Taha İris'e sıkıca sarıldı İris kafasını Taha'nın göğüsüne yaslamış kollarını aşağı sarkıtıp elini yumruk yapmıştı. Gözlerini kapıdan ayırmıyordu Taha gözlerini yumup İris'in kokusunu içine çekti. Tam bir takıntılıydı ne yapacağı belli değildi ona yakınlaşmak istiyordu onu öldürmeyecekti. Taha gözlerini aralayıp "Ne yapmalıyız?" Taha derin bir nefes alıp "Seni öldürmeli miyim? Kendi kadının mı yapmalıyım? Hiç bilmiyorum." İris'in çenesi titriyordu ağlamamak için direniyordu.
Taha İris'i bırakıp çenesinden tutup yüzüne çevirdi "Sen söyle ne yapacağım." İris masum gözlerle Taha'nın mavi gözlerine bakıp "Öldür annemi, babamı öldürdüğün gibi can çekişmemi beklemeden direk öldür." Taha gülümseyip İris'in dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu "Ölümün bu kadar basit olamaz sen ölümü çağırmayacaksın ölüm seni çağırıcak." dedi ciddi bir sesle.
İris Taha'nın ne demek istediğini düşünüyordu. Düşünmeyi kesip kaşlarını çatarap Taha'ya baktı "Ya sen benden önce ölürsen." Taha kafasını sağa sola sallayıp "Öyle birşey olmayacak." İris geri geri ilerlemeye başladı yatağa yaklaşıyordu. Taha İris'e bakıp yatağa baktı sinsice sırıtıp İris'in üstüne doğru ilerledi İris komidin'in önünde durdu Taha ile aralarında çok az bir mesafe vardı. İris dudaklarını yalayıp birbirine bastırdı "Bu kadar emin olma." komidinin üstündeki vazoyu eline alıp Taha'nın kafasına vurdu kırıklar yere düşerken Taha afalladı İris koşarak odadan çıktı.
Sokak kapısını açmaya çalıştı kapı kilitli olduğu için açamadı. Askılıktaki ceketin ceplerini karıştırmaya başladı. Omuzundaki el sıçramasına neden oldu Taha diğer elinde anahtarı sallandırıyordu. Siyah saçlarından aşağı süzülen kanlar burnunu ve dudaklarının kıpkırmızı olmasına neden olmuştu. 32 diş sırıtarak "Bunu mu arıyorsun?" diye sordu ve İris'i hızla kapıya itip boğazına yapıştı. İris'in gözleri dolmuştu bir süre sonra gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. Taha'nın mavi gözlerine siyah bulutlar çökmüş gibiydi.
İris'in ağzından bir hıçkırık koptu eliyle gözyaşını silip elini geri indirdi.Taha İris'in gözlerine bakıyordu onun bir tepki vermesini bekliyordu elini daha çok sıkmaya başladı. İris gözlerini kapatıp ölümünü bekledi bugün şu saat onun sonu olucaktı Taha onu öldürücekti buna çok emindi dudaklarını birbirine bastırıp hiç nefes almıyordu bir an önce ölmek istiyordu. Taha İris'in kulağına yaklaşıp "Ölümü çağırdın aferin sana." diye fısıldadı. İris'in yüzü sapsarı olmuştu.
Taha İris'in yüzüne bakıp "Nefes al." İris gözlerini daha da sıkıp kafasını kapıya yasladı. Taha elini gevşetti İris'in kalbi göğüs kafesinden çıkacak gibiydi. Gözlerinin önünde oluşan siyah noktacıklar birleşti ve her yer karardı İris'in bacakları güçsüzleşti. Yere düşücekken Taha İris'in kollarından tutup kucağına aldı. Şok olmuştu bu kadar güçsüz olduğunu bilmiyordu hemen bayılacağı aklının ucundan bile geçmemişti. İris'i koltuğun üstüne bıraktı. Göğüs kafesi inip kalkmıyordu. Titreyen elleriyle İris'in boynuna dokundu. İrileşen gözleriyle İris'e bakıyordu kafasını İris'in göğüsüne koyup kalp atışlarına baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Seni Çağırıyor (Katil)
RomanceÖlüm seni çağırıyor Küçüğüm, ruhunu istiyor, bedeninden akan kanın tadına bakmak istiyor, son nefesini hissetmek, gözyaşının sıcaklığını parmaklarında hissetmek, yalvarışlarını duymak istiyor. Senin aşkını tadmak, sonsuza dek yaşatmak istiyor...