-14-

1.4K 126 20
                                    

İstemediğiniz bir kişiyle, aynı yerde olmak zorunda kalırsınız ya hani, işte tam olarak o durumdaydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İstemediğiniz bir kişiyle, aynı yerde olmak zorunda kalırsınız ya hani, işte tam olarak o durumdaydım. Yüzünü gördüğüm an bile içimdeki o tarif edilemez nefret gün yüzüne çıkıyordu. Bu kadar uzun zamandan sonra tekrardan karşımda duruyordu, hem de gülümseyerek. Benim ondan nefret ettiğimi bilmesine rağmen bana yakınlaşmaya çalışacaktı her zamanki gibi ama ben yine yüz çevirecektim. Sorumlusu olduğu şeyleri bugüne kadar içimde tutmuştum. O hayatını mutlulukla sürerken ben acı içinde kıvranıyordum. Hatta öyle ki annemin onunla hiç tanışmamış olmamasını ve beni dünyaya hiç getirmemiş olmasını bile diliyordum.

Gözlerinde acının tek bir tonu bile yoktu. Utanmazın tekiydi de diyebilirdim onun için. Anneme verdiği sözü tutamayan biri bana yeni vaatler sunuyordu. Belki küçük bir çocuk olsaydım kanardım ama büyüdükçe gerçeklik yüzüme çarpmıştı. Sanki dediğine kanarmışım gibi beni, kızını göstermek istiyordu. Onun ailesinde istenilmeyen biri olarak beni Beijing'e götürmek istiyordu. Her şeyin bu kadar kolay olacağını sanması... Elindeki gücün karşısındaki insana istediğini yaptırabileceğini sanıyordu. İşte bu kadar basitti onun için. Önüme bir uçak bileti bırakıp evi terk etti. Benim tek yaptığım şeyse bileti alıp yırtmak oldu. Benim ailem sadece büyükannemdi. Kimseye ihtiyacım yoktu.

————

Bir elimde eskiz defterim, diğer elimde telefonum ve kulaklığım vardı. Öğle saatleriydi, pazar günümün huzurulu geçebilmesi adına sessiz tepeye gidiyordum. Bir ağacın gövdesine yaslanıp müzik eşliğinde bir şeyler karalayabilmeyi umuyordum. Kafamın içinde düşünceler bir süreliğine durması benim için yeterdi. Tek ihtiyacım sakin bir ortamdı. Tabii, beklemediğim bir takım çıkıntılar ya da pürüzler her zaman önümde belirirdi.

İlk başta kim olduğunu anlayamasam da yaklaştıkça yan profilinden anlayabilmiştim. Elindeki çakmakla oynuyordu. Kucağında da birkaç tane beyaz zarf vardı. Meraklı görünmek istemiyordum. Sessizce yanına oturdum. Yüzüne bakmasam bile beni incelediğini hissedebiliyordum. Belki de bir şey dememi bekliyordu ya da o bir şeyler söylemek istiyordu.

O günden beri yanıma uğramamıştı. Ben de umursamayıp mesaj bile göndermemiştim. Şimdi ise yine biraradaydık, olaylar bizim düşüncelerimizin aksine gelişiyordu her zaman olduğu gibi. Gözlerinin hâlâ bende takılı kalmış olması içimi çekmeme neden oldu. Böyle zamanlarda onun bu tarz yaklaşımı işleri zorlaştırıyordu. "Gözlerini ben oymadan üzerimden çekmeni öneririm Minho." Bu dediğime karşı gülmesini beklemiyordum işte. Ne kadar ciddi kalmak istesem de neşeli yüzünü görmek beni gerçekten mutlu etmişti.

Kısa saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım önce, sonra kelimeler ağzımdan öylece dökülüvermişti yine. "Gülümsemen bulaşıcı." İstemsiz hareket ediyordum yine. Bu sadece onunlayken oluyordu. Yüzüne bakmamak için direndim. O ise ayağa kalkıp tekrardan yere oturdu. Bu sefer tam göz hizama denk geliyordu. Ben daha bir şey diyemeden cebinden çıkardığı renkli tokaya dikkatim çekildi. "Bu tokayı sana daha önce vermem gerekiyordu, aslında. Beş yaşındayken..." Cümlesini tamamlamasına zaman bile tanımamıştım, şirin tarafını gözlerimin önüne sermesi kahkahamı durduramamıştı. "Bazen şirin olabiliyorsun Minho." Saçlarını yavaşça okşadım, şu an gerçekten yavru bir kediye benziyordu. "Sadece... sadece aramızdaki soğukluğun kalkmasını istedim." Kafamı salladım yavaşça. Ben de onunla bu durumda olmak istemezdim. Bilinçsizce söylediğimiz kelimeler ya da bilinçsizse davranmamız kendimizle birlikte karşımızdaki kişiyi de yaralıyordu.

"Her şey bizim elimizde. Bunu sen de biliyorsun." Tek söylediğim bu olmuştu sonra sarıldık öylece. Sessizdik. Böyle mutluyduk. Şimdilik...

daha önce bir not bırakmadım ama okuyan herkese teşekkürler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



daha önce bir not bırakmadım ama okuyan herkese teşekkürler...

minho, i used to knowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin