Üsteğmen Fulya

9. episode

"Ben kuzey değilim ki"

Bugün 1 nisan mı acaba diye aklımdan geçirdim. Kaşlarımı çatıp ellerimi de çekip yüzüne daha sert bir şekilde bakıp incelemeye başladım. İncelenecek bir şey yok aslında. Yüzü hep yara bere içinde. Kuzeye benziyor mu deseniz..

Bilmiyorum..

Eğer bu yatakta yatan kişi kuzey değilse yengem aşırı derece de yıkılırdı aynı şekilde bende . "N-nasıl ya sen kuzey değilsen kimsin o zaman?" dedim hafif kekelerken. Yüzüme bakıp ne kadar gülümseyebilirse o kadar gülümseyip -yüzünde yara çok olduğu için zor gülümsüyor-  "ben kuzey değil senin güneyinim" diyince içime sular serpişti. Bir an kuzey değil diye ölecektim yemin ederim.

(Güney deme amacı şimdi şülemsi arkişler. Bu fulyacağzım ilkokulda birisini sevmiş adı güney hani kuzey güney doğu batı var ya heh işte onlar var ya o işte. Bir gün fulya gitmiş kuzeye demişki kuzey ben güneyi seviyorum. Tabi kuzey fulyanın küçük olduğunu bildiği için de pusulanın yönleri gibi düşünmüş sonra kahkaha atıp ben senin için güneyde olurum demiş o günden sonra fulya kuzeye güney demeye başlamış filan falan işte anlamadıysanız yoruma yazın detaylı anlatırım yazmaya üşendim)

Direk boynuna atlayıp sarıldım kuzeye unutmayışı mutlu etmişti beni. Hafif inleyince aklıma ameliyat olduğu gelince hızla yataktan kalktım. "Ay şey ben özür dilerim yani canını yakmak istemedim. Ameliyat olduğunu unutmuşum o kadar özlemişim ki öyle şey ettim ama gerçekten canını.." "LAN KIZIM Bİ SUS" diye kapıdan furkan geldi. Hayır sanane ister susarım ister susmam salak.

Hemen hazır ola geçip " üsteğmen fulya yılmaz Ankara. Emredin komutanım" kuzey bana bakıp "ulan bir kere bile bana şöyle hazır ola geçip tekmil vermedin fulki" dedi. yandan kuzeye çok istiyorsan kendin tekmil getir bakışımı atıp furkana çevirdim. "Rahat olabilirsin fulya. Geçmiş olsun yüzbaşım sizi merak ettim de nasılsınız iyi misiniz?"

Kuzey hafifçe başını sallayınca odaya birden 2 doktor 3 tane de hemşire girdi. Noluyor amk. "Ben size en fazla 5 dakka durun dedim sizin yaptığınıza bakın. Beyefendi içeriyeye kendi kuyafetlerinizle giremezsiniz. Hastamızın enfeksiyon kapma olasılığı çok yüksek ve siz derhal odadan çıkın" diyip ikimizi de kapıya gösterdi. Ama ben bu doktoru gebertirim ki.

"Lan doktor musun boktor musun her ne boksan. O ağzından çıkan kelimelere dikkat et yoksa el bombasının pinini açıp o ağzında patlatırım. Sen kimsinde bizi bu odadan kovuyorsun lan. Biz Türk askeriyiz en ufacık delikten bile gi.." bir dakka ya ben niye herşeyi tersten görüyorum? Bu kimin poposu be?

"İndir lan beni" diyip omzunda tepinmeye başladım. "Kızım sende ne çene varmış. Hadi çeneyi siktir et adam akıllı şeylerde konuşamıyorsun ki. Doktor dediklerinde haklı üstüm full toprak toz içinde ve enfeksiyon kaparsa iç kanama tehlikesi de olabilir" ayy sen sanki çok mantıklı konuşuyorsun furkan malı.

"Tamam lan indir beni" diyince indirdi. Ama yere değil arabaya indirdi. "Nereye gidiyoruz lan" kapımı kapatıp ön taraftan dolanıp şöför koltuğuna gelince kapıyı açmaya çalıştım ama kilitlemişti. "Lan kapımı niye kilitliyorsun" "lan niye her kelimenin sonuna veya başına lan getiriyorsun" Lan sanki ben çok lan diyorum tövbe tövbe

"Buraya en yakın askeriyeye gidiyoruz. Timde oraya gitti" "kuzeyin yanında.." Hadi tahmin edin nolduuu sözüm gene kesildi dimii aferin zeki jojuklarıma bakın nasılda bildiler "doktorlar zaten yanında ve bizi içeri sokmazlar. 2 3 saat dinlenip tekrar geliriz" başımı sallayıp yolu izlemeye başladım.

Furkandan (öpüşme olayı ve o olaydan sonraki düşünceleri) ;

Karşımda saçma sapan sorular sorunca onu öpmüştüm. Çünkü nasıl susturacağım aklıma gelmemişti ama pişman değil aklıma hala yapamadıklarımda.. Yani yapamadıklarımda dediğim fesat düşünmeyin öyle şey değil.