Taha İris'i belinden tutup vücudunu vücuduna bastırarak " Bir daha erkekler sana dokunmasın." İris Taha'yı itmeye çalışarak " Bu kuralı önce sen uygulasan ya." Taha anlamsız gözlerle İris'e bakınca İris " Erkekler bana dokunamaz ellerini üstümden çek." Taha gülümseyip kafasını İris'in omuzuna gömüp gözlerini kapayarak İris'in kokusunu içine çekti.
İris elleri yumruk halinde Taha'nın göğüsünde duruyordu. Taha " Özür dilerim canını yaktığım için, seni üzdüğüm için ve..." sözün devamını getirmeden yutkundu. İris ne yapacağını bilmiyordu gözlerini karşısında duran aynaya dikip " Senin normal bir kalbin yok sıktığında büzülmüyor, senin cam bir kalbin yok fırlatınca milyonlarca parçaya ayrılmıyor, senin esnek bir kalbin yok keskin bir bıçak kesmiyor, senin taş bir kalbin yok çekiçle vurunca kırılmıyor..." Taha hissiz bir sesle " Kalpsiz birisiyim dimi?" İris dudaklarını yalayıp birbirine bastırdı " Senin demir bir kalbin var dayanıklı ama fazla ısıda eriyip giden." Taha İris'e daha da sıkı sarılınca İris " Sevginin ısısı çok yüksek kalbin eriyor Taha." Taha'nın gözleri dolmuştu.
Kafasını kaldırıp gülümseyerek İris'in yüzüne baktı İris dudaklarında acı ve alaycı bir gülüşle " Ama benim kalbim camdan paçaları birleştirsen bile eskisi gibi olmuyor ya bir pürüz çıkıyor ya da kırıklar belli oluyor. Kalbim eriyor." Taha tam ağzını açtığında İris " Biliyor musun insan sevdiğinin önce sesini, sonra yüzünü, giyinişini unutur ama kokusunu asla unutmaz ailemin yüzünü unuttum onların kokusunu burnunda hissetmek kalbimi parçalıyor onları öldürdün yüzlerini asla göremiyeceğim lütfen beni de öldür lütfen." İris ağlamaya başlayınca Taha " Buğra'ya güldüğün gibi bana da gülümse yalvarırım gerçekten gülümseyen bir yüz görmeye ihtiyacım var." Taha'nın sesi o kadar durgundu ki o küçükken terk edilmiş sokaklarda yaşamış bir çocuktu kişiliği yerine oturmamış mutluluğu tatmamış biriydi.
İris koluyla yüzünü kapatarak geriye çekildi tek elini de Taha ona yaklaşmasın diye Taha'nın göğüsüne koymuştu kalbi sanki avucunda atıyordu. Taha elini İris'in elinin üstüne koyup " Ağlama." Taha cebinden telefonu çıkartıp Buğrayı aradı. İris şöminenin önünde oturmuş ağlamaya devam ediyordu. Birkaç dakika sonra Buğra geldi. Taha yatak odasına girip ikisini baş başa bıraktı.
Buğra yere oturup " Küçük neden ağlıyorsun? " İris Buğra'ya bakarak hıçkırıklara boğulurken Buğra İris'i kendine çekip kafasını göğüsüne yaslamasını sağladı. İris Buğra'nın kalp atışlarını dinleyip ateşe bakıyordu. Ağlamıyordu Buğra gülümseyip " Taha seni öldürmeyecek bir daha korkma tamam mı? " İris titreyince Buğra İris'e daha çok sarılıp " İris Taha'yla aranızda birşey oldu mu ? " İris'in aklına duşta olanlar gelince gözleri doldu Buğra 32 diş sırıtıp " Biraz uyu dinlenirsin. " Buğra ayağa kalkıp İris'i de ayağa kaldırdı.
İris yatak odasına girdiğinde Taha yatakta ter içinde uyuyordu. İris Buğra'ya bakınca Buğra içeri girip Taha'nın saçlarını anlından çekince Taha yarı baygın Buğra'ya baktı " Ne? " Buğra 32 diş sırıtıp " Yok bişey uyumaya devam et." Buğra ve İris tam yatak odasından çıkacakken Taha ayağa firlayıp " ikiniz burada ne arıyoruz yatak mı lazımdı? " Buğra elini saçlarının arasına daldırıp " Yanlış anlama ama evet." Taha tam Buğra'ya vurucakken İris Buğra'nın önüne geçip " Ona vurma. " Taha İris'in kolundan tuttup sıkmaya başlayınca Buğra " Küçük sadece uyuyacaktı koltukta uyumasını istemedim." Taha Buğra'ya bakıp İris'in kolunu bıraktı " Yanıma yatsın. " İris kafasını sağa solla sallayıp " Uykum yok ben odaya gidiyorum." İris arkasını döndüğünde Taha İris'in kolunu tutup yanına çekti " Buğra odaya geçsene." diyip sırıtmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Seni Çağırıyor (Katil)
RomanceÖlüm seni çağırıyor Küçüğüm, ruhunu istiyor, bedeninden akan kanın tadına bakmak istiyor, son nefesini hissetmek, gözyaşının sıcaklığını parmaklarında hissetmek, yalvarışlarını duymak istiyor. Senin aşkını tadmak, sonsuza dek yaşatmak istiyor...