Birazcıkta jungkook'un ıslak rüyalarına konuk olalım değil mi? :) Bölüm düz yazı, textinglere düz yazı eklemek pek hoş olmasa da bir kaç bölüm için gerekli, umarım jungkook'un rekli bilinç altından hoşlanırsınız...
İlahi bakış açısıyla yazdım çünkü ilerde anlarsınız, yani çok takılmayın nasıl jungkook üçüncü kişinin ağzından mı rüya görüyor falan diye.
İyi okumalar 🌙
Karanlığa ihanet eden ay iki gencin bulunduğu odayı aydınlatıyor, pürüzsüz tenlerinde hoş bir tını bırakıyordu.
Beyaz tenli, küçük olan heyecandan karnı kasılsa bile karşısındaki sanat eserini izlemekten alıkoyamıyordu kendini. Ne güzeldi aynı odadan soluklanmak, ne güzeldi esmer tende beyazdan izler bulundurmak. Esmer, büyük olan çıkarttığı üstlüğüyle büyük yatağın karşısınsa ki koltukta oturuyor, zifiri karanlığı çağrıştıran gözlerini süt beyazını andıran çocuktan çekemiyordu.
"Gözlerindeki tutku beni yerle bir ediyor Jungkook" diye fısıldadı esmer olan, sessizliğe inat olarak. "Oysa ne yanlış hisler bunlar, ne günahkar arzular, ne davetkar bakışlar"
Beyaz tenli kavruluyordu, buz gibi odada çırılıplak bedeniyle. Bacakları iki yana açık, tüm mahremi ortadaydı oysaki.
Utanmıyordu, utanma duygusu esmerin teninde kavrulup yok olmuştu. Bitmişti, tükenmişti küllerindense arzuları doğuyordu.
"Taehyung" diye seslendi beyaz olan. Diline ne de çok yakışıyordu esmerin adı.
"Jungkook" diye karşılık verdi karşıdaki tekli koltukta beyazın mahremlerine bakarak kendine dokunan esmer. Birbirleri yasaktı, günahtı onlara.
Şayet ondandır ki aralarındaki camdan duvar. Birbirlerine ulaşamıyordu iki beden, yalnızca izleyebiliyorlardı bu unutulmayacak anları.
"Bebeğim" diye devam ettirdi esmer, kalbi göğüs kafesini dövüyordu. Ufak bir sızı baş gösteriyordu.
"Dokun kendine, mahremlerindeki benmişim gibi. Okşa kendini kadifemsi ellerim üzerindeymiş gibi. Rahatla, öyle bir rahatla ki karşında darmaduman olayım. Tutuşayım inlemelerinde, yanıp kül olayım o dudaklarında."
Beyaz tenli bir bir dinledi esmerin fısıltılarını, belki duymam diye nefesini tuttu.
Ardından dokundu kendine, sıcak elini çoktan belirginleşmiş erkekliğine sararken tereddüt etmedi. Esmere bakarak kıvama gelmişti, dokunsa neylerdi.
" Daha sıkı sar kendini, dahasını hisset. Utanma, çekinme. Unutma bende senden bir parça karşındaki koltukta dokunuyorum kendime. Dudakların arasından kaçabilecek bir fısıltıyı yakalamaya çalışıyorum."
Beyaz olan elini hızlandırdı, kasıkları yanıp bir lav parçasını andırırken karnı sürekli içe kasılırken tutamadı kendini. Esmerin adı zikretti dudaklarında.
Göğüs ucunu kıstırdı küçük parmaklarıyla, nefesini verdi usul usul. Gözleri kapanmak için dirense de esmerin mahreminde tuttu gözlerini.
Oysa ki gözlerine baksa erirdi, Jungkook hızlandı, ondan çıkan ıslak sesler esmeri kıstırdı. Esmer koltukta aşağıya doğru kayarak kucağında beyazı için yer açtı, fakat o yer asla dolmadı.
"Bebeğim dahası" diye inledi bu nedenle. Yetmiyordu, beyazın hissettirdiklerinde kayboluyor boğuluyordu.
Jungkook biliyordu, esmerin ondan istediği edebsiz şeyi biliyor dahası kendini tutmak istemiyordu. Eli dudaklarının arasına kayıp ıslatırken de esmerin hareket eden elini izledi.
Yumuşacık dudaklarının arasından kaydırdığı parmakları önce göğüs uçlarına ardından karnına ve en son küçük, pembe deliğine ulaştı. Korktu, öncesi yoktu onun için. Daha öncesinde bir kez bile deliğini genişletecek bir eylemde bulunmamıştı, keşfedilmemişti, keşfetmemişti.
"Korkuyorum" dedi aniden, esmerin terli suratında ufak bir gülümseme açtı böylece. Ne masum dedi, ne kadar masum bana layık bile değil.
"Korkma güzelim" dedi esmer olan camdan duvara avucunu yaslayıp izinin çıkmasına neden olurken. "Senden, seni incitebilecek bir şey isteyebilir miyim ki?"
Solukları hızlanan beyaz yutkundu, bir parmağını içine doğru ittirdi yavaşça. Acı hükmetti bedenine, böylesini henüz tatmamıştı. Ağzından kaçan acı dolu inlemelere inat daha derinlere indi, kendini keşfetti. Mahremlerini sundu, parmağını hafif geriye çekip tekrardan bir baskıyla içeriye doğru itti. "Evet bebeğim, mükemmelsin." boğuk inlemesi Jungkook'un bedenindeki titremeyi arttırıp aniden tüm parmağını içine itmesine neden olmuş, hissettiği değişik hisse alışmaya çalışmıştı.
Sıcacık, dar duvarları parmağını sarıyor, kasılıp, gevşiyordu. Jungkook ikinci parmağını da hafif bir baskıyla diğerinin yanına gönderdiğinde hissettiği dolulukla çığlık atmış, göz yaşları yanaklarını ıslatmıştı.
Dayanamayacak kadar acımıyordu, yalnızca değişikti. Hiç böylesine bir şeyi hissetmemişti. Taehyung tükürdüğü eliyle kendini hızlı hızlı çekiyor, gözlerini Jungkook'un pembe deliğinden çekemiyordu.
Öylesine muazzam bir his sarmıştı ki ikisini de, ortalarında camdan bir engel olmasa deli gibi sevişeceklerini biliyorlardı.
Jungkook boşta kalan elini erkekliğine atıp kendini parmaklamayı kesmeden, erkekliğini çekiştirmeye başladığında Taehyung ölceğini sandı.
Kalbi göğüs kafesini dövüyor, ciğerleri sürekli sıkışıyordu. Kasıklarında bir ateş topu varmış gibi yanıyor, erkekliği seğiriyordu.
Jungkook hissettiği yeni duygularla titriyor, boşalmanın sınırlarında geziniyordu. Daha hızlı asıldı kendine, daha hızlı ittirdi parmaklarını.
En son göğsünü kirletecek kadar hızlı gelmiş, sırılsıklam olan deliğinden çekmişti parmaklarını. Taehyung bir kaç kez daha kendini çekiştirdikten sonra, kendini ellerine bırakmış, yorgunluk ve boşalmanın verdiği o huzurlu hisle birlikte başını geriye atıp soluklanmıştı.
Jungkook kirlettiği göğsünden gözlerini çektikten hemen sonra ortadaki cam duvara ilerlemiş, kalçası çok hafif sızlasada umursamadan ittirmeye çalışmıştı. Esmer kucakta yatmak, esmerin dokunuşlarıyla uyumak istiyordu.
Esmer de küçüğünü kollarının arasında sarmak, bebeksi kokusuyla kutsanmak istiyordu.
Lakin aralarındaki engel bir türlü ortadan kalkmıyordu...
°°° Bölüm sonu, sağlıcakla kalın.
Ve bundan tam tam tam bir hafta sonra yeni bölüm gelecek, bu defa kanmayacağım 😈
