7. episode

898 43 27
                                    

" ustam bize 7 tane daha da lahmacun" sırtını sandalyeye yaslayarak dedi. Ohaa be kızım ne yedin. Fulya aniden kafasını bana çevirdi. Hasssss dışımdan söylemedim dimi onu ben. Allahım nolur dışımdan söylememiş olim beeğğ...

Tek kaşını kaldırarak "o adamı niye dövdün?"
Ohh bee duymamış. "Öylesine" " neyin oluyor" "hiçbir şeyim" ellerini kollarıyla birleştirip çiçek oldu. (Hadi 1 2 3 çiçeeğğkk sşsjeşxksşdk)

" hem noluyor ki sorguya filan mı alıyorsun beni?" kahkaha atıp "estağfurullah komutanım bir üst rütbemi sorguya çekmek ne haddime" dedi. Şimdi biz niye komutan asker ilişkisine geri döndük amk.

**************
Fulyadan...

"Komutanım valla bir daha bir şey demiycez ya, ne zaman bitcek bu spor" diye yalvaran kerime güldüm. Şuan ne mi yapıyorduk? Eğitim yapıyoruz.. Pardon kerim ve çınar eğitim yapıyor tam olarak nasıl bir eğitim hemen size anlatim.

Saat 4 de başlayan bir eğitim. Üstleri çıplak bir şekilde (sadece üstü hemen fesat düşünmeyin :d) 25 km koşu 300 mekik 250 şınav. Buraya kadar her şey iyiydi fakat sonbahar havasında olduğumuz için hava -4 dereceyi filan bulmuştu. Az önce hafif bir şekilde kar yağmaya başladığında daha da soğuk olmuştu, furkan üsteğmen elindeki hortumla kerim ve çınarın üstüne doğru tutuyordu...

"Komutanım bu kadar yeter, eğer daha fazla dururlarsa hasta olurlar ve her an görev emri gelebilir" furkan başıyla onayladıktan sonra "hadi gene iyisinin fulya olmasa yarr... Öhö öhö yani hastalığı kapardınız" (olur olur yeriz yeriz dşcndşcnrşfkrldk) kerim ve çınar içeri doğru koşarken arkalarından kıkırdadım ve bende odama doğru gittim. Ranzaya uzanıp uyudum..

***********

Sabah erkenden kalkıp albayın yanına gidip izin aldım. Bugün içimde değişik bir his vardı, Şehitlerimizin yanına gidip dua ettim, mezarlarını suladım. En son kuzenime geldim. Kuzenim de askerdi, bundan yaklaşık 2 sene önce şehit olmuştu. Evli ve 1 buçuk yaşında bir kız çocuğu var. Eşi yani yengem, kuzenimin haberini aldıktan 3 gün sonra öğrenmişti hamile olduğunu. İlk başta babasız büyüyecek bir çocuğu doğuracağı için ağlıyordu ama sonradan bu vatana bir yiğit vermek için ayakta dimdik durup ' bu vatan için gerek eşimi gerek çocuğumu gerekse kendi canımı veririm herşey Vatan için ' dedi...

Kuzenimin mezarına gelip fatiha okudum. Ardından mezarını sulayıp mezarını incelemeye başladım. Ölümü biraz tuhaf olmuştu. Roketli saldırıda şehit olup tek bir parçası bile bulunamamıştı. Ben bunları düşünürken cebimdeki telefonum titredi, atan kişiye bakınca yüzbaşı furkan olduğunu gördüm..

Yüzbaşı furkan: OPERASYON EMRİ ! Yarım saat

Hızla kuzenime asker selamı verip kapıya gidince tüm askerlerimize baş selamı verdim. Arabaya binip 5 dakkaya askeriye de olmuştum. Mühimmat odasına gidip hızlıca üzerimi değiştirip tam teçhizat giyindim. Kapıya çıkıp timin gelmesini bekledim.

Önden beyza üsteğmen gelmişti. "Üsteğmenim operasyon hakkında bir bilginiz var mı?" diye sordum. " 3 4 tane mağarayı kontrol edip patlatmamız lazımmış. İçlerinde ele başları varmış o mağralarda onlara aitmiş" anladım şeklinde başımı salladım. Timin hepsi gelmiş rütbe sıralarına doğru dizilmiştik. Albay gelince furkan yüzbaşı 'Dikkat' diye bağırdı.

"Rahat çocuklar" diyip rahata geçtik.
"Yapmanız gereken mağaraları kontrol edip patlatmanız çok dikkatli olun. Sağ sağlim gidip sağ sağlim gelin" hazır ola geçip "Emredersiniz komutanım" "Şafak eksiksiz dönüyorsunuz" hazır ola geçip "emredersiniz komutanım" diyip yüzbaşı "Şafak helikopter bin!" teker teker helikoptere binip havalandık.

"Üsteğmenim nereye gittiniz?" furkan yüzbaşının sorusuna iç çekip cevap verdim. "Komutanım şehit kuzenim vardı onu ziyarete gitmiştim" "Kuzenin asker miydi?" " Evet komutanım bordo bereliydi" "Nasıl şehit oldu?" sabır.. " Bu konu hakkında bilgi vermediler gizliymiş sanırım" başını olumlu anlamda sallayıp sustu.

(Roketli saldırıyı anlatmama nedenim, bordo berelilerin çoğunluğu nasıl şehit olduğu hakkında bilgi vermiyorlar. Fakat ben de asker olduğum için bu bilgiyi tek bana söylemişlerdi. Yengeme ise operasyon tarafından ağır yaralı olarak ele geçirip şehit olduğundan haberi vardı..)

Iğrağın sınırlarındaki mağaraya gelince dikkatlice dağılıp mağaraları baktık. Tabi ben kendime yer edinip etrafı kolaçan edip mağaraların içine bakıyordum. Taa kii çınarın telsizden konuşana denk.

"Komutanım mağaranın içinde asker var. Tahminlerime göre esir alınmış" "çınar yer bildir!" "komutanım doğu tarafındaki 2. Mağara 3. Çıkış kapısının sağandaki yerdeyim. Etrafta görünen 3 terörist var başında 2 terörist var." "fulya çınarın dediği yer görüş açında mı?" "evet komutanım" "susturucuyu takıp ordaki teröristleri indir. Kerim çınara yardıma git askeri ordan çıkarmanız lazım bombaların süresi 5 dakika acele edin" hepimiz aynı anda "emredersiniz komutanım" dedik.

Görüş açıma giren teröristleri bir bir indirdim. O sırada da kerim ve çınar askeri mağaradan çıkartıyorlardı. Kaç dakika kaldığını görünce telsizden haber ettim. "Son 3 dakika hızlanın biraz" 2 dakikanın ardından kerim ve çınar askeri bir tane kayanın arkasına koydu ve askeri korumak için üstüne uzandılar.

Bombalar teker teker patladıktan sonra furkan yüzbaşı bana dönüp "üsteğmenim telsiz" başımla onaylayıp karargahı aradım ve ardından furkan yüzbaşıya uzattım. "Komutanım elimize bir tane asker geçti. Tahminlerimize göre uzun zamandır burda esir tutuluyormuş. Emrinizi bekliyorum" .... "Emredersiniz komutanım" diyip telsizi bana uzattı.

Çınar ve kerim askerin kollarının altına girmiş buraya doğru geliyorlardı.. Yüz siması tanıdık gelmeye başlamıştı fakat yüzünde çok yara bere olduğu için ayırt edemiyordum. Tahminlerime göre çok işkence edilmişe benziyordu. Çınar askerin yaralarına bakıp müdahale ediyordu..

"Çınar işin ne zaman bitecek?" "komutanım 5 dakkaya biter" "durumu nasıl" "sağ kolunda bıçak izi var ama çok derin gözüküyor. Karnında yanıklar tekme izleri ve bıçak izleri var, kaburgası kırılmışa veya ezilmişe benziyo. Çok fazla kan kaybetmiş komutanım yaşaması bile mucize" furkan yüzbaşı anladım derecesinde başını sallayıp askerin yanına gitti.

Bende etrafı kolaçan etmek için silahımın dürbünüyle etrafa bakınıyordum. Beyza üsteğmen yanıma gelip "çok kötü görüyonur ya " diyip yaralı askeri işaret etti. Başımls onaylayıp " bu zamana kadar yaşadıysa Allahın izniyle daha da yaşar üsteğmenim.. Askerler güçlü olur hemen pes etmezler eminim o da pes etmez." başıyla onaylayıp benim gibi etrafı kolaçan etmeye başladı.

2 saat sonra hastanenin helikopter pistinden;

"Hastanın durumu ne" diyip bize baktı. Çınar sedyeyle birlikte koşarken bir yandan da doktora bilgi veriyordu. " sağ kolunda bıçak izi var ve çok derine benziyor damarını kesmiş mi anlayamadım. Karnında yanık izleri bıçak izleri ve bir sürü izler daha da var. Kaburgasının ezilmesinden veya kırılmasından şüpheleniyorum. Gelmeden önce 1 kez kalbi durdu, çok kan kaybediyor" doktor hızlıca başını sallayıp "hastanın adı ve soyadı ne?" " kuzey yılmaz kan gurubu b+rh" diyip ameliyatın içine girdiler...

Kuzey yılmaz...

**********

Arkişler her bölümde de dediğime göreğğ vallah ya silecem ya da burda boş boş duracak valla hoşuma gitmiyor hem BEN 3 TANE KİTAP YAZDIM AŞKOLAR GİDİP ONLARI OKUR MUSUNUZ PLSS..

hee bu arada dur dur gitme asker ve eğlence kitaplarını seviyorsanız nett Guleeeeerrrkitabını okumanız lazım şiddetle öneriyorum EFSANEE beğenmezseniz gelin yüzüme tükürün amk.

Neyse bb.

Üsteğmen FulyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin