini geçirmek için üstündeki hırkanın kapşonunu kafasına geçirmişti. Taha esneyerek odadan çıktı üstünde gri GAP takımı vardı mutfakta suyunu içtikten sonra odasına giderken İris'in yanına gitti dudakları morarmış ve burnu kızarmıştı. Taha elini yavaşça İris'in yüzüne dokunup derin bir nefes alıp üstündeki kapşonlu tişörtü çıkarttı.
İris'i omuzundan itip " Kalk oradan oturucam." İris gözlerini ovalayıp Taha'ya baktı Taha elindeki tişörtü İris'in yüzüne fırlatıp " Ben sana bana bakma demedim mi ?" diyince İris ayağa kalktı karşıdaki tekli koltuğa ilerlerken Taha " Nereye ?" İris koltuğa oturup dizlerini karnına çekti " Uyuyacağım." Taha tek kaşını kaldırıp " Orada mı? Gözüm sana kayıyor varlığından rahatsızım odama git yat elinde tuttuğunu da üstüne giy şimdi senin üstündekiler yatağımı filan." İris gözleri dolmuş Taha'ya bakıp yatak odasına gitti oda siyah ve kırmızı ile döşenmiş yatağın tam karşısında koyu kırmızı bir tekli koltuk duruyordu elindeki tişörtü yatağına bırakıp koltuğa kıvrılıp uyumaya devam etti.
Taha birkaç saat sonra odaya girip ışığı yaktı çekmeceden ıslak mendil çıkartıp İris'in çenesini tuttu İris'in yüzündeki kanları silerken İris gözlerini açıp saf saf bakıyordu hala uyku sersemiydi Taha yataktan tişörtü alıp İris'in hırkasını çıkarttı ve kapşonlu tişörtü giydirdi. İris yutkunup etrafına bakındı Taha İris'e bakıp sırıttı " Ne oldu sana ?" İris Taha'ya bakıp kafasını geri arkaya yasladı uyumaya başladı. İris birden gözlerini açıp Taha'ya baktı Taha kahkaha atarak gülmeye başladı " Cidden iyi misin sen ?" İris'i kendi yatağına bırakıp " Karnın acıyor mu?" sesi ciddiydi İris kafasını aşağı yukarı sallayınca Taha elektrikli sobayı yaktı İris'e çevirdi " Biraz rahat bir uyku iyi gelir ." İris yorganı yüzüne kadar çekip " Üstüne bişey giysene sen." Taha umursamadan odadan çıktı.
Koltuğa kıvrılıp gözlerini yumdu İris'e tam olarak ne hissettiğini düşünüyordu seçilmiş olanı kaybetmek zordu İris'i kaybetmek istemiyordu. iris'le birlikte dans ettikleri yere geldiler burada Taha ve daha 6 kişi dans ediyordular İris'te duvara yaslanmış onları izliyordu içlerinden biri koreliydi ara verdiklerinde koreli olan İris'e yaklaşmaya başlayınca İris küçük küçük uzaklaşırken Taha İris'i tuttup " Seni biriyle tanıştırıcam." koreli olan elini uzatıp " Joo Sung Hwa." İris Taha'ya yaklaşıp kulağına " Dilimizi biliyor mu?" diye fısıldadı. Sung Hwa eli havada hala beklerken İris kaşlarını çatıp dik dik ona bakıyordu Taha " Ne o konuşsana." İris Taha'ya sinirle bakıp " Onunla mı?..." eliyle çocuğu gösteriyordu " Asla uzaylıya benziyor gözlerine saçlarına bak." Taha İris'in bu sözlerine sinirlenmişti.
Koreli olan hala gülümserken İris ilerlemeye başladı bir adım atmışken Taha İris'in kolunu sıkıca kavrayıp " Joo Sung'dan özür dile hemen!" diye emir verince İris'in gözleri doldu koreli İris'in koluna dokununca İris kolunu çekti " Dokunma ." Taha İris'e sinirden irileşen gözlerle bakarken İris çocuğa bir yaratıkmış gibi bakıyordu Taha İris'in kolunu bırakıp saçına yapışınca koreli İris'i Taha'dan ayırdı. İris ağlarken diğer dansçılar İris'le ilgileniyordu koreli olan Taha'yı sakinleştirip 32 diş sırıtarak " Öyle davranma yani bu kadar sert." İris Buğra'yı görünce ağlamayı kesti burnunu çekip " Buğra?" Buğra İris'e sarılıp " Yine mi ağlıyorsun? " İris gözyaşlarını silip kafasını aşağı yukarı salladı çenesi hala titriyordu esmer dansçı İris'in çenesini tuttup " Sakin ol bebeğim Buğra Taha'yla konuş bu meleği nerdeyse dövücekti." Buğra çocuğun elini İris'in çenesinden çekti.
İris derin bir nefes alıp " Arkadaşıyla tanışmadım." Buğra şaşkın şaşkın bakıp " Tanışsaydın ya güzelim." İris etrafındakilere bakıp ellerini Buğra'nın omuzuna koyup parmak uçlarında yükseldi Buğra'nın kulağına " Çekik gözlülerden korkuyorum." diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Seni Çağırıyor (Katil)
RomanceÖlüm seni çağırıyor Küçüğüm, ruhunu istiyor, bedeninden akan kanın tadına bakmak istiyor, son nefesini hissetmek, gözyaşının sıcaklığını parmaklarında hissetmek, yalvarışlarını duymak istiyor. Senin aşkını tadmak, sonsuza dek yaşatmak istiyor...