23

352 22 9
                                    

Mediada Hira ve Burak var🍒🍉

Ağağağağağağağaağa şu Mediaya bakınnn

Burak Hira'ya bakıyor gibi olduuu

Aşık olucamm♡_♡

...............

Bugünden deri köşe bucak kaçtığım Burak'tan şimdi de olduğu gibi kaçıyordum. Sırf bana yardım etmek için o Berna denen şıllıkla konuşmuştu ve neler söylemiştim. Üstelik o temizlik odasında bana o kadar yardım ettikten sonra. Zil çaldığı gibi yine sınıftan firar etmiştim, yapmasam Burak bana doğru geliyordu. Bir şeyler söylemek istediği belliydi ama yaptığım şey yüzünden utanıyordum. Ben ve utanmak? Çok nadir.

Boş olan Dil sınıfının önünden geçerken kapı aniden açıldı ve bir kol belimden tutarak içeri çekti beni. Daha 'ne oluyoruz amına koyayım' tepkimi veremeden sırtım duvara yaslanmış ve bana aşırı derecede yakın olan Burak'ın yüzüyle karşılaştım. Şansımı sikeyim. Tüm gün kaçmayı başarıp son tenefüs yakalanmam...

Mavi ve yeşil karışık olan gözlerini gözlerime dikti. Çok nadir yaptığım şeyi yaparak gözlerimi kaçırdım. Sınıfın tahtası da bembeyazdı maşallah tertemiz. Şu yer pislik içinde ama. Iy şu pencerelerin iğrençli-

"Burada yüzüm varken başka şeyleri izlemen çok aptalca."

İki elini başımın hizasında sabitlemişti ve çok yakındı. Bakışlarımı gözlerine çıkartamasam da köprücük kemikleri ile bakışıyordum. Büyük gelişme. Burak aniden çenemi tuttu ve yukarı kaldırdı. Gözgöze geldiğimizde içimde birşeyler hareket etmeye başlamıştı bile. Kararlı bir şekilde gözlerime bakıyordu.

"Daha ne kadar kaçmayı planlıyordun?"

"Utanmam geçinceye kadar ki hiç utanan bir insanda değilimdir yani."

Kaşlarını çattı ve gözlerime anlamazca baktı. Lan niye öyle bakıyorsun anana küfrettim sanki.

"Niye utanıyorsun ki anlamadım? Gerçi niye kaçtığını da anlamış değilim. "

Nefesimi sesli bir şekilde verdim ve kelimeleri zihnimde toparladım. Evet, şimdi en zor kısıma gelmiştik. Özür dilemek. Ben daha önce kimseden özür dilememiştim ki

"Dün kafede söylediklerim için kusura bakma."

"Söylediklerinde haklıydın Hira mallaşma lütfen. Olayları öğrenmişsin belli ki. Öğrenmen yine de masum olduğumu kanıtlamaz. Böyle bir bok yiyeceksem bile en azından ona anlatmalıydım ki görünce yanlış anlamasın ama salak kafam onu hesap edemedi."

"Evet şimdi öyle düşününce haklı olduğumu farkettim." diyerek ortamdaki gergin havayı dağıtmaya çalıştım.

"Evet haklısın ve hiçbir bok öğrenemedim Berna'dan. Sana yardım etmek istemiştim ama elime yüzüme bulaştırdım."

Elimi önemsiz der gibi salladım ve şerefsiz gülüşümü dudaklarıma yerleştirdim. O Cenk malı benimle uğraşabileceğini mi sanmıştı acaba?

"Ben o Cenk kaşarının öyle bir sırrını öğrendim ki duyunca şoka gireceksin."

Merakla yüzüme bakarken kendimi az sonra söyleyeceğim şey için hazırladım. Allah'ım çok fenaydı...

"Ne öğrendin ki?"

"Bu Cenk şerefsizi bir sene önce felan bir kızı taciz etmiş. Kızı da tehdit etmiş kimseye söylemeyeceksin diye. Kız da korkmuş bir şey diyememiş. Ben öğrendim bir şekilde bunu, kızın yanına gittim konuştum. Ağlayarak anlattı bana. Onun ağzına sıçacağım beklesin o beni. Ulan sen nasıl bir kıza isteği dışında dokunursun?! Orospu çocuğu! Neyse sinirlerim bozuldu. Bunu okula duyuracağım ve herkes linçleyecek tabiki bunu. Artık sağlam bir dayak yedikten sonra okulunu değiştirir büyük ihtimalle. Tacizci olarak anıldığı okulda ne kadar okuyabilir ki? Ki zaten hocalar bunu duyduğu gibi soruşturur ve doğru olduğunu anlayınca postayı koyarlar bu ibneye."

MELEK |TEXTİNG| *tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin