ÖLÜM SENİ ÇAĞIRIYOR!
Gözlerini kapatıp ellerini karnının üstünde birleştirdi nefes alış verişini dinliyordu. Diğerlerinden farklı bir kişiliği vardı daha yerine oturmamıştı davranışları farklıydı, düşünceleri söylediklerini tutmuyordu, ne zaman korku filmi izlese kanlı bir sahnede elleri soğuyor o kanın tadına bakmak istiyordu.
Kapı sesiyle kafasını kapıya çevirdi boş bir sesle "Gel!" kapı açıldı içeri giren kaçırdığı genç kızdı Taha'nın yanına ilerleyip titrek bir sesle "Bileklerim çok acıyor şu kelepçeleri çıkarsan yaa söz kaçmaycağım." ağlamaktan kızarmış burnunu çekip ellerini Taha'ya uzattı.
Taha tek kaşını kaldırıp İris'e baktı. Onu öldürücekti diğerleri gibi kanının tadına bakıp cesedini yakıcaktı. Taha alaycı bir sesle "Emredersiniz hemen açıyım küçük hanımın bilekleri acımış." yandan sırıtarak tekrar önüne döndü gözlerini yumup "Defol! Seni öldürmeye gelene kadar odada uslu bir kız olup otur." dedi dudaklarını yalayarak.
İris gözleri yaş dolsada ağlamamak için direniyordu. Odadan çıkıp koltuğa doğru ilerledi şöminenin başına oturup karşısında yanan ateşe baktı sanki o ateş içinde yanıyordu.
Taha odadan çıkıp İris'in yanına ilerledi siyah saçlarını eliyle geriye atıp sırıttı "Buldum" dedi elini İris'in omuzuna koyup İris kahve gözlerini Taha'ya dikti "Seni nasıl öldürüceğimi sonunda buldum. " ellerini İris'in saçlarına götürüp birden çekti İris'in ağzından bir inleme koptu dişlerini birbirine bastırıyordu.
Taha İris'in saçlarını bırakıp karşısında duran şöminedeki odunları dürtmek için kullandığı demiri aldı "Vücuduna yaşın kadar delik açsam sonra bu deliklerden ipler geçirip ipleri çeksem ne kadar canın acır?" İris gözlerinden yaşlar süzülerek Taha'nın elindeki demir'e baktı.
Taha demiri yerine koyup İris'in çenesini tutup yüzüne yaklaştı "Bir seçenek daha sen güzel ve akıllı bir kızsın daha önceden biriyle yattın mı Küçüğüm." İris korkulu gözlerle Taha'nın mavi gözlerine bakıp kafasını sağa sola salladı.
Taha gülümseyip "Biliyordum eğer ilkin olursam buradan gidersin bir iyilik daha işinde çok iyi olursan ve bana zevk verebilirsen seni bu ormanda bırakmam şehire kadar bırakırım." İris gözlerini kısıp nefretle Taha'ya baktı ve yüzüne tükürdü.
Taha eliyle yüzünü silip İris'e tokat attı. İris elini yüzüne koyup ağlamaya başladı. Taha İris'in ellerini çekip yüzünü inceledi dudağı patlamıştı. Taha sadece insanların kanını tatmak istiyordu. Aslında İris'i öldürmek istemiyordu istese bunu saniyede yapardı amacı biraz onunlan eğlenmekti.
İris parmağını durağına götürüp parmağına baktı parmağındaki kanı görünce kaşlarını çatıp kin dolu gözlerle Taha'ya baktı. Taha birden İris'in dudaklarına kenetlendi dudağından akan kanı emiyordu ve İris'in ağzını işgal etmeye başladı yarım dakika sonra öpüşmeyi kesip "Kanının tadı sandığından daha'da kötüymüş şuana kadar tattığım en kötü kan" ağzındaki pas tadını hala hissediyordu aslında doymamıştı daha çok kan lazımdı mavi gözlerinin üstüne kara dumanlar çökmüştü sanki.
Taha mutfağa girdi çekmeceden bir bıçak alıp ucuna baktı bıçağın parıltısı gözlerinde belli oluyordu İris'in yanına gittiğinde İris'in yanına oturdu bıçağı masaya bırakıp çebinden küçük bir anahtar çıkarttı İris'in gözleri bıçakta kalmıştı. İris'in ellerini hızlıca kendine çekince İris sarsılıp Taha'ya baktı.
Taha kelepçeleri çıkarttığında İris bileklerini ovalamaya başladı Taha kelepçeyi masaya takıp İris'in bileğinden tutup diğerini de İri'in bileğine tekrar taktı iris yerde oturuyordu Taha'nın hemen önünde Taha bıçağı aldı İris'in kelepçe olmayan elini avucunun içine aldı bıçağın ucunu İris'in avucunu içinde gezdiriyordu İris kısılmış sesiyle "Elimi mi kesiceksin?" dedi eline bakarak.
Taha İris'in elini biraz daha çekip bıçağı koluna getirdi yavaşça bıçağın ucunu batırmaya başlayınca İris çığlık atıp ağlamaya başladı elini çekemiyordu kelepçe olan elini o kadar zorladı ki kelepçe elini kanatmaya başladı Taha İris'in kelepçeli elinden yere damlayan kanları görünce bıçağı çekip masaya bıraktı anahtarı geri cebinden çıkartıp yere oturdu kelepçeyi açtı İris elini Taha'nın deldiği yere kapatıp ağlamaya başladı.
Hıçkırıkları evin içinde yankılanıyordu. Taha normalde bu tür şeylerden hoşlanırdı insanların acı içindeki hıçkırıkları. Bu sefer kurbanının kanı değil dudaklarından etkilenmişti. Kaşlarını çatıp İris'in bileğine baktı " Şst! Küçük kız bileğin kanıyor. " İris kafasını kaldırıp Taha'nın gözlerine yalvarır gözlerle bakıp " Canımı acıtma lütfen." Taha'nın boğazında bir yumruk oluştu sanki ayağa kalkıp yatak odasına gitti.
Elinde sepetle odadan çıkıp İris'in yanına oturdu. Sebeti koltuğa koyup içinden pamuk ve oksijenli su çıkarttı. İris'in kolunu kapattığı elini tuttuğunda İris hızla elini çekip "Dokunma! " Taha pamuğu masaya koyup İris'in elini tekrar tutmaya çalıştı bu sefer İris geriye doğru süründü "Bana zarar verme." Taha kaşlarını çattı sinirlenmeye başlamıştı "Seni öldürmemi istemiyorsan oradan kımıldama!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Seni Çağırıyor (Katil)
RomanceÖlüm seni çağırıyor Küçüğüm, ruhunu istiyor, bedeninden akan kanın tadına bakmak istiyor, son nefesini hissetmek, gözyaşının sıcaklığını parmaklarında hissetmek, yalvarışlarını duymak istiyor. Senin aşkını tadmak, sonsuza dek yaşatmak istiyor...