Wet Dream | Taekook

28.Bölüm

Arkadaşlar eğer benim veya başka bir yazarın ficlerini kopyalan biriyle herhangi bir platformda karşılaşırsanız şikayet edip yazara haber verin. Bir kaç gün önce biri bana mesaj attı böyle böyle bir kitap var seninkine çok benziyor bir bak diye. Wet Dream'in konusunu ve cümlelerimi bile çalmıştı kız(?). Bu gerçekten çok hayal kırıklığına uğratan ve sinirlendiren bir olay. Kaldırıp özür diledi ama ben hala olayı sindirebilmiş değilim. Lütfen bu konuda hassas olun, başkasının emeklerine göz dikmeyin. Karşılaşırsanız da şikayet etmekten çekinmeyin. Şimdiden teşekkür ederim 🙏💜

Şimdi bölüme geçebiliriz ✌🏻Benim smut okumayı seven sapık okuyucularıma gelsin bu bölüm 🌚🌝

Yorum yapmayanları şaplaklıyorum
🖐🏻🍑

İyi okumalar 🌙

"Özlemişim seni." kapıyı açtığı gibi bedenimi kucaklayıp koltuğa götüren bedene karşı dudaklarımı büzüp sırnaşmaktan başka bir şey yapamıyordum. Çünkü ben de özlemiş, bu sıcaklığa muhtaç kalmıştım. "Hangi anlamda?" diye sorduğumda küçük bir kahkaha atmış ve belimi okşamıştı. Bu hareketlerine bayılıyordum, beni gerçekten değerliymiş gibi hissettiriyor, sarıp sarmalıyordu. "Her anlamda" dedi boynuma bir öpücük bırakıp ince deriyi dişleri arasına alıp ısırmadan hemen önce.

Baldırlarından kayıp kasıklarına oturduğumda bana karşı çıkmamış, aksine bacaklarını aralayıp rahat oturmama yardımcı olmuştu. "Son zamanlarda daha arsızsın."omuz silkip erkekliğini kendi kalçalarımın arasına yerleştirdim. Giyinik olmamız sorun değildi, onu hissetmek bile iyi hissettiriyordu. "Sanırım artık hiç çekinmiyorum senden." dedim dürüst davranarak. Yeşil gözleri, gözlerimi delip geçerken nefesimi tutmaktan başka bir şey yapamadım. Hafifçe gülümseyip tişörtümün içerisine geçirdiği eliyle çıplak belimi okşadı.

Elleri, elleri o kadar güzel hissettiriyordu ki bazen onlar olmasaydı ne yapardım diye düşünüyordum. Kemikli, büyük ve esmer elleri çok güzeldi. Özellikle benim vücudumdayken...

"Şey" dedim belimi hafifçe kıvırıp erkekliğini kalçalarım arasında kaydırırken. "Beni cezalandırmayacak mısın?" birbirimizi seviyorduk, bunu bakışından, dokunuşundan bile anlıyordum. O nedenle sonu sekse bağlansa bile öncesinde birbirimize kedi gibi sırnaşmaktan ve öpüp koklamaktan vazgeçmiyorduk. Doyamıyordum ona, hep yanımda, içimde olsun istiyordum.

Kaşlarını oyuncu bir tavırla kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Ceza alacak bir şey yapmadın, ben adil bir insanım." dediğinde gözlerimi kısmış kucağından kalkmıştım hızla. Etrafıma hızlıca göz gezdirip onu kızdıracak herhangi bir şey aramış, lakin bulamayınca kaşlarımı çatıp merdivenlerden yukarıya doğru koşmuştum. En son bu merdivenlerden koştuğumda olan olmuştu, film yüzünden sertleştiğimi fark edip beni rahatlatmıştı ve bu günlere o olay sayesinde gelmiştik. Kesinlikle o filme minnettardım, beş yıldız verecek ve bolca övecektim yorumlarda.

Toplu yatak odasını dağıtmak aklımdan geçse de asla yapamayacağımı, dağınıklıktan nefret ettiğimi hatırlamış başımı iki yana sallayıp banyoya girmiştim. İlk önce üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine atmış, yalnızca lacivert iç çamaşırımla kalmıştım. Sonrasında hemen karşımda duran, sıkça kullandığı o parfüm şişesini almış, alt dudağımı ısırırken kapağını açıp tüm şişeyi lavabodan aşağıya boşaltmıştım. Bu onu kızdırabilirdi çünkü hafif kokuları sevdiğini, uzun zamandır parfümünü değiştirmediğini biliyordum. Bu olay bittikten sonra ona yenisini almalıydım.

Boş şişeyi ters bir şekilde yerine koyup banyodan çıktıktan sonra, buraya ilk geldiğim gün kız kardeşinin kıyafetlerinden verdiğini anımsamış, dolabının yanındaki küçük dolaptan kız kardeşine ait olan tıpkı iç çamaşırım gibi lacivert bir eteği almış, iç çamaşırımı çıkartıp yatağa koyduktan sonra eteği üzerime geçirmiştim. İşin aslı daha önce etek giymemiştim, bir ön yargım olmasa da giymeyi denememiştim işte. O nedenle birazcık garip hissetsem de bundan vazgeçmiş, odanın bir köşesinde cam dolabın içerisindeki eski model oyuncak arabaların olduğu koleksiyonu dağıtmış, yerlerini karıştırmıştım. Ben dağıtmadan önce hepsi modellerine göre sıralanmıştı ve şimdi öncesinden eseri bile kalmamıştı. Bana kesinlikle çok kızacaktı fakat benim istediğim de bu olduğu için herhangi bir pişmanlık duyamıyordum.