Wet Dream | Taekook

15.Bölüm

Bölümü üçüncü defa yazıyorum o nedenle biraz- tamam itiraf ediyorum bayağı- geç atabildim. Hiç emin olamadım da bölümden, utanmasam bekletirdim biraz daha... Aslında bundan önceki bölüme gelen yorum sayısı beni çok mutlu etti, haberiniz olsun yani. Ah birde ben hep finale az  kaldı diyince bir türlü final veremiyor, kitabı uzatıyorum. O nedenle önceki bölümdeki notu unutun :)

Bir de ufak  bir hatırlatma yapmak istiyorum. Kitapta Jungkook 18, Taehyung 22 yaşında. Hiçbir şekilde p*dofili kalıbına uymuyor, ikisinin de rızası var ve zaten Jungkook reşit. Yanlış bir anlaşılma olmasın istedim, bölümde sonlara doğru cinsellik var . Yani cinsellik okuyamayanlar yaklaşık olarak bir 800 kelimeyi rahatlıkla okuyabilir.

Upuzun bir bölümle geldim;

İyi okumalar 🌙

Sokak lambalarının aydınlattığı karanlık sokakta annem ve babamın arkasında, evimizin kapısının hemen ardında konuşulanları dinliyor ve heyecanlanmaktan alıkoyamıyordum kendimi. Benim açımdan hiçbir şey kolay değildi. Bir çok şeyi yaşamayı ben seçmemiştim, kendimde suç bulmuyordum lakin garip hissediyordum. Bay Kim, annemlere onda kalmam için ufak yalanlar söylerken bir taraftan da yalan söylemeyi sevmediği için beni gerçekten çalıştıracağını biliyordum.

Vücudum titriyordu, fark edilmemek uğruna kapıya yapıştırmıştım bedenimi. Bay Kim mükemmeldi. Vücudu, yüzü, saçları, giyim tarzı, konuşması, kültürü, aksanı, zekası ve daha nicesi kıskandıracak seviyedeydi. Kendime belki de bu yüzden engel olamıyordum. Ben uzun süredir rüyalarıma Bay Kim'i konuk ediyor, ahlaksız fakat bir o kadar da hayran kalınacak şeyleri hafızama kazıyordum.

"Elbette onun iyiliği benim için daha önemli, emin olun sizin kadar bende düşünüyorum onu." Bay Kim gerçekten hayran olduğum kalın tınılı sesiyle anne ve babama bir şeyler anlatıyor ve ben gözümü kırpmadan onu izliyordum. "Bu etüt olayı da onların iyiliği için zaten. Diğer öğrencilerden tek artısı en iyi çalışma saatlerinde çalışacak olmamız. Gece geç ve sabah erken saatlerde daha iyi anlar konuları. Sizi rahatsız etmemek için böyle bir yöntem düşündüm lakin sizin kararınız ve tercihiniz." Annem Bay Kim'e gülümseyerek baktıktan hemen sonra bana dönüp dudaklarını birbirine bastırmış bir kaç kaş göz işareti yapmıştı.

Kaşlarımı çattığımda o nadiren attığı lakin anlamını çok iyi bildiğim bakışı atıp önüne dönmüştü. 'Bu çocuğu ben mi doğurdum?' bakışından sonra bir kaç saniye düşünmüş bu sırada Bay Kim'in siyah, oldukça dar ve kaslı baldırlarını ortaya seren pantolonunda takılı kalmıştım. "Size her daim güveniyoruz, oğlumun geleceği benim her şeyim. Bir kaç gün özlesek sorun olmaz bence."

Babam gülerek konuştuğunda derin bir nefes almıştım. "Haftada kaç gün sizde kalacak?" bu defa soruyu soran annemdi. "Üç gece efendim." annem onaylayan bir kaç mırıltı çıkarttığında hepsi bir anda bana dönmüş, gözlerimi kocaman açıp irkilmiştim. "Sen ne diyorsun oğlum?" yutkunup Bay Kim'e  baktığımda merakla beni izlediğine şahit oldum. "Benim için fark etmez."  dediğimde annem içeri adımlamış kolumdan tutarak beni de çekmişti. Tabi girmeden önce Bay Kim ve babama seslenmişti. "Siz içeri geçin oturun, biz de Jungkook'un çantasını hazırlayalım.

....

"Anne saçmalama" diye sızlandım çantama kıyafetlerimi katlayarak koyan anneme karşı. "Oğlum, acaba mal mısın sen?" derin bir nefes verip kollarımı göğsümde bağladığımda katlamak için aldığı bir tişörtü yüzüme atmıştı. "Nasıl tamamen babana çekmiş olabilirsin, halbuki ben doğurdum seni." kucağıma düşen tişörtü katlayıp yatağıma koyarken annem de çantanın fermuarını kapatmıştı.